10 çiftten birinin sorunu
Türkiye’de cinsel sorun yaşayan kadınların sayısı oldukça yüksek. Uzmanlara göre, her 10 evli çiftten biri cinsel sağlık sorunuyla uğraşıyor ve bu durum bazen boşanmaların en önemli nedeni oluyor.
Cinsel ilişki esnasında kadının istemsiz olarak bedenini ve vajina kaslarını kasması sonucu cinsel ilişkiye girememe hali olan vajinismusun boşanmaların önemli sebeplerinden olduğunu söyleyen Jinekolog ve Cinsel Terapist Op. Dr. Yeşim Yerçok, bunun tüm dünyada sık karşılaşılan, ancak açıklanmadığı için yıllarca evlilik hayatında sır olarak kalabilen bir konu olduğunu belirtti.
Genellikle çiftlerin yakın çevre ve aileleri tarafından çocuk sahibi olmaları gündeme getirildiğinde veya bu konuda baskı başladığında bir uzmana başvurulduğunu aktaran Yerçok, vajinismus problemi ile ilgili şu tespitlerde bulundu: “Bu sorunu yaşayan kadınların sosyokültürel seviyeleri değişiklik gösterir. Dar zihniyetli, aşırı korumacı ve baskıcı aile ortamında yetişen kadınlarda görülebildiği gibi meslek sahibi, üniversite mezunu, kültür düzeyi yüksek kişilerde de görülebilir. Vajinismus sorunu yaşayanlar genellikle halen bakiredir, birkaç başarısız cinsel denemenin ardından vajina girişinde hissedilen acı duygusu ve korku nedeniyle cinsel birleşme gerçekleşmemiştir. Evli oldukları halde yıllardır bu halde evlilik hayatlarını sürdüren çiftlere oldukça sık rastlanmaktadır. Daha önce normal ve sağlıklı cinsel deneyimi olduğu halde zor doğum, kürtaj, kötü jinekolojik muayene, tecavüz gibi travmatik olaylardan etkilenip sonradan vajinismus yaşayan kadınlar da vardır.”
Vajinismus problemi olanların, tam olarak cinsel birleşme yaşamadıkları halde vajen ağzına dökülen spermler nedeni veya aşılama (inseminasyon) işlemiyle bebek sahibi olabildiklerini söyleyen Dr. Yerçok, ancak evliliğin mutlu ve sağlıklı şekilde devamı için sağlıklı bir cinsel hayatın son derece önemli olduğuna dikkat çekerek tedavi yöntemleri hakkında şu bilgileri verdi:
"Jinekolojik muayenenin zor olmasına rağmen doktorun hastasına karşı sabırlı ve anlayışlı yaklaşımı, hastanın rahatlaması ve gevşemesi için yapacağı sözlü telkin ve uygun pozisyon sağlanmasının ardından bir kaç dakika süren muayene sırasında ağrı ve acı hissedilmemesi hastanın endişe ve panik duygusunu ortadan kaldırır, doktoruna duyduğu güveni arttırır. Tedavi yaklaşık 1,5-2 saat sürmektedir. Seans pek çok egzersizden oluşmaktadır. (Nefes alma tekniği, dokunma egzersizi, imajinasyon (hayal etme), pelvik taban kasları rahatlatma, tüm vücut gevşeme, vajina kaslarını gevşetebilme, yüzleştirme gibi) Bilişsel yapılandırma ve sistematik duyarsızlaştırma dediğimiz tüm bu egzersizler ve olumlamalar sonunda hasta,
cinsellik ve cinsel ilişkiye girme konusunda bilinçaltında geliştirdiği tüm olumsuz düşüncelerinden, korku ve endişelerinden kurtulmuş, kendini bedenine hakim, güvenli ve cesaretli hissetmektedir. En önemlisi kontrol edemediği vajina kaslarını kontrol edebilmeyi ve duvar gibi hissettiği vajina girişini rahatlatıp açabilmeyi öğrenmektedir. Yani seans sonunda hasta hem bedensel hem de beyinsel olarak kendisini cinsel ilişkiye hazır hissederek klinikten ayrılmaktadır. Gerekirse sonraki günlerde pekiştirme seanslarıyla uygulamalar tekrarlanır. Uygulamalar tamamen uyanık ve bilinçli zihinle gerçekleştirilir. Hastanın anesteziyle uyutulması, hipnoz, botox yapılması veya operasyonla kızlık zarının alınması gibi yöntemlerin hiç birisi kesin ve başarılı sonuç sağlamaz, aksine boşuna zaman ve para kaybına sebep olabileceği gibi çiftlerin umutsuzluklarının da artmasına yol açabilmektedir.”
- Etiketler :
- Haberler