İHA 23.11.2020 - 15:38
Tuncelili belgesel yapımcısı ve doğa fotoğrafçısı Malik Kaya, 20 yıldan bu yana kentin muhteşem doğası ile yaban ve insan hayatını kayıt altına alarak dünyaya tanıtılmasına aracılık ediyor. Kaya bu yıl, bölge genelinde Tunceli'ye gelen Şavaklıların yaşam ve zorlu yolculuğunu kaydederek muhteşem görüntüler elde etti.
Kentte belgesel ve doğa fotoğrafçılığı yapan Malik Kaya, 20 yıldan bu yana şehrin saklı kalmış güzelliklerini tanıtmak amacıyla gönüllü olarak çalışma yapıyor. İlki amatör olarak çekilen Doğa ve Kültür Belgeseli'nin ardından profesyonelce Saklıkent Tunceli Belgeseli'ni hazırlayan Kaya, 8 yıl boyunca da şehrin tarihi ve doğal güzelliklerini göstermek amacıyla geziler organize etti.
Kaya’nın çektiği görseller, bir çok televizyonların yanı sıra dünyada önemli dergilerde de yer buldu. TBMM’de fotoğraf sergisi açan Kaya, memleketinin tanıtımı için çalışmalarını aralıksız olarak sürdürürken bu yıl belgesel çekmek için hayalini kurduğu göçerler olarak bilinen Şavaklıların yaylada yaşam ve zorlu yolculuklarını kaydetti.
Uzun zamandır yaşadığı coğrafyanın tanıtımı için çalışma yürüttüğünü aktaran Malik Kaya, “Sadece fotoğrafla değil video görüntüleriyle, belgeselle bunu yapmaya çalışıyorum. Ayrıca geziler gibi etkinliklerimiz de oldu. Buradaki tek amacımız, ilimizi, coğrafyamızı dünyaya tanıtmak. Coğrafyamız son yıllarda fotoğrafçıların ilgi odağı haline geldi. Artık insanlar fotoğraf makineleriyle, kameralarıyla gelmeye başladı. Bu da bizim çalışmalarımızın ne kadar faydalı olduğunu gösteriyor” dedi.
Gelen insanlara gezdikleri yerleri temiz bırakmaları çağrısında da bulunan Kaya, "20 yıl içerisinde iki tane belgesel, iki tane Atlas Dergisi yaptık imkanlarımız doğrultusunda. Fotoğraf çalışmalarımız var. İlk başladığımız dönem fotoğrafa bu kadar ilgi yoktu. Coğrafyamız tanınmıyordu. Dışarıdan bu kadar insan gelmiyordu. Birkaç tane bildiğimiz mesire yeri vardı. Belgeselden sonra çoğu mekanlarımızı tanıttık.
Coğrafyamızın güzelliklerini biliyorduk. Geziyorduk ama bu güzellikleri gördükten sonra buranın mutlaka tanınması gerekiyor diye düşündük. Sonra fotoğraf makinesi ve kamerayla birlikte karış karış her toprağı çekelim dedik. Dünyaya tanıtalım istedik. Çok zor şartlarda bunları gerçekleştirdik. Aksilikler de oldu. İnanın ölüm tehlikeleri de atlattık. Maddi imkansızlıklar da vardı ama başardık. O dönem çok zor şartlarda yaptık bunu.
Bu kadar ilgi yoktu coğrafyamıza. Bu kadar insan da gelmiyordu. Bir de o dönem olağanüstü hal vardı. Bu çalışmalarımızı izin alarak yaptık. Şu an insanlar akın akın otobüslerle geliyorlar. Şu an gezilen mekanları o dönem yaptığımız çalışmalar sonucu tanıttık. Bu konuda başarılı olduğumuza inanıyorum” ifadelerini kullandı.