“Astım tedavisi kişiye özgü olmalı”

Astımın, korkulacak değil, kontrol altına alınacak bir hastalık olduğunu belirten Türkiye Solunum Araştırmaları Derneği, bireyselleştirilmiş, yani kişiye özel tedavi uygulamalarının, astım kontrolünde önemli rol oynadığına vurgu yaptı.

“Astım tedavisi kişiye özgü olmalı”

Dünya Örgütü (WHO), her yılın Mayıs ayının ilk salı gününü Dünya Astım Günü olarak kabul ediyor. Bu vesileyle bir açıklama yapan Türkiye Solunum Araştırmaları Derneği (TÜSAD), astımın korkulacak değil, iyi bir hasta hekim işbirliği sayesinde kontrol altına alınabilen bir hastalık olduğuna dikkat çekti.

TÜSAD Astım ve Alerji Çalışma Grubu Başkanı Doç. Dr. Levent Cem Mutlu tarafından yapılan açıklamada, astımda tam kontrolün sağlanması için gerekli noktalar vurgulanarak, hastalığın sosyal hayatı kısıtlamaması adına önemli uyarılara yer verildi. Astımın çocuklukta daha sık olmakla beraber, her yaşta görülen bir hastalık olduğunu söyleyen Doktor Levent Cem Mutlu, hastalığın Türkiye’de görülme oranının yüzde 4,5 olduğunu aktardı.

Astımın en önemli kronik hastalıkların başında geldiğini belirten Doktor Levent Mutlu, şu bilgileri paylaştı:

“Dünyada yaklaşık 300 milyona yakın insanı etkileyen astım, göğüste sıkışıklık, geçmeyen öksürük ve hırıltı gibi şikayetlerle kendini gösteriyor. Şikayetler gece veya sabaha doğru ortaya çıkıyorsa veya artıyorsa astım olma ihtimali artıyor. Hastalığın en önemli özelliği hastanın şikâyetlerinin değişkenlik göstermesi, ataklarla seyretmesi. Bazı günler hiç olmayan, bazı günler artan, bazı günler hastaneye veya acil servise başvurmayı gerektirecek şekilde şiddetlenen şikayetler söz konusu. Hastalarda şikayetlerin hepsi bir arada olmayabilir. Bazı durumlarda, özellikle enfeksiyon varsa, tüm yakınmalar bir arada ortaya çıkabilir.”

ASTIMDA BİREYSELLEŞTİRİLMİŞ TEDAVİ ÖNEMLİ!

Astımın pek çok kronik hastalıktan farklı olarak, hastadan hastaya veya aynı hastada farklı zamanlarda farklı seyir gösterebildiğine dikkat çeken Mutlu, “Dolayısıyla astım tedavisinde ‘bireyselleşmiş tedavi’ dediğimiz kişiye özgü ve zaman içinde değişkenlik gösterebilen bir tedavi uygulanması büyük önem taşıyor. Bu da ancak hekim-hasta işbirliği ile mümkün. Astımda ilaçlar yine pek çok kronik hastalıktan farklı olarak inhalasyon (solukla alma) yöntemi ile kullanılıyor. Etkin bir tedavi için hastaların ilaçlarını uygun teknikle ve doktorlarının önerdiği dozda kullanması gerekiyor” dedi.

DOKTOR KADAR HASTAYA DA GÖREV DÜŞÜYOR!

Astım tedavisinde hedefin “hastalarda tam kontrolün sağlanması” olduğunu belirten Mutlu, bunu da “Hastanın hiç şikayetinin olmaması, günlük kişisel ve mesleğinin gereği olan işleri herhangi bir kısıtlanma olmadan yapabilmesi ve hastalık nedeni ile iş ve okul devamsızlığı yaşamaması" olarak tanımladı.

“İyi bir hekim-hasta işbirliği ile hastaların yüzde 95’den fazlasını tamamen kontrol altında tutabilmek mümkün” diyen Dr. Mutlu, hastalara da şu tavsiyelerde bulundu:

“Astım tedavisinde başarı için hastaların üzerine düşen görevler de bulunuyor. Tam kontrolün