'Cenevre fuarında umuda mola verdim...'

Cenevre'deki otomobil fuarı 81 yaşında... Geldiğimiz nokta otomotivde müthiş bir mesafeyi adres gösterse de; beni tatmin etmedi... 81 yıl önce de 4 tekerlekli belli bir yolda çevreyi kirleterek giden araçlar vardı. Şimdi de aynı.

'Cenevre fuarında umuda mola verdim...'

Aslında otomobil firmaları çok çalıyor. Çevreye duyarlı, kirletmeyen elektrikli modeller birbiri ardına insanlığın gözünün içine sokuluyor. Ama sadece fuarlarda... Sokaklar yine gürültülü ve çevreye az ya da çok duman ve gaz saçan araçlarla dolu...


Aslında ben bu Fuarda; "yeşil umuduna" mola verdim. Dünya devi firmalar her ne kadar hibrit ve elektrikli araç üretseler de; parası olan insanda; bu Türk ya da İsviçreli fark etmiyor; çevre bilinci gelişmemiş...

Toyota EV, Opel Antera, BMW i Concept, Chevrolet, Nissan, Audi, Porsche hatta bizden Lider Plastik firması bile Think modeliyle "sıfır" kirliliği yakalamış... Hepsi elektrikli. Çevreci. Yani "sıfır karbon" salıyorlar...

Bunlara hibrid modelleri de ekleyin. Sonuç "harika" gözüküyor. Aslında; dünya egzoz gazından kurtulabilir. Ben de öyle olacak sandım. Ama nafile...

Bu yeşil modellere alkış tutanlar; gidip 200-300 hatta 500 beygirlik motorlarla donanmış otomobilleri alıyorlar. İsviçre sokakları, bazı taksiler hariç fuar reyonlarını yalanlıyor... Sokaklar 300-500 beygirlik Porsche, Ferrari, Bentley, BMW, Mercedes hatta Rolls Royce ve Bugatti'lerle dolu... Şaka değil gerçek bu.

FUARDA TANIKLARI ANLATTI
İsviçre'de hız limiti 100 bazen de 120. Fuara giderken 165 km hız yapan bir sürücü 360.00 frank (300.000 euro) ceza yemiş. Hız cezası. Çünkü İsviçre'de cezalar, gelir düzeyine göre kesiliyor.

Aynı adam, sonra fuara gelip 408 beygirlik yeni otomobil sipariş etmiş.



Cezadan canı yanmış ama "ben sıradan değilim. yine alırım" diyor. Zaten Cenevre sokakları da bu lüks arzusunu onaylıyor.

Peki bu bir "küstahlık" mı?..Bence değil. Sadece kişi başına ortalama 70.000 dolarlık gelirin boş vermişliği...Kısaca ortalama gelir 70 bin dolar olunca; "yeşil dünya" sadece dolar yeşili olarak kalmış.

Bu pencereden bakınca 1 İsviçreli 7 Türk'e bedel. O yüzden sokaklar performans araçlarıyla dolu. Gelecek için beni üzen nokta da bu....Acaba zenginleştikçe biz de mi böyle olacağız... Dünyanın en eğitimli topluluklarından birinde İsviçre'de sonuç buysa; bizde hayda hayda olur diye düşündüm. Umarım Türkiye beni utandırır...

TÜRKİYE'DEN ESİNTİLER...
Herneyse; şimdi gelelim yeni modellere. Türkiye'den Toyota, Honda, Fiat, Hyundai'den bilindik güzel üretimler burada yer alıyor.

Ama Renault, Bursalı plastik firmaları ve Tilter isimli bir marka sayesinde bizim araçlar da fark yarattı. Çok tartışılan Renault'nun elektrikli Fluence modeline dokunmayan yok.

Fuarda Norveç-Finlandiya markası olarak geçen elektrikli "Think" aslında Bursa'da Lider Plastik tarafından üretiliyor. Birçok reyonda farklı markalar onu kendilerine göre dizayn etmiş. Kuzey ülkelerinde çok moda. Şimdi biraz daha güney Avrupa'ya inme çabasında...

