Haberler 25.11.2016 - 07:31
VİCDANİ RET’İN TARİHÇESİ..
“Braveheart” zaten klasik ama “Apocalypto” ne güzel filmdi öyle? O nasıl bir sinemasal gerçekçilikti? Mel Gibson, çok az oyuncuya nasip olan “iyi yönetmen” sıfatına zaten sahip ama sonrasında özellikle özel hayatındaki çalkantılar ve bazı demeçleri yüzünden sıradan biri gibi muamele görmeye başladı. Büyük gözden düşüşün ardından şimdi barış zamanı. Gibson 10 yıl sonra yeniden kamera arkasında ve orijinal ismi “Hackshaw Ridge” olan yapım, kariyeri açısından kritik öneme sahip. Ya sinema dünyası özellikle de Hollywood onu bağrına basacak, ya da iyi çekildiği her halinden belli olan bu savaş draması, hak ettiği değeri göremeden unutulacak. Filmin konusu kabaca “vicdani ret” üzerine kurulu. İkinci Dünya Savaşı’nda Amerikan askeri Desmond, Okinawa cephesinde insan öldürmeyi reddeder. Kimseyi öldürmediği gibi bu duruşu sayesinde hayatlar da kurtarır ve ABD tarihinin ilk onur madalyasının sahibi olur. Başrolünde Andrew Garfield’ın yer aldığı yapımı, Gibson’ın hüneri sayesinde iyi bir film olarak işaret edecek olanların sayısına güveniyoruz.
(Beklenti-metre: 5 üzerinden 4 puan)
OZON VE SIRLARI..
François Ozon’un siyah beyaz çektiği film, 1. Dünya Savaşı’nı kaybeden Almanya’da 1919’da geçiyor. Genç ve güzel Anna, nişanlısı Frantz’ı savaşta kaybetmiştir. Onun matemini yaşarken Frantz’ın asker arkadaşı olduğunu söyleyen bir adam çıkagelir. Adrien isimli bu adam zamanla Anna ve ailesine kendini sevdirir. Ama bir sırrı vardır Adrien’in. Başrollerde Paule Beer ve Pierre Niney’in yer aldığı film, Venedik’te büyük ödül için yarışmıştı.
(Beklenti-metre: 5 üzerinden 3)
ÜNLÜ AKTÖRDEN İLK DENEME
Ünlü aktör Ewan McGregor’un yönettiği ilk sinema filmi “Pastoral Amerika” bir roman uyarlaması. Philip Roth’un daha önce de bir çok romanı (İnsan Lekesi, Aşkın Peşinde) beyazperdeye uyarlanmıştı. McGregor’un ilk yönetmenlik denemesinde zorlu bir işe soyunduğunu söylemeliyiz. 60’lı yılların Amerika’sında geçen öyküde, dışarıdan bakıldığında mutlu bir aile tablosu görürüz önce. Swede Levov, bir dönemin başarılı atleti, şimdinin ise başarılı işadamı. Eşi, eski güzellik kraliçesi Dawn. Kızları ise ergenlik çağında, Merry. Sonra yakından bakıyor kamera bu aileye. Evde iki kişiler. Çünkü kızları ortalıkta yok. Acaba nerede olabilir? Mesela sokaklarda süregelen Vietnam savaşı karşıtı gösterilere katılmış olabilir mi? Ya da daha fazlasına? Swede’de yönetmen McGregor aynı zamanda başrolde. Karısı Dawn’da Jennifer Connelly, kızı Merry’de ise çocuk oyuncuyken attığı şımarık çığlıkları hala kulağımızda olan Dakota Fanning var.
(Beklenti-metre: 5 üzerinden 3,5 puan)
BEN GİTMEDİM, SEN KALMADIN..
Doğu’ya yolculuğun o hep sözü edilen mistik havası, genellikle “kendini bulma” gayesi ile ilişkilendirilir. Yolculuk Doğu’dan batı’ya olduğundaysa -insanlığın son dönemi özelinde “hayatını değiştirmek”ten ziyade “hayatta kalma (zorunlu göç)” gayesine evrilmiştir. Handan Öztürk’ün yazıp yönettiği “Bana Git De”, “bunalımını aşmak” için İstanbul’dan Doğu’ya gitmek isteyen gitarist Ali ile “ünlü olmak için” Doğu’dan İstanbul’a “kaçmaya” çalışan şarkıcı Leyal’ı anlatıyor. Biraz geç kalmış bir hikaye gibi. Genç kız yeteneğinin farkında ama yaşadığı yerde başka kimse değil. Yolları kesişir, Ali Leyal’ı arabasına alır. Ali küçük şeylerin keşişi olmak için çıktığı yolda Leyal’ı keşfetmeye başlar. Başrollerde yetenekli bay Tayanç Ayaydın ve şarkıcı Atiye var. Atiye’nin sesinin o coğrafyanın şarkılarına gidip gitmediği tartışılır.
(Beklenti-metre: 5 üzerinden 2,5)
SERİ DEVAM EDİYOR
Serinin sevilen karakterleri Servet, Gökhan, Necmi ve Hikmet, ekonomik sıkıntı nedeniyle aynı evde yaşamaya başlar. Derken karşılarına bir hazine haritası çıkar ve heyecanla Edirne’ye doğru yola çıkarlar. Şevket Çoruh, İlker Ayrık, Timur Acar ve Murat Akkoyunlu başrollerde. Yönetmen koltuğunda ise bir kez daha Murat Şeker var.
(Beklenti-metre: 5 üzerinden 2,5)
PSİKOLOJİK İŞLER
Çok katlı bir ev, o eve musallat olan bir kötücül, merdiven altında gizemli bir kapı vs.. Yerli korku denemeleri bu klişelerle karşımıza çıktığında ettiğimiz lafları 2015 yapımı bu filmden de esirgeyecek değiliz. 7 aylık hamile bir kadının Kansas’ta, doğduğu yere dönmesiyle başlıyor hikaye. Jennifer anne olmaya hazırlıksız. Bir yanda baskıcı annesi, diğer yanda kocası ile gergin giden bir ilişki. Jennifer bir de evine musallat olan o “şey” ile uğraşmak zorunda.
Bu anlattıklarımız ilginizi çektiyse bile, beklentinizi düşük tutmanız kaydıyla izleyebilirsiniz.
(Beklenti-metre: 5 üzerinden 2,5)
Eleştiri ve görüşleriniz için Orkan Şancı iletişim: orkansanci@gmail.com
