"ACIMIZ BÜYÜK"
Oyuncu Ertan Kılıç ise, "Acımız büyük. Şehir Tiyatroları olarak, Türk tiyatrosu büyük bir oyuncusunu kaybetti diyebiliriz. Naşit geleneğinin son temsilcisiydi tiyatrodaki. Dedesi Komik-i Şehir Naşit Bey, babası Selim Naşit Bey, yengesi zaten Adile Naşit. Naşit soyadının son temsilcisiydi daha doğrusu. Çok üzgünüz. Türk tiyatrosunun başı sağ olsun. Hepimizin başı sağ olsun" ifadelerini kullandı.
Erarslan Sağlam, "Daha sahne üstünde yapacağı çok şey vardı. Bu anlamda çok hüzün verici bir ölümdür. Ama buna ek olarak, belki şunu söylemek gerekir ki; biz ve bizden sonra gelecek olan kuşaklar, konservatuvarla birlikte sahne üstünde ustalarımızı, hocalarımızı seyrederek bu mesleği, bu sanatı öğreniyoruz. Dolayısıyla, her bu tip ustaların, iyi oyuncuların erken kaybı aslında bir konservatuvarı daha eksiltiyor. Yeni gelecek olanlara da bir kayıp diyebiliriz. O yüzden katmerli bir şekilde hüzün verici, sanat adına da kaygı verici bir durumdur Naşit'in kaybı" dedi.
"NAŞİT'LE ÇOK GÜZEL OYUNLAR YAPTIK"
Süha Uygur, "Çok üzgünüm. 12 yaşından beri arkadaşız. Çocukluk yıllarından beri… Bizi Şehir Tiyatrosu tekrar bir araya getirdi. Dört sene görev yaptığım süre içerisinde Naşit'le çok güzel oyunlar yaptık. Tatlı Kaçık, Ay ışığında Şamata, gibi birbirinden değerli oyunlar yaptık. Çok erken. Yani Naşit bu kadar erken ölümü hak etmedi. Sağlığına dikkat etmedi açıkçası. Bizi çok üzdü. Gittiği yerde huzur bulmasını diliyorum. Mekanı cennet olsun. Çok önemli bir ailenin çok önemli bir bireyini yitirdik. Ama onların ölmesi, unutulacakları anlamına asla gelmeyecek. Unutmamak için elimizden gelen her şeyi yapıyoruz. Bir kez daha başımız sağ olsun" diye konuştu.
Ayşe Kökçü, "Sevgili Naşit Özcan, benim çok eski arkadaşım. Aşağı yukarı 35-40 senelik. Son oyunum Tatlı Kaçık'ı Şehir Tiyatroları'nda o yönetti. Birlikte çalıştık. Onun için yeri ayrıca ayrıdır. Tahmin ediyorum, onun da yönettiği son oyun oldu. Ayrıca, bu oyunu Uygur Sanat Tiyatrosu'nda iki yıl önce tekrar sahneledik ve halen oynamaktayız. Rahmet diliyorum. Çok üzgünüm" ifadelerini kullandı.
Ayşegül İşsever, "Türk tiyatrosu ve İstanbul Şehir Tiyatrosu çok önemli bir aktörünü, çok iyi bir oyuncusunu ama aynı zamanda çok iyi bir neferini kaybetti. Aidiyet duygusu Şehir Tiyatrosu'na karşı çok yüksekti. Hiçbir zaman 'Şehir Tiyatrosu' demedi. Hep 'tiyatromuz' derdi" dedi.