Queen Mary Üniversitesi’nden araştırmacılar, kafeinin hücrelerde enerji dengelemesini sağlayan sistemi uyararak hücre onarımını desteklediğini ve yaşlanmayı yavaşlatabileceğini buldu.
Çalışmanın baş araştırmacısı, Biyolog Dr. John-Patrick Alao, "Bu bulgular, kafeinin sağlık ve uzun ömür açısından neden faydalı olabileceğini anlamamıza ışık tutuyor," dedi. Alao, araştırmanın aynı zamanda bu sistemi taklit edebilecek yeni ilaçların ve terapilerin geliştirilmesine de zemin hazırladığını belirtti.
Laboratuvar ortamında yapılan deneylerde, kafeinin maya hücrelerindeki AMPK sistemini harekete geçirdiği görüldü. Bu sistemin aktif olduğu hücrelerin daha yavaş yaşlandığı, DNA onarımını daha etkin yaptığı ve stres faktörlerine karşı daha dirençli olduğu saptandı. Bu etkilerin, diyabet, kalp yetmezliği ve bunama gibi ölümcül hastalıkların gelişimini engelleyebileceği düşünülüyor.
Söz konusu araştırma Microbial Cell dergisinde yayımlandı.
ABD'deki Tufts Üniversitesi tarafından bu ay yayımlanan ayrı bir çalışmada da, günde iki ila üç fincan kahve içen bireylerin kalp hastalıklarına bağlı ölüm riskinin yaklaşık yüzde 20 oranında azaldığı tespit edildi. Ayrıca düzenli kahve tüketiminin depresyon, tip 2 diyabet, karaciğer hastalıkları ve bunama riskini azaltabileceğine dair bulgular giderek güçleniyor.
Kahvenin sağlığa olumlu etkileriyle ilgili görüş birliği oluşmakla birlikte, bu etkilerin hangi bileşenden kaynaklandığı konusunda bilim dünyasında farklı teoriler mevcut. Bazı araştırmacılar, bu faydaların antioksidan bakımından zengin doğal polifenollerden kaynaklandığını öne sürerken, diğerleri kafeinin merkezi rol oynadığını savunuyor.
Öte yandan uzmanlar, kahvenin potansiyel faydalarının yanı sıra bazı sağlık riskleri de taşıyabileceği konusunda uyarıyor. Özellikle aşırı tüketimin, görme problemleri, bazı kanser türleri ve kalp hastalıklarıyla ilişkilendirildiği araştırmalar bulunuyor.
İngiltere Ulusal Sağlık Servisi (NHS), günde dört fincandan fazla kahve tüketiminin kan basıncını tehlikeli seviyelere çıkarabileceği ve kalp krizi, felç, hatta bunama riskini artırabileceği uyarısında bulunuyor.
Kahveyle ilgili araştırmalarda karşılaşılan temel zorluklardan biri, tüketim şekillerinin büyük çeşitlilik göstermesi. Hazır ya da filtre kahve farkı, kullanılan süt veya şeker miktarı, hatta kahve aromaları gibi faktörler, kahvenin sağlık üzerindeki etkilerini önemli ölçüde değiştirebiliyor.
Kahvenin koruyucu etkisi olabileceği düşünülen kalp hastalıkları ve demans, Birleşik Krallık’ta önde gelen ölüm nedenleri arasında yer alıyor. British Heart Foundation’a göre, ülkede her yıl yaklaşık 170 bin kişi kalp ve dolaşım sistemi hastalıkları nedeniyle hayatını kaybediyor. Bu da günde yaklaşık 480 ölüme, yani toplam ölümlerin dörtte birine denk geliyor.
Öte yandan, demans da giderek artan bir sağlık tehdidi oluşturuyor. 2022 verilerine göre, İngiltere'de demansa bağlı ölümler 74.261’e ulaştı ve bu sayı hastalığı ülkenin önde gelen ölüm nedeni haline getirdi.
