Altınlı kanser hücresine ışınla müdahale

Uzay neşteri ve ımage guide gibi radyoterapideki son tekniklerle kanserli hücreler ameliyat kadar kesin sınırlarla yok ediliyor ve ışınlar sağlam organlara zarar veremiyor.

Altınlı kanser hücresine ışınla müdahale

Kanser tedavisinin en önemli ayaklarından biri olan radyoterapideki son gelişme, ‘Image Guide’ yani görüntü rehberliğinde tedavi. Cyberknife, yani uzay neşteri teknolojisi ve tümörü 360 derece ışınlayan tomoterapi ise diğer önemli gelişmeler. Bu yöntemler hem kanserli hücreleri en etkin şekilde yok ediyor hem de hasta konforu açısından önemli avantajlar sağlıyor.

Radyoterapideki son yenilikleri NTVMSNBC’ye anlatan İstanbul Bilim Üniversitesi’nden Yrd. Doç. Dr. Şefik İğdem, bu tekniklerle ışın tedavisinin yan etki potansiyelinin önemli oranda azaldığını, sağlam doku ve organların daha fazla korunduğunu söyledi. Görüntü Rehberliğinde Radyoterapi yönteminde her kanser türü için farklı bir yol izleniyor. İğdem, tekniği önemli ve farklı kılan noktaları şöyle açıklıyor:

PROSTATIN İÇİNE ÜÇ PARÇA ALTIN
"Image Guide yani görüntü rehberliğinde radyoterapiyi yapmanın bir kaç yolu var, bunlardan biri, tümörün içine metalik bir madde yerleştirmek. Mesela prostat ve akciğer kanserinde organın içine biyopsi ile üç altın parçası yerleştiriyoruz ve her gün görüntü ile altının yerini kontrol ediyoruz. Daha önce yaptığımız planlara göre tümörde kayma olup olmadığını tespit edip tedaviyi ona göre yapıyoruz. Tümörün yeri her gün belirlendiği için yanlış ve gereksiz yerlere ışın verilmesi engelleniyor, yöntemin yarattığı en önemli avantaj da budur.

Yöntem altınların yerini iki boyutlu olarak değerlendirir. Her tedavi öncesinde tomografik bir görüntü alarak organı üç boyutlu değerlendirebilirsiniz. Bunu da radyoterapi cihazlarına takılan ek aletlerle yapabiliyoruz. Makine hastanın etrafında dönerek önce tomografi görüntüsünü alıyor, daha sonra da düzeltmeler yaparak kanserli noktaya ışın veriyor, buna da üç boyutlu görüntü rehberliğinde tedavi denir."

YAN ETKİLER ÖNEMLİ ÖLÇÜDE AZALIYOR
Şefik İğdem baş, boyun, prostat ve akciğer kanserlerinde başarıyla kullanılan yöntemin yan etki açısından da önemli üstünlükleri olduğunu anlattı:

"Klasik radyoterapide daha geniş alanlar ışınlanıyordu, bu yöntemlerde ise ışınlama alanı sınırlandırılıyor ve sağlam organlar daha fazla korunuyor. Mesela prostat kanserinde en sık rastlanan yan etki bağırsak kanamasıdır. Bu tekniği kullandıktan sonra prostat kanseri tedavisinde bağırsak kanamalarını çok daha az görmeye başladık. Baş, boyun kanserlerinde ise klasik yöntemlerde yüzde 100 ağız kuruluğu riski vardı. Görüntü rehberliğinde, bir de yoğunluk ayarlı radyoterapi yaparsanız, ağız kuruluğu riski yüzde 80 yok oluyor, yani tükürük bezi fonksiyonu yüzde 80 oranında geri kazanılıyor."

AĞRISIZ, NARKOZSUZ VE KANSIZ UZAY NEŞTERİ
Radyoterapideki yeniliklerden biri de uzay neşteri teknolojisi de denilen cyberknife yöntemi. Yöntem özellikle ameliyatla müdahalenin çok zor olduğu hastalarda kullanılıyor. Cihaz omurilik, karaciğer, pankreas, beyin ve kemik tümörlerini neşterle çıkarır gibi yok edebiliyor. Üstelik narkozsuz, ağrısız ve kansız biçimde. Yrd. Doç. Dr. Şefik İğdem, bu yöntemde hastanın radyoterapi yatağında yaklaşık 1.5 saat yattığını, büyük bir robot kolunun da ışın vererek metastatik dokuyu öldürüp nekroza uğrattığını söylüyor.

TÜMÖRÜ 3 BOYUTLU DEĞİL 360 DERECE IŞINLIYOR
Radyasyon tedavisinde tercih edilen diğer yöntem ise tümörü 360 derece ışınlayan ve sadece tümöre odaklanan tomoterapi. Üç beş metastazı aynı anda ışınlayabilen cihaz tomografi gibi çalışıyor, önce hasta bölgeden görüntü alıyor sonra dönerek o bölgeyi ışınlıyor.

Dünyanın şu anda radyoterapideki bu teknikleri konuştuğunu vurgulayan İğdem'e göre, cyberknife ve tomoterapinin de en önemli üstünlüğü; sadece tümöre radyasyon verip çevre dokulara hiç bir zarar vermemeleri.

Sayfa Yükleniyor...