Haberler - ntv.com.tr 28.12.2021 - 14:00
Almanya’nın batısındaki Rheinland-Pfalz eyaletinde yer alan yaklaşık 217 bin nüfuslu Mainz kenti, yetkililerin 1,3 milyar euroluk kredi aldığı 90'ların başından bu yana ağır bir borç yükü taşıyor. Salgının ilk yılında, Ren Nehri şehrinin borç yığını, yalnızca faiz olarak 30 milyon euro daha arttı.
Ancak, Uğur Şahin ve Özlem Türeci'nin kurduğu ve üretimi için ilaç devi Pfizer ile birlikte çalıştığı BioNTech'in başarısı, Mainz'in kaderini değiştirdi.
Şehir senatosu bu kış 1,09 milyar euroluk bir bütçe fazlası açıkladı. 2022'de beklenen 490,8 milyon euroluk başka bir bütçe fazlası ile Mainz, kalan borcunu bir yıl içinde temizlemeyi umuyor.
Alman vergi gizliliği yasaları nedeniyle, BioNTech resmi olarak Mainz senatosunun kurtarıcısı olarak adlandırılmadı. Ancak, batı dünyasında yetkilendirilen ilk aşıyı üreten şirketin büyük serveti sır değil.
Ocak-Eylül 2021'de BioNTech, şirketin Almanya'da birkaç tesisi olmasına ve paranın hangi belediyelere gittiğini söylememesine rağmen, vergi öncesi karda 10,3 milyar euro elde etti ve bunun 3,2 milyar eurosunu vergi olarak ödedi.
Diğer taraftan, Mainz'in Covid-19 pandemisinden önce dünyaya en büyük hediyesi, mucidi Johannes Gutenberg olan ve 1440 yılında geliştirdiği matbaaydı.
Mainz belediye başkanı Michael Ebling, BioNTech'in mRNA aşısının ezber bozan gelişiminin matbaanın icadı ile eşit derecede önemli olduğunu söyledi. The Guardian'a konuşan Ebling, muhteşem altyapı projelerine yatırım yapmak yerine vergi parasını şehrin borçlarını kapatmak için kullanmak istediğini aktardı.
Ebling, "Noel yaklaşıyor olabilir, ancak Mainz şehri için uzun dilek listeleri hazırlamanın zamanı değil. Düşen vergi borcu, şehrimizin dünyaya kazandırdığı diğer başarıları onurlandırmayı kesinlikle kolaylaştıracak” dedi.
Mainz Belediye Başkanı ayrıca, bu durumun kentin futboldaki atılımlarını besleyeceğini söyledi.
Ebling, “Liverpool teknik direktörü Jürgen Klopp ve Chelsea'den Thomas Tuchel ilk olarak yerel Bundesliga kulübü Mainz 05'i yöneterek adını duyurdu. Futbol sahalarımız öyle bir durumda olacak ki her oyuncu çok rahat oynayabilecek” diye konuştu.
Ancak Ebling'in en büyük planı, kenti aşı üreticilerinin başarısı üzerine inşa etmek ve Mainz'i küresel bir biyoteknoloji merkezine dönüştürmek.
Kentte hali hazırda, AR&GE çalışmaları için BioNTech'in genel merkezi, üniversite kliniği ve Alman Kanser Araştırma Merkezi yakınında 30 dönümlük bir arsa tahsis edildi.
Mainz, bu kapsamda önümüzdeki 10 yıl içinde kısmen şirketleri çok daha düşük kurumlar vergisi oranlarıyla cezbederek 5 bin yeni iş yaratmayı umuyor.
Mainz, kurumlar vergisi oranını yüzde 440'tan yüzde 310'a düşürmeyi planlıyor, bu da 50 binden fazla nüfusa sahip Alman şehirleri arasında açık ara en düşük vergi oranı.
Öte yandan Mainz Kent Senatosu ise kurumlar vergisindeki kesintinin yalnızca yeni bir yuva arayan bilim girişimlerine değil, pandemiden zarar gören daha küçük şirketlere de bir hediye olduğunu açıkladı. Bir sözcü, indirimli vergi oranının BioNTech'in diğer düşük vergi bölgelerine taşınmasını durdurmak için tasarlandığını reddetti.
Ancak, Mainz'in Ren'deki zengin kardeşi olarak bilinen Wiesbaden'de, yerel politikacılar Mainz'i “dayanışmadan son derece yoksun” olmakla eleştirirken, ekonomistler hareketin Alman şehirleri arasında dibe doğru bir yarışı tetikleyebileceğini öne sürdü.
Wildau'daki Teknik Uygulamalı Bilimler Üniversitesi'nde kamu yönetimi profesörü René Geissler, "Mainz'in vergi oranını düşürmesi anlaşılabilir, ancak yerel politikacıların bu konudaki eleştirilerine katılıyorum” dedi.
Planın mutlaka temettü ödeyip ödemeyeceğini sorgulayan Geissler, "Diğer şehirler üzerinde muazzam bir baskı yaratacak. Yeni başlayanlar için ana merkezlerini seçerken düşük bir vergi oranı, Mainz'in halihazırda sunduğu araştırma kurumlarına veya aynı alanda çalışan şirketlere yakınlıktan çok daha önemli” dedi.
