Halikarnas Balıkçısı'nın hayatı dizi oldu: Cevat Şakir Kabaağaçlı (Halikarnas Balıkçısı) kimdir?

Türk edebiyatının efsanevi isimlerinden Cevat Şakir Kabaağaçlı’nın mensubu olduğu Şakir Paşa Ailesi’nin hikayesi ekranlara taşınacak. Sanat dünyasının önemli isimlerini barındıran bu etkileyici ailenin yaşamını konu alan dizide, Halikarnas Balıkçısı karakterine başarılı oyuncu Cem Yiğit Üzümoğlu hayat verecek. Peki, Cevat Şakir Kabaağaçlı (Halikarnas Balıkçısı) kimdir?

Halikarnas Balıkçısı'nın hayatı dizi oldu: Cevat Şakir Kabaağaçlı (Halikarnas Balıkçısı) kimdir?

Şakir Paşa Ailesi, Türk sanat ve edebiyat dünyasına damga vuran önemli isimleriyle ekranlara taşınıyor. Edebiyat dünyasında "Halikarnas Balıkçısı" olarak tanınan Cevat Şakir Kabaağaçlı’nın da mensubu olduğu bu köklü aile, kültür ve sanat tarihimize unutulmaz eserler kazandırdı. Aile fertlerinin ilham dolu yaşamları ve sanatsal mirası, formatında izleyiciyle buluşacak.

CEVAT ŞAKİR KABAAĞAÇLI KİMDİR?

Halikarnas Balıkçısı, gerçek adıyla Cevat Şakir Kabaağaçlı (1890-1973), Türk edebiyatının önemli yazar ve düşünürlerinden biridir. Edebiyat dünyasında deniz, doğa ve Ege kültürü üzerine yazdığı eserlerle tanınır. Bodrum’a sürgün edilmesinin ardından ş17 Nisan 1890 tarihinde, Osmanlı'nın son köklü ailelerinden Şakir Paşa Ailesine mensup babasının yüksek komiser olarak görev yaptığı Girit'te doğdu. Babası Girit ve Atina'da sefirlik ve valilik yapan Mehmed Şakir Paşa, annesi Giritli Sare İsmet Hanım; amcası II. Abdülhamid devri Sadrazamı Ahmed Cevad Paşa, dedesi Şurayı Askeri Dairesi Reisi Miralay Mustafa Asım Bey'dir. Kendisine, iki evliliğinden de çocuğu olmayan ve onu kendi çocuğu gibi seven amcasının ismi verildi.

Cevat Şakir, altı çocuklu ailenin en büyük evladıydı. Ailesinin tüm fertleri sanatta yetenekliydi. Sırasıyla dünyaya gelen Hakkiye, Ayşe, Suat, Fahrelnisa ve Aliye adlı kardeşlerinden Fahrelnisa resim alanında, Aliye gravür alanında üne kavuştu; Hakkiye'nin kızı Füreya Koral, ilk Türk kadın seramikçi oldu; Fahrelnisa'nın çocukları Nejad Melih Devrim ressam; Şirin Devrim ise tiyatrocu oldu.

Cevat Şakir, çocukluk hayatının ilk yıllarını babası Şakir Paşa'nın elçi olarak bulunduğu Atina’da geçirdi. İlköğrenimini Büyükada'da, orta ve liseyi 1907'de Robert Kolej'de tamamladı. İlk yazısı aynı yıl İkdam gazetesinde yayımlandı. Bu, İngilizceden tercüme bir yazıydı. Lise öğreniminden sonra İngiltere’de denizcilik öğrenimi yapmak istediyse de ailesinin ısrarı ile Oxford Üniversitesi’nde tarih öğrenimi gördü. 1913’te İtalyan bir hanımla evlenerek İtalya’da kaldı ve resim öğrenimi gördü.

1925 yılına kadar geçimini haftalık dergilerde tercümeler, yazılar yayınlayarak, resim ve yeni tarz tezhipler yaparak, karikatür yaparak, karikatür çizerek ve renkli dergi kapakları hazırlayarak temin etti. Türk basınında kapakçılığın gelişmesinde katkısı vardır.

Resimli Hafta dergisinin 13 Nisan 1925 tarihli sayısında yayımlanan "Hapishanede idama mahkum olanlar, bile bile asılmaya nasıl gider?" başlıklı yazısı nedeniyle İstanbul İstiklal Mahkemesinde yargılanan yazar, "Memlekette isyan bulunduğu sırada, askeri isyana teşvik edici yazı yazmak"tan suçlu bulundu. Bodrum aşkıyla tanınan yazarın kente ilk gelişi, İstiklal Mahkemesi'nin üç yıl kalebentlik cezası vererek sürgün etmesiyle oldu.

Cevat Şakir Kabaağaçlı, cezasını tamamladığı 1928'de kendi arzusuyla tekrar Bodrum'a dönerek, 1947'ye kadar burada yaşadı. Bu dönemden sonra kentin antik dönemlerdeki Halikarnassos isminden dolayı "Halikarnas Balıkçısı" takma adıyla eserlerini yazdı. Usta yazar, yurt dışından tohum ve fidan getirerek Bodrum'un güzelleşmesi için büyük çaba harcadı.

Bodrum'un Antik Çağ'daki adı olan Halikarnas'ı mahlas olarak benimseyen Cevat Şakir, Bodrum'da balıkçılık dahil çeşitli işlerde çalıştı. Edebiyat sahasına giren eserlerinin büyük kısmını da Bodrum'da yazdı. İkinci evliliğini dayısının kızı Hamdiye, üçüncü evliliğini Hatice Hanım'la yapan Cevat Şakir'in üç evliliğinden beş çocuğu oldu. Çocuklarının orta öğrenim çağına gelince, o yıllarda bu kasabada ortaokul bulunmaması sebebiyle ailesini İzmir'e nakletti. Yaşamını yazarlık ve turist rehberliği ile sürdürdü, rehberlik kurslarında da ders verdi. 13 Ekim 1973'te İzmir'de kemik kanserinden öldü.

Sayfa Yükleniyor...