Haberler - ntv.com.tr 18.01.2019 - 07:24
Ozan Güven ile Günay Karacaoğlu ikilisi nasıl bir araya geldi?
Ozan Güven: "Biz Günay ve Şevket ile çok eski arkadaşız. 20-25 senedir tanışıyoruz. Birgün Şevket, 'Don Kişot yapacağız, Sancho Panza'yı Günay oynayacak, ne diyorsun?' dedi. Ben de 'Tamam' dedim. Sonra yıllar sonra Günay'la karşılaştık her şey başladığı yerden devam etti."
Günay Karacaoğlu: "Sanki hiç karşılaşmamışız gibi..."
O.G: "Karşılaştık ama geyiklerdeydik hep... İş için karşılaşmamıştık."
14 yıl sonra sahneye döndünüz. Bunun sizin için avantajları, zor yönleri veya keyifli yanları neler oldu?
O.G: "Araya çok uzun bir zaman girip bir de televizyonda ve sinemada hep arkadaşlarımla iş yaptığım için tiyatroda bu ortamın sağlanacağı bir yerde bu işi yapmak istiyordum. O yüzden araya 14-15 sene girdi. Dolayısıyla hem Şevket hem Günay eski arkadaşlarım olduğundan Baba Sahne'nin çok daha özel bir anlamı var. Aslına bakarsan 25 senedir hiç sahneden inmeyen bir partnerle tiyatro yapmak beni biraz strese sokmadı değil. Çok heyecanlıydım, Günay sahnenin üzerinden inmiyor ve çok antrenmanlı. Dolayısıyla endişelerim ve korkularım oldu ama sağolsun bana hem sahne üzerinde hem arkada yabancılık çektirmediği için beklediğimden daha kolay ve keyifli atlattım bu dönemi."
Oyundan nasıl geri dönüşler alıyorsunuz?
G.K: "Öncelikle gişesi ilgilendiriyor. Gelen seyirci sayısı, sayıdan sonra gelen seyirci kalitesi bunlara beraber baktığınız aralık ayı biletlerimiz kasımda bitmişti. Ocak ayı biletleri ise aralık başında tükenmişti. Şubat'ı da bitirdi. Tiyatroda artık ne kadar reklam verirseniz verin bunların geri dönüşü olmuyor. Eskiden verilen tiyatro ilanları artık verilmiyor. Seyircinin buluştuğu nokta fısıltı gazetesi. Sosyal medyada beğeni yapan seyirci gelmiyor. Oyunu seyredenlerin tavsiye ettiği izleyiciler geliyor. Dolayısıyla bizim biletlerimiz tükendi ve geri dönüşler bizleri çok mutlu etti. Şu an seyircilerimiz mart ayını bekliyorlar."
G.K: "Gelen seyircinin kalitesi de önemli. Bilinçli bir seyirci geliyor. Oyun metninde nokta atışı cümlelerimiz var Cervantes'i ve Don Kişot'un gerçek hikayesini bilen seyirciden aldığımız tepkiler bizi mutlu ediyor. Ama hiç bilmeden gelen seyirci de mutlu ediyor tabii ki. Geri dönüşler ahbap veya arkadaş çevremizden ziyade tiyatroyu seven, takip etmek izleyicinin tekrar tekrar gelmesi. İçlerinde ikinci ve üçüncü kere gelenler oluyor. Arkadaş çevremizin de keyfi son derece yerinde. Çünkü arkadaş ortamında ettiği sohbetlerin dışında hiç görmedikleri bir Ozan Güven görüyorlar. Diğer oynadığı karakterin dışında Don Kişot'la karşılaşıyorlar ve ele alınmamış bir Don Kişot izliyorlar."
O.G: "Bir oyuncu için daha ulvi bir yer bir tiyatro salonu gibi bir geyikten bahsetmeyeceğim ama elbette şartları ve durumu mesleğinizle başbaşa kalabileceğiniz bir yer tiyatro alanı. Diğer oyunculuk yapabileceğiniz yerlerle böyle bir ayrımı var. Sahnede mesleğinizle başbaşa kalmak sizin mesleğinizle dostluğunuzu ya da yarenliğinizi artıran bir şey. Oyunun programı çıkarken kaç oyun oynayacağız, seyirci var mı? gibi endişelerim vardı. Fakat geri dönüşümünü bu şekilde aldığımız zaman insanın içine umut doluyor. Oyunların seyirciyle buluştuğunu görüyor olmak insana hem umut veriyor hem de şevkini artırıyor. Don Kişot'un seyirciyle buluştuğunda alınan reaksiyon bizim her akşam yeni bir heyecan yaşamamıza sebep oluyor. Ben buradan oyunumuza gelen gelmeyen, ilgilenen ilgilenmeyen herkese bize böyle umutlu bir gelecek vaad ettikleri için teşekkür ediyorum."
