Filmde Richard Gere'ın Julia Roberts'a kolye hediye ettiği sahneyi hatırlıyor musunuz? Roberts, kolyeye elini uzattığında Gere aniden kutuyu kapatır. Aslında ne Gere'ın hareketi ne de Roberts'ın tepkisi senaryoda var.
İtalya'daki Bocca della Verita adlı yapının önünde Joe Bradley karakterininin eli sanki kabartmanın ağzı tarafından ısırılmış gibi durur. Filmin bu sahnesinde Gregory Peck ve Audrey Hepburn'ün tepkisi tamamen doğaçlama.
Salma Hayek ve George Clooney'nin başrolde yer aldığı filmde, George Clooney'nin doğaçlama esprisi hafızalara kazındı. Salma Hayek, yerde yatan Clooney'nin göğsüne topuklu ayakkabısıyla basarken onu kölesi yapmak istediğini söyler. Clooney'nin cevabı ise, "Hayır teşekkürler. Ben evliyim" olur.
Vito Corleone'nin Bonasera ile konuştuğu meşhur sahnede kucağında kediyi tutması senaryoda yer almıyor. Bu tamamen Marlon Brando'nun yaratıcılığından ileri gelen bir hareket.
Filmde Jack Nicholson, banyo kapısını kırıp kafasını uzatarak, "İşte Johnny!" der. Bu ikonik sahne Jack Nicholson'ın eseri.
Filmin hayranları Alan Rickman'in binanın çatısından düşme sahnesini hatırlar. Sahnede yönetmen, aktörü yeşil ekrana doğru aniden iter ve habersiz şekilde yakalar. İşte sahnenin çok gerçekçi olmasının sırrı!
Jack Nicholson'dan bir başka doğaçlama... Nicholson ve Leonardo DiCaprio'nun karakterleri arasında diyalog geçerken, Nicholson aniden tabancayı çıkarır ve DiCaprio'yu korkutur. DiCaprio'nun bu beklenmedik durumu avantaja çevirip güçlü bir oyun vermesi, senaryoda olmadan iyi bir iş çıkmasına neden olur.
Arnold Schwarzenegger’in canlandırdığı karakter çok konuşkan değildir ancak belli ki aktör senaryoyu daha iyi hale getirmek istemiş. Meşhur, "Yolculuğa çıkmam gerek" sözü aslında senaryoda bulunmuyor. Yönetmen James Cameron da bu sözü kurguda kesmiyor.
Sofia Coppola'nın filminin senaryosunda, final sahnesinde Bill Murray ve Scarlett Johansson'ın sarılmaları yazsa da ikili bu sahneyi doğaçlama olarak değiştirdi. Sahnede önce Murray, Johansson'ın kulağına bir şeyler fısıldar, ardından da öpüşürler.
Robin Williams, standup'çı altyapısını kullanarak filmde güçlü bir doğaçlama yapıyor. Filmde Williams, Matt Damon’ın canlandırdığı karaktere ayrıldığı eşinin bağırsaklarından çıkan seslerle ilgili bir şeyler anlatır. Williams'ın tamamen kendi hayalgücüne dayanan bu hikaye, Damon'ı, hatta kameramanı bile güldürür. (Bu sahnede kameranın hafif sallandığını hissedebilirsiniz.)
