'Bu kadınlar diktatörleri pijamalarıyla gördüler'
Diktatörlerin,onlar kadar tarihte yer etmiş ve yer edecek olan eşleri,çarpıcı hikayeleri ile karşınızda.
Safia El-Kaddafi
Kaddafi'nin yedi çocuğunun annesi ve ikinci eşi.
Kaddafi'nin yedi çocuğunun annesi ve ikinci eşi.
Hitler,ilk eşinin intihar etmesinin ardından,Eva Braun'la evlendi. Eva Braun siyasetten çok eşiyle ilgilenmeyi tercih eden bir first lady olarak karşımıza çıkıyor.
Mussolini, 1915’te oğulları Benitino doğmadan kısa süre önce Rachele Guidi ile evlendi.Rachele Mussolini, Faşist İtalyan yönetimince “ideal anne ve ev kadını” olarak büyük bir itibar gördü.
Kocasının dikta yönetimi kadar,Elena’nın lüks düşkünlüğü de Romanya'da tepki çekti. Rumenler tarafından kendisine “Korkunç Elena” lakabını verildi.Elena Çavuşesku ve eşi 1989'da yargılanmalarının ardından,kurşuna dizildi.
Komünist Parti üyesi olan Elena,fakir bir ailenin kızıydı ve neredeyse hiç okuma yazma bilmiyordu.Nikolay Çavuşesku ile parti bünyesinde tanıştı ve evlendi.
Eva Peron,iyilik meleği olarak adlandırılan bir diktatör eşi ve bu özelliği eşinin hükümetinde iyi bir propaganda aracı oldu.
Arjantin’in başına geçen Juan Peron ile evlendikten sonra, yönetim ile işçi sınıfı arasında köprü kuran bir figüre dönüştü.Sadece eşinin rejimini yumuşatan bir figür olmakla kalmayıp, Çalışma ve Sosyal Yardım Bakanlığı’nın başında da bulundu.
"Demir kelebek" lakabı verilen Imelda Marcos, Ferdinand Marcos’un eşi.1986’ya kadar 20 yıl boyunca ülkede iktidarı elinde tutan kocası Filipinler hazinesinden büyük paralar çalmakla suçlandı. O dönem binlerce ayakkabısıyla kocasının devrilişinden çok dünya medyasına konu oldu.
Eşi öldükten sonra bile,iktidarı bırakmak istemedi.Fakat seçimlerde kaybetti. Ardından kocasıyla beraber zimmetlerine geçirdikleri milyarlar için yargılandı ve ceza aldı.
Halkın eşinden daha fazla tepki gösterdiği Leyla Bin Ali, kocasının isyan dalgası karşısında iktidarı bırakmayı göze aldığında bile,daha fazla direndi.Hatta kocasını uzaklaştıp iktidarı bizzat eline alma planları yaptığı söylentileri yayıldı.
Tunus'da isyan patlak verince Leyla Bin Ali odak noktası oldu. Tunus'da büyük bir nüfuz alanı oluşturması, mafya ile ilişkilerinin olması,önemli makamları akrabalarına vermesi gibi konular isyanla dünya gündemine girdi.
1966-67’deki Çin kültürel devriminde önemli rol oynayan ve radikal politik kararlar alarak Dörtlü Çete'yi kuran Madam Mao, Komünist Çin’in ünlü lideri Mao’nun üçüncü karısı.
1940’larda Mao’nun kişisel sekreteri, 50’lerde ise propaganda bölümünün başındaydı.1980 ve 81’de Dörtlü Çete’nin bir üyesi olarak yargılandı. Ölüm cezası 1983’te ömür boyu hapse çevrildi. Hapiste kansere yakalanan Qing, 1991’de bir hastanede intihar etti.
Jean Claude Duvalier, 18 yaşında babasının ardından Haiti’nin başına geçtikten sonra Michele Duvalier ile evlendi. Fakirlikle baoğuşan Haiti gibi bir ülkede, diktatörün düğününün maliyeti 3 milyon doları bulmuştu.
Michele Duvalier , yaşadığı sarayda düzenlediği, yerel televizyonlar tarafından yayınlanan görkemli partiler nedeniyle halkın tepkisini çekiyordu.
Sırplar'a uyguladığı ağır baskılarla bilinen Slobodan Miloseviç’in eşi Mirjana Miloseviç de diğer diktatör eşlerine benzer bir profille karşımıza çıkıyor.
Mirjana Miloseviç'in hayatındaki en dikkat çekebilecek şey ise Yugoslavya'nın en büyük mafya şefi olarak suçlanmış olması.
Eşi halen yönetimde olan ve son dönemlerde en çok adından söz ettiren diktatör eşlerinden biride,Fildişi Sahili’nin first lady’si Simone Gbagbo.
Eşiyle beraber aktif bir şekilde siyaset hayatında yer almasıyla tanınıyor. Hatta,katliamlarla itham edilen milislere yakın olması nedeniyle çekinilen bir kişilik olarak niteleniyor.
Suzan Mübarek 20 yıldan fazla süredir Mısırın first lady'si.Ülke dışında adı tanınmasa bile hem ailesi içinde hem de Mısır dâhilinde tam bir iktidar kadını olarak bilinmekte.
Mısırlılara göre,kocası üzerinde büyük etki sahibi olan Suzan Mübarek, ailesinin iktidarını kaybetmesinden hemen önce Ahmet Şefik’in de başbakan olarak atanmasını sağlayan kişi oldu. Birçok yardım kuruluşunda görev aldı.Ancak yardım kurumları için toplanan 5 milyon doları kendi hesabına aktardığı suçuyla itham ediliyor.