Uzman terapist açıkladı: Kaygıyı anında yok eden 1 dakikalık yöntem

Göz hareketlerinizi kontrol altına alarak sakinliğinizi geri kazanabilirsiniz.

Uzman, tek bir nesneye odaklanarak göz hareketlerinin kontrol edilmesinin sinirleri yatıştırmaya yardımcı olduğunu belirtiyor.

"GÖZ TAKİBİ" NASIL YAPILIR?

18 milyon kez izlenen bir Instagram videosunda, travma terapisti Lauren Auer, "Ben burada fosforlu kalem kullanıyorum ama siz aslında herhangi bir nesneyi kullanabilirsiniz," diyerek tekniğin basitliğini vurguluyor. Yapmanız gereken tek şey, nesneyi önünüzde tutmak, ona odaklanmak ve ardından bakışınızı o noktadan öteye, sonra tekrar o noktaya kaydırmak.

Auer, bu hareketin, okülokardiyak refleksi harekete geçirdiğini ve bunun da vagus sinirini sakinleştirerek nefes alıp verme düzenini sağladığını belirtiyor. Okülokardiyak refleks, göz kürelerine uygulanan hafif basınç ile kalp atış hızını düşüren bir mekanizmadır.

STRESİN AZALMASINA YARDIMCI OLUYOR

Teknik, savaş ya da kaç tepkisini (sempatik sistem) sakinleştiren dinlenme ve sindirim (parasempatik sistem) moduna geçişi tetikler. Auer, bu basit göz hareketlerinin kalp atış hızını yavaşlatacağını ve kasları gevşeterek vücudu dinlendirici bir hale getireceğini belirtiyor. Ancak yapılan araştırmalar, okülokardiyak refleksin doğrudan solunumu sakinleştirmediğini ortaya koymuş olsa da, vagus sinirinin uyarılmasıyla kalp atışını yavaşlatıp sakinlik hissi sağladığını vurguluyor.

Instagram'da izleyiciler, bu tekniğin kendilerine yardımcı olduğunu belirtiyor. Ancak bazıları, daha şiddetli kaygı ve panik vakalarında bu tekniğin yeterli olmayabileceği konusunda uyarıyor. Bir izleyici "Bunu çok seviyorum, aslında çok kullanıyorum!" derken, bir diğer izleyici ise "Zihin dağıldığı anda panik azalıyor. Ama kaygı ve nefes alma güçlüğü gibi durumlarda bu teknik tek başına yeterli olmayabilir," yorumunda bulundu.

PANİK ATAK VE KAYGI

Panik ataklar, kaygı ile karıştırılabilen, kalp krizi belirtileriyle örtüşebilen bir durumdur. Bu durumlar hiperventilasyon, göğüs ağrısı, nefes darlığı, terleme ve mide bulantısı gibi belirtilerle kendini gösterir. Yaklaşık her 10 kişiden biri, her yıl panik ya da kaygı atağı geçirirken, üçte biri hayatlarının bir döneminde bu tür bir atak yaşar.

Uzmanlar, panik atakların genellikle stres veya korku gibi tetikleyicilerle başladığını ancak bazen belirgin bir sebep olmadan da meydana gelebileceğini belirtiyor. Bu ataklar aniden başlar, zirveye ulaşır ve sonra azalır, ancak bu süreç kişiye sonsuz bir süre gibi hissedilebilir. Panik ataklar, kişiyi yaklaşan bir felaket ya da ölüm hissine sürükleyebilir. Bu durum sonrasında baş ağrısı, yorgunluk ve duygusal tükenmişlik gibi etkiler görülebilir.

Bu teknik, panik atakları tamamen ortadan kaldırmasa da, stres ve kaygıyı hafifletmek için basit bir yöntem sunuyor.