DHA 26.01.2021 - 15:27
'Endüstriyel Peyzaj' ile UNESCO Dünya Mirası Geçici Listesi'ne giren Ayvalık, bu kez de İda Madra Jeopark projesiyle UNESCO yolunda.
Balıkesir Valiliği, Balıkesir Büyükşehir Belediyesi ve Balıkesir Üniversitesi iş birliğinde 2019 yılında başlatılan ve 2020 Kasım ayında UNESCO başvurusu yapılan proje hakkında bilgi veren İda Madra Jeopark Proje Koordinatörü Dr. Erdal Gümüş, İda Madra Jeoparkı’nın Türkiye’nin UNESCO tescilli ikinci jeoparkı olma yolunda olduğunu söyledi.
İlk jeoparkın Manisa Kula’da bulunduğunu hatırlatan Gümüş, Ayvalık’ın, Badavut gibi antik dönem taş işçiliği yapılan noktaları ile jeopark içinde özgün bir yere sahip olduğunu belirtti.
Dr. Erdal Gümüş, “İda Madra Jeopark sahası içerisinde çok önemli sulak alanlar var ve bu sulak alanlarda önemli kuş gözlem yani ornitoloji (kuş bilimi) ile ilgili araştırma potansiyeli bulunuyor. Ancak bu sahaların bir kısmının tescili yok. Biz de hem bu sahaların tescil kazanarak, uluslararası tanınırlığının artırılmasına hem de kuş gözlemcileri ile doğaseverlere daha iyi hizmet verilmesi için uygun biçimde tesisleştirilmesini sağlamak istedik. Bu sahaların gerekli yönlendirme ve bilgilendirme levhalarını tamamlayarak, anlamlandırılması için çalışmalarda bulunuyoruz. Jeopark denilince akla sadece jeoloji gelmemeli. ‘Jeo’, Yunanca’da yer küre anlamına gelir. Doğal, kültürel, arkeolojik ve bunlarla ilintili bütün miras alanlarını kapsamaktadır” dedi.
Dünyada 44 ülkede 161 adet UNESCO jeoparkı bulunduğunu kaydeden Gümüş, sözlerini şöyle sürdürdü:
“İda Madra Jeoparkı inşallah UNESCO’ya dahil olduğunda onlar içinde büyük ve seçkin bir yere sahip olacaktır. Çünkü 17 bin 500 kilometrekarelik alana yayılıyor. Bu sahada önemli bir granit topografyası bütünlüğümüz var. Başta Kozak, Madra Dağı'ndaki granit topografya, Çanakkale sınırları içinde kalan Kestanbol ve Susurluk topografyası, bu bölgede granitin her halini görebileceğimiz büyük bir granit zenginliğinden bahsediyoruz. Aynı kayaç yapısı farklı yerlerde farklı kültürlerle çok farklı görünümler elde etmiş. Bunlar hem turizm bakımından ilgi çekici hem de insanlık olarak kendi medeniyetimizin nasıl kurulduğunu, taşa, toprağa nasıl hükmettik, bunları anlamak bakımından önemli"