O.G: "Don Kişot'un yerli yersiz diye adlandıramayacağımız ama simgesel olarak yel değirmenlerini belki büyücü olarak belki kapitalizm olarak görüyor. Kaç yıl önce yazılmış bir metin ve hala güncelliğini koruyor. Muhtemelen bir 200 sene daha koruyacak. Oyunun sonunda seyirciye bırakılan hiçbir şey yok çünkü Cervantes seyirciye hiçbir şey bırakmamış. Finalinde Don Kişot'un tekrar perdeyi açıp 'Don Kişot'um ben' demesi Don Kişot'ların ölmeyeceğini gösteriyor. Benim için anlamı o. Cervantes'in Don Kişot'u ölmüş olabilir ama Don Kişot adı altında kendisine bir hedef belirlemiş ve 'gerçek bilgelik delilikmiş' diyen adamlardan yüzyıllardır var olmaya da devam edecek. Kimisi başarıya ulaşıyor kahraman oluyor, kimisi başarıya ulaşamıyor dangalak ve deli olarak kalıyorlar. Bu hayatın size ne getireceği ile ilgili bir seçim. Seyircinin ağızlarında tatlı bir tat bırakılıyor ama yorumlarına bir şey kalıyor mu? O kısımla ilgili çok emin değilim. "
Ozan Güven'in hayatında kararlar alacağı, Don Kişot olduğu dönemler oldu mu?
O.G: "Hergün oluyor. Kararım sorulduğunda çabuk cevap verebilen bir insanım ama bu kararım sorulmadan önce bana sorulacağını bilip birkaç zaman önceden düşünmüş oluyorum. O anın kararı değil aslına o. Ani karar verdiğim ve çok spontan yaşadığım düşünülebilir ama birşeyin üzerine çok düşündüğümü söyleyebilirim."
Tiyatroda kariyerinizde hedeflerinize ve hayallerinize dönük yapmak istedikleriniz var mı?
G.K: "Sürekli olmak zorunda. Baba Sahne iki sene oldu açılalı ve her sene yeni oyunlar koymak zorundayız. Bu oyunun bu kadar güçlü ve iyi gideceğini zaten biliyorduk. Ama geri dönüşler çok sağlam olunca şimdiden yeni sezonda ne yapabiliriz, nasıl bir oyun koymalıyız gibi soruları düşünmeye başladık bile."
O.G: "Günay ile Şevket zaten yıllarca eğitmenlik de yaptılar. Onların tecrübeleri ve tiyatroyla ilgili görüşleri benden çok daha engin yerde duruyor. Benim eğitim vermeyi düşünecek bir tasarrufum olmadı ama bu sene benim kafamda birçok şey değişmedi aslına ancak bunun yolu açıldı. Bir düzen var ve bu düzenin içinde gidiyorsunuz ve gerçekten yapmanız gereken şeyleri hep öteliyorsunuz. Bu sene tiyatroya başlayınca, 'Evet seneye de bir şey yapalım' dedim. Bu sahne hiç boş kalmasın bir şey yapamıyorsak bir şey yapılmasına vesile olalım elimiz hep buralarda olsun. Bunun yolu açıldığı için çok sevinçliyim ama kariyer anlamında zaten en baştan beri çok bir şey düşünmüyordum. Hayatın gelişine göre gidiyorum."
Oyunculuk eğitimi alan öğrencilere ve bu işi yapmak isteyenlere tavsiyeleriniz önerileriniz nedir?
G.K: "Konservatuvar okumuş veya alaylı olsun başka bir ustanın yanında çırak eğitimi almış oyuncu arkadaşlarıma önerim kalplerinin temiz olmasıdır. Oyuncunun temel şartı iyi insan olmaktan geçiyor diye öğretti ustalarımız. Genç yaşlarda pek anlamamıştık ama iyi bir oyuncu olmanız için adalet duygunuzun çok iyi işlemesi gerekiyor. Sahnede içiniz ne kadar gerçek ise oynadığınızı karakter de o kadar sahici ve samimi olur."
O.G: "Bir kere kendine karşı dürüst olmak hangi mesleği yapıyorsanız yapın en önemli erdemlerden bir tanesi. Birisi 'Oyuncu olmak istiyorum' diyor. Yetenekli misin? Önce bunu sor kendine. Ne kadar yetenekli ve çalışkan olursan ol bunları yapacak cesaretin yoksa hiçbir işe yaramaz. Her meslekte yeni şeyler denemek adına cesur olmak hem yeteneğinizi hem başarınızı daha görülebilir kılıyor. İyi insan olun, yetenekliyseniz cesur olun. Eğer köütyseniz bununla yüzleşin belki yapmamak daha hayırlı olur. Çünkü iyi olsanızda sizi çok mutsuz edebilecek bir meslek."
G.K: "Her akşam kendinizi sorguluyorsunuz. Bir banka memuru gibi kasayı kilitleyip çıkamıyoruz. Yorgun bir meslek. Ve sorumluluğu her geçen gün artıyor. Ben yeteneksiz öğrencilere 'Gel yolun başındayken vazgeç' diyorum"
O.G: "Oyunculuğun ödülü şöhret ve para değil. Oyuncunun bedeli başarı. Çok klişe bir laftır herkes bir gecede meşhur olabilir. Herkes oyuncu kadının biri 'Bankacılığı bırakıp oyunculuk yapacağım' diyor. Hiçbir yapamazsam oyunculuk yaparım gibi bir şey var."
Kadıköy'de yer alan Baba Sahne’de kapalı gişe oynayan oyun aşağıdaki tarihlerde Avrupa Yakası’nda oynayacak.
26 Ocak Cumartesi 20.30 Uniq İstanbul
27 Ocak Pazar 16.30 Uniq İstanbul
9 Şubat Cumartesi 20.30 Uniq İstanbul
10 Şubat Pazar 16.30 Uniq İstanbul
19 Şubat Salı 20.30 Zorlu PSM