137 bin çocuğa bir yoğun bakım yatağı

Gelişmiş ülkelerde 20 ile 50 bin çocuğa bir yoğun bakım yatağı düşerken, Türkiye'de 137 bin çocuğa bir yoğun bakım yatağı düşüyor.

137 bin çocuğa bir yoğun bakım yatağı

Çocuk Acil Tıp ve Yoğun Bakım Derneği Başkanı  Prof. Dr. Metin Karaböcüoğlu, The Marmara Oteli'nde düzenlenen ''Çocuk Acil Tıp ve Yoğun Bakım Kongresi''nde yaptığı konuşmada, 2 gün önce gazetelerde çıkan bir habere göre, 2 yaşında bir çocuğun zatürre sebebiyle 4 ilde 20 hastane dolaştırılmasına rağmen solunum cihazı bulunamadığı için kaybedildiğini hatırlatarak, bu haberin çocuk acillerin ve çocuk yoğun bakım uzmanları sayısının önemini ortaya koyduğunu vurguladı.

Türkiye'de çocuk ölümlerinin çok anlamlı bir şekilde düştüğüne dikkati çeken Karaböcüoğlu, Türkiye'de 1960'lı yıllarda çocuk ölümlerinin çok ileri boyutlarda olduğunu, her 1000 çocuktan 250'sinin 5 yaşına gelmeden hayatını kaybettiğini ifade etti.

Çocuk ölüm oranının 1988 yılında binde 100 iken, bugün binde 37'ye indiğini, bu düşüşün sebeplerinin Bakanlığının, anne sütü, aşılama gibi koruyucu sağlık girişimlerine yönelik yaptığı çalışmalar olduğunu kaydeden Karaböcüoğlu, konuşmasını şöyle sürdürdü:

''Maalesef ülkemizde çocuk ölüm oranları hala gelişmiş ülkelerin oldukça ilerisinde. Gelişmiş ülkelerde binde 5, bizde ise binde 37'lerde... Binde 5'e düşebilmek için bundan sonra tedavi edici sağlık hizmetlerini geliştirmek zorundayız. Yani ağır, kritik hastaları erken tanımak, doğru tedavi etmek ve gerektiği kadar yoğun destek tedavileri uygulamak zorundayız.''

Prof. Dr. Karaböcüoğlu, Dünya Sağlık Örgütünün yaptığı bir çalışmaya göre, çocuk acillerde çocuk acil konusunda tecrübeli kişilerin görevlendirilmesiyle çocuk ölüm oranlarının yüzde 18'den yüzde 6'ya kadar düştüğünü belirtti.
         
ACİLLERE 50 MİLYON BAŞVURU
Türkiye'de 2007 yılında tüm acillere 50 milyon kişinin başvurduğunu, bunun yüzde 30'unu çocukların oluşturduğunu, bunun da yüzde 20'sinin çok acil hastaları kapsadığını anlatan Karaböcüoğlu, bu rakamlara göre 2007'de yaklaşık 3 milyon çocuğun nitelikli sağlık hizmeti alma konusunda çok ciddi tehdit altında kaldığını söyledi. Prof. Dr. Karaböcüoğlu, konuşmasını şöyle sürdürdü:

''Peki bizim ülkemizde bunu karşılayacak çocuk acili var mı? Bütün devlet ve eğitim hastanelerinde çocuk acil poliklinikleri olmasına karşılık çocuk acil tıbbıyla uğraşanların sayısı 2005'de toplam 20 çocuk hekimiydi. Bugün de bu rakam çok artmadı. Ülkemizde 100 bin çocuğa düşen çocuk acil tıp uzmanı sayısı 0,04 olup, gelişmiş ülkelerde bu sayının 40 katıdır.''

Dünyada çocuk acilin öneminin 1970'li yıllarda fark edildiğini ve Amerika'da 1992'de çocuk acil hekimliğinin bir üst ihtisas alanı olarak kabul edildiğini, çocuk acil hekimliğinin Türkiye'de ise hala bir yan dal olmadığını aktaran Prof. Dr. Karaböcüoğlu, ''İnanıyoruz ki çocuk acil tıbbın pediatrinin yan dalı olmasıyla çocuklarda ölüm oranlarının düşmesinde çok önemli gelişmeler olacaktır'' diye konuştu. Prof. Dr. Metin Karaböcüoğlu, istatistiklere göre her 1000 çocuktan 2 yıl içinde 1,3-2,3'ünün çocuk yoğun bakıma ihtiyaç duyduğuna dikkati çekerek, Türkiye'de 18 yaş altı 26 milyon nüfus bulunduğunu, yani 1 yılda 60 bin çocuğun çocuk yoğun bakımına ihtiyaç duyabildiğini kaydetti.
         
HİNDİSTAN'DAN BİLE GERİDEYİZ      
Dernek olarak 2005 yılında Türkiye genelinde bir anket yaptıklarını, sadece monitörü olanı bile yoğun bakım olarak kabul ederek yaptıkları hesaplamalara göre 200 adet çocuk yoğun bakım ünitesi yatağının bulunduğunu ifade eden Karaböcüoğlu, buralara bir yılda yatırılan toplam çocuk hasta sayısının 5 bin 700 olduğunu belirtti. Karaböcüoğlu, şöyle devam etti:

''Çocuk yoğun bakım ünitelerimizi ve bu ünitelerde çalışacak olan uzmanların sayısını artırmamız lazım. Gelişmiş ülkelerde 20-50 bin çocuğa bir yoğun bakım yatağı düşerken, Türkiye'de 137 bin çocuğa bir yoğun bakım yatağı düşüyor. İstanbul'da 280 bin çocuğa bir yoğun bakım yatağı düşüyor. Bırakın gelişmiş ülkeleri, Hindistan'da bile bizim 2 katımız çocuk yoğun bakım uzmanı var. Çocuk yoğun bakım üniteleri ve uzmanların sayısının artırılması, beklenen ölüm oranında yüzde 50'ye varan bir azalma sağlıyor.''

Prof. Dr. Karaböcüoğlu, çocuk acil ve yoğun bakım uzmanı eksikliğinin kapatılması için çocuk acil ve çocuk yoğun bakımın, pediatrinin yan dalı haline getirilmesi, bu konularda uzman sayılarının artırılması gerektiğini bildirdi.

Sayfa Yükleniyor...