Domates depresyonu önleyebilir mi? Son araştırma gerçeği ortaya koydu

Food Science & Nutrition dergisinde yayımlanan çalışmada, doğal bitki özlerinin sentetik ilaçlara kıyasla uzun vadeli kullanıma daha uygun olduğu ve daha az yan etki gösterdiği tespit edildi.

Raporda, "Araştırmalar ilerledikçe, likopen ve kurkumin gibi bitki özlerinin nöroprotektif etkileri kanıtlandı'' ifadelerine yer verildi. Ses getiren çalışmada, likopenin, güçlü antioksidan özellikleri ve kolay ulaşılabilirliği de vurgulandı.

Deneylerinde 60 farede depresyon benzeri davranışlar oluşturan araştırmacılar, bu fareleri iki gruba ayırdı. Bir grup vücut ağırlığının kilogramı başına 20 miligram likopen alırken, diğer grup mısır yağı plasebosu aldı.

Likopen alan fareler, plasebo grubuna göre daha fazla kaynaştı ve şekerli su karışımına daha fazla ilgi gösterdi. Bilim insanları, farelere stres uygulamanın, beynin öğrenme ve hafıza işlevi için önemli bir süreç olan sinaptik esnekliği bozduğunu ve bunun sonucunda beynin bilgiyi depolama ve yeni deneyimlere uyum sağlama kapasitesinin zayıfladığını tespit etti.

Depresyonun kronik bir hastalık olduğunu ve patolojik mekanizmalarının tam olarak ortaya çıkmasının zaman alabileceğini belirten uzmanlar, likopen müdahalesinin etkisini daha kapsamlı değerlendirmek için davranışsal gözlem süresinin uzatılması gerektiğini ifade ettiler.

Bilim insanları, likopen yönünden zengin olan besinleri domates, karpuz, greyfurt, papaya şeklinde sıraladı.

Bazı kaynaklarda likopenin hücre hasarına neden olan serbest radikallerle mücadele ettiği, cilt sağlığını iyileştirdiği, ağrı kesici etkiler sağladığı ve hafıza kaybını önlemeye yardımcı olduğu da öne sürülüyor.

Ancak likopenin aşırı tüketiminin bazı bireylerde gastrointestinal sorunlara, mide ağrısına veya ishale neden olabileceğini de unutmamak gerekiyor.