27.11.2018 - 12:46
Aslında Güney Amerika’nın neredeyse her köşesi, birçoğumuzun hayalindeki seyahat rotalarının ilk sıralarında yer alıyor. En çok da Rio merakımızı çekiyor. Kaldı ki Brezilya’nın ikinci en büyük şehri, her yıl düzenlenen dillere destan karnavalı, kartpostallarda gördüğümüz uçsuz bucaksız plajları, eşsiz doğası, dünyanın yeni 7 harikasından biri olan İsa heykeli ve daha pek çok zenginliğiyle renklilik ve çeşitliliğin bir sembolü gibi adeta.
Dünyaca ünlü Rio Karnavalı, her yıl Paskalya’dan 7 hafta önce yapılıyor ve toplam 5 gün sürüyor. Muhteşem gösterilerle bir renk cümbüşünün yaşandığı, eğlencenin beş gün boyunca sürdüğü, hayatın sokaklarda aktığı bu dünyanın en büyük partisini görmek için ise günlerce, hatta aylarca önceden otel ve uçak rezervasyonunu yaptırmanız gerekiyor. Karnaval, 2019'da 2-10 Mart tarihleri arasında düzenleniyor.
Kelime anlamı ‘kambur’ olan Corcovado, kuşkusuz Rio’nun en meşhur simgelerinden biri.
Rio’yu yukarıdan seyredebileceğiniz en güzel yer, kuşkusuz Sugar Loaf Tepesi.
Plajlarıyla ünlü Rio’nun en meşhur plajı, eminiz adını pek çok kez duyduğunuz Copacabana. Atlas Okyanusu’na bakan plajda dalgalar nedeniyle yüzmek pek mümkün olmasa da uçsuz bucaksız okyanus manzarasını izlemek ve dalga sörfü yapanları görmek için gitmek şart.
Uzay mekiği şeklindeki Niteroi Çağdaş Sanat Müzesi, genellikle Brezilyalı sanatçıların eserlerine ev sahipliği yapıyor. Fakat bazılarına göre en iyi sanat eseri aslında binanın kendisi.
Piramit şeklindeki mimarisi ve devasa boyutuyla Metropolitan Katedrali, kuşkusuz o güne dek gördüğünüz en ilginç katedrallerden biri olacak. İçerisine girdiğinizdeyse, renkli camlarından ve heybetinden etkilenmemek imkansız.
Dünyanın şehir kıyısında yer alan en büyük ormanı olarak kabul edilen Tijuca Ormanı, tarihi mağaraları, şelaleri, bitki örtüsü ve hayvan çeşitliliğiyle ilk görüşte insanı etkisi altına alıyor.
Ayrıca barların ve restoranların bulunduğu bohem Lapa, kesinlikle eğlenmek isteyenlerin uğraması gereken adreslerden biri. 18’inci yüzyılda inşa edilmiş pazar binalarında sokağa dağılan müziğin sesiyle sabaha kadar dans edebilirsiniz.
Rio, önemli göç yolları üzerinde bulunduğu için mutfağı da şehirde yaşamış olan Afrikalı, Portekizli ve Fransızlar’dan etkilenmiş. Yemek için şehrin en iyi restoranlarının bulunduğu Leblon bölgesindeki Rua Dias Ferreira’yı tercih edebilirsiniz. Hindistan cevizi sütü ile tatlandırılmış balık çeşitleri, tropikal meyvelerin eşlik ettiği ızgaralar ve sebze yemekleri, baharatlı soslar, Rio’nun yerel tatları arasında. Menülerinde ağırlıklı olarak kırmızı et bulunan ve ‘Churrascaria’ adı verilen restoranları da mutlaka deneyin.
Yine Brezilya’nın ulusal yemeği olan ve fasülye, pirinç ve sosisle yapılan feijoada’nın tadına bakmadan dönmeyin. Bunların dışında sahil boyunca sıralanan restoranlarda farklı deniz ürünü çeşitlerini deneyebilirsiniz. Brezilya’da sokak lezeetlerinden de çok hoşlanacağınız garanti.
Rio’da ayrıca açai’den Hindistan cevisi suyuna kadar çeşit çeşit meyve suyuyla güne başlamak da ayrı bir keyif. Yine Brezilya’nın kendine has içkisi, şeker kamışından elde edilen beyaz rom ‘Cashaça’yı da içmeden bu renkli seyahati noktalamayın.