Uzun süren ağlama nöbetleriyle kendini gösteren ayrılma anksiyetesi bozukluğu için uygun terapi tekniklerinin kullanılması gerekiyor.
Psikiyatri Uzmanı Yrd. Doç. Dr. Şaban Karayağız, ebeveynlerin tutum ve davranışları ile sosyal çevrenin, çocukların karakterlerinde etkili olduğunu söyledi.
Çocuğuna aşırı düşkün, ona sorumluluk vermeyen, onu sınırlayan ve sürekli uyaran, çocuğuna güven aşılamayan ya da psikolojik sorunları olan anne-babaların, çocuklarının gelişim aşamasını sağlıklı şekilde atlatamadıklarını belirten Karayağız şunları söyledi:
“Bu tip ailelerin çocukları, yaşamları boyunca psikolojik sorunlarla karşılaşmaktadır. Bu sorunların en önemlilerinden biri ayrılma anksiyetesi bozukluğudur. Okula ilk kez başlayacak çocuklarda ortaya çıkan bu sorun beklenenden daha fazla yenilenen kaygıya neden olmaktadır. Çocuk, bağlandığı kişiyi kaybedeceğini ya da başına kötü bir şeyler geleceğini düşünerek aşırı derecede kaygılanır. Bu tür çocukların kaygı nedeniyle okul ya da başka bir yere annesiz gitmek istemediği görülmektedir.”
AŞIRI KORUMACI DAVRANIŞ ÇOCUĞU OLUMSUZ ETKİLER
Ayrılma anksiyetesi bozukluğunun ortaya çıkmasında annenin psikolojik duruma da önemli Özellikle çalışan annelerin bir bölümünün, okul çağı öncesinde çocuklarını bakıcıya ya da aile bireylerinden birine bıraktığında suçluluk düşüncesine kapıldıklarını aktaran Uzman şöyle devam etti:
“Suçluluk düşüncesi nedeniyle bazı anneler anormal derecede çocuğa bağımlı hale gelmektedir. Bu bağımlılık sonucunda ortaya çıkan aşırı korumacılık çocuğun psikolojisini olumsuz etkilemektedir. Yani aşırı korumacı ve bağımlı annelerin çocukları da anneye karşı anormal derecede bağımlı olmaktadır. Genetik, çevresel ve sosyal faktörler nedeniyle annede ortaya çıkan kaygıya bağlı psikolojik sorunların çocukta da çıkma ihtimali yükselmektedir. Ayrılma anksiyetesi bozukluğu olan çocukların annelerinde kaygı ve depresif bozukluklar sıkça görülebilmektedir. Sonuç olarak ilk temel ilişki olan anne ve çocuk arasındaki ilişkide ortaya çıkan yetersizlik ve aksamalar bağlanmayı olumsuz yönde etkileyebilmektedir.”
BASTIRILAN KAYGI İLERİKİ YAŞAMDA SORUN OLUR
Ayrılma anksiyetesi bozukluğu nedeniyle okula gitmek istemeyen çocukların uygun terapi teknikleri ile kaygılarının minimum seviyeye indirilmesi gerektiğini vurgulayan Dr. Karayağız, “Tamamen düzeltilemeyen ve bastırılan kaygı çocukların ileriki hayatlarında farklı psikolojik sorunlara neden olmaktadır. Yetişkinlerin psikolojik sorunlarının oluşmasında çocukluk ve ergenlik dönemindeki travmatik olayların etkisinin bulunduğu artık kabul edilir bir gerçek haline gelmiştir” dedi.
- Etiketler :
- Haberler -
- Psikoloji
- Çocuk
- Kayseri
- Eğitim
- Genel Sağlık