Keza Tilter isimli "sıfır kirlilik" vaad eden araç da Türk malı. Seri üretimi 2012 yılında başlayacak araç; 3 tekerlekli, futuristik bir model ve çok ilgi görüyor. 250 Nm tork, 3 saatte şarj olabilen motosiklet ve otomobil karışımı bir araç. 340 kilo ama elektriğin gücüyle tam bir yol canavarı olmaya aday. Sıkışık trafikte de otomobilden hızlı.



KİM NE YAPMIŞ?
Türkiye'den dünyaya bakınca farklı modellerden değişik ürünler göze çarpıyor.

Rover Grubu; Range ve Land Rover'in yanına "Evoque" adlı bir araç koymuş. Yakında Türkiye'ye gelecek; mutlaka görün. Daha küçük, şık ve atak bir SUV.

Audi'de A3 sedan diyebileceğim bir konsept araç varki; kem gözlere... 2012'de üretilecek. çizgisi, gücü ve albenisiyle tam bir şehirli. Audi, Mercedes ve BMW ile birlikte diğerlerinden biraz kopuyor.

Ama Fiat'ta müthiş bir atak var. Chrysler ile işbirliği yaparak, Amerikan tarzını Avrupalılaştırmış. Freemont modeli bugüne kadar gördüğüm en büyük Fiat'tı...Tofaş showroom’larında mutlaka görürüz.

Yine aynı showroom’larda Lancia'nın "Thema" adlı aslen Chrysler 300 m modeli de prestij arayanlara hitap edecek. Lancia Voyager'ı da Avrupalı yapmış. Unutmadan söyleyelim, Amerikan modelerde Avrupa motorlar da kullanılmaya başlamış. Bu da hem fiyat hem yakıt avantajı sunuyor.

BMW M1 coupe, M3 coupe gibi modellerle zaten aklımı çeliyordu ama bu kez "i Concept" diyerek geleceğin araçlarına imza attı. Yakında "sıfır" kirlilik ama iphone, imac ipod gibi bir dizi süper hızlı ve zeki araç çıkartırsa şaşmayın.

Mercedes, bildiğiniz Mercedes. Fuarda en çok C klas 350 coupe modeline takıldım. Dünya tanıtımı yapıldı. Mat rengi ile 100 km'de 6.8 litre tüketimi ve 159 gram karbon salımı ile 300 beygirin üstünde makinesi, birçok kişiyi hayran bırakıyor...



Ferrari ff ise bir başka dünya. Hem 4 çeker hem 4 kişilik yepyeni bir Ferrari. Hızından ve gücünden bahsetmeye gerek yok. Tek fark motor önde. Belli ki Porsche Panamera'dan etkilenmişler.

Porsche'de GTS'yi anlatmak yerine görmek lazım. Pistlerdeki GT3 yarış aracının yol versiyonu gibi bir şey. Geniş kaslı, hızlı ve çekici...

Son yıllarda Türkiye'de giderek yayılan Aston Martin, Fransız Citroen ve Peugeot'dan her keseye uygun ve yolda kullananı üzmeyen çevik modeller, Nissan'ın elektrikle çalışan ve 2011'de yılın otomobili seçilen "Leaf" markası cabası...

Arjantinli bir mühendisin ürettiği son 10 yılda dünya markası olan "Pagani"den 1 milyon euroluk el yapımı modeller aklınızı alabilir. Wiesmann'dan karbon fiber karışımı BMW motorlu özel araçlar yanında 1909'dan beri üretilen "Morgan"ların gerçeğini de sonunda gördüm.

Cenevre'de yeni modeller ve yeni teknolojiyle donatılmış nostaljik yapımlar; hepimizi bir o köşeye bir bu köşeye savurdu. Geriye kalan ise; tekrarlıyorum; "yeşil dünya" hayallerimizin üzerine şimdilik su içmek oldu. Çünkü elektrikli modeller hala lüks spor otomobil fiyatında bu da çok iyi değil gelecek için...

Sayfa Yükleniyor...