İzleyici karakterleri o kadar sahiplendi ve inandı ki dışarda nasıl tepkiler alıyorsunuz?
Özcan : Güzel tepkiler geliyor. Aslında buradaki hiç bir karakter temiz değil. Ben işin bu noktasını biraz seviyorum. Mesela Faruk son dönemde tırnak için de belirtiyorum aldatan adam çok riskli bir alana girdi mesela. Ama seyirci o kadar inan ki buradaki karakterlerin canlı kanlı yaşadığına artık bu tarz defoları bile kabul edebiliyor. Bu bir dizi işi, kim daha iyi kendi yalanını söylüyor sanatı. Biz de yalan söylüyoruz tabi ki dayandığımız gerçek bir hikaye var ama işin içinde bir kurgu da var. Bu dizi kendi yalanını çok inandırıcı ve gerçekçi söyleyen bir dizi. O nedenle karakterler yalpalansa da ya da izleyicinin reddeceği noktalara gitse de oradan çok rahat çıkabiliyor. Seyirci Kabul edebiliyor. Çok net altını çizmiyoruz bak bu adam çok kötü, bu kadın kötü diye. Herkesin dönşümleri var. Bunu oynamakta keyifli seyirci de farklı olarak dizide belki bunu gördü. Altı çizili karakter yok, elle tutulmayan suni meseleler yok. Biz çok olaya sırtımızı dayamıyoruz mesela. Duruma daha çok yükleniyoruz. Karakterler üzerinden durumları seyirciye anlatmaya çalışıyoruz. Oynaması çok keyifli ve benim için güzel bir deneyim.