Müzenin en dikkat çeken bölümlerinden biri de sema töreninin yapıldığı alan. Mevlevilikte, Sema nasıl icra ediliyor?
Tören, birbiriyle bütünlük içinde farklı tasavvufî anlamlar içeren naat, ney taksimi, peşrev, Devr-i Veledî ve dört selâm bölümünden oluşmaktadır. Sema Töreni, Mevlevîlik kültürünün doğru olarak aktarılabileceği mekânlarda gelenekten gelen Mevlevî müziği ile icra edilir. Itri’nin rast makamında bestelediği 17. yüzyılın sonundan itibaren çalınmakta olan naat-ı şerif ile törene başlanır. Pir Adil Çelebi gibi bestekarlar tarafından bestelenmiş ilahiler, müzik eğitimi almış koro tarafından okunur. Ney, kudüm ve ut gibi enstrümanlar, koroya eşlik eder. Mevlânâ’nın Farsça yazılmış eserleri, tören süresince mutrib heyeti (ses ve saz topluluğu) tarafından icra edilen bestelerin temel kaynağıdır.
Sema törenlerinde selam bölümü dört kısımdan oluşmaktadır: 1. Selam, insanın kulluğunu idrak etmesini; 2. Selam, Allah’ın kudreti karşısında hayranlık duyulmasını; 3. Selam, kudret karşısında duyulan hayranlığın aşka dönüşmesini; 4. Selam, insanın kulluğa dönüşünü anlatır. Tören, okunan Kur’an-ı Kerim ve dualarla bitirilir. Gökler aleminin bir sembolü olarak Mevlevi Sema’sında semazenler dönerken, semazenbaşı aralarında gezinir ve semazenlerin birbirlerine olan mesafesinin korunmasını sağlar. Postnişin olarak adlandırılan ve töreni yöneten kişi ise kırmızı postun ucunda ayakta durarak dualar okur. Sema yapılan yer yuvarlak olmasından dolayı dünyaya, Postnişin güneşe, semazenbaşı aya ve semazenler de gezegenlere benzetilerek semanın güneş sistemini sembolize ettiği varsayılır.
İcra edilmesi özen ve dikkat gerektiren bu tören, başından sonuna kadar birçok aşamada mistik anlamda semboller taşır. Sema esnasında
dönmek tüm mekan ve yönlerde Allah’ı seyretmeyi temsil eder.
Ayak vurmak, nefsin sınırsız ve doyumsuz isteklerini ayaklar altına alıp ezmek ve onunla mücadele edip nefsi mağlup etmektir. Kollarını yana açmak,
en mükemmel’e yönelik bir acziyettir. Semada sağ elin yukarı, sol elin ise aşağı doğru kollar açık bir hale gelmesi, sağ elle Allah’tan feyiz alıp O’ndan başkasına yüz çevirmek ve sol elle bu feyzin dağıtılması anlamına gelmektedir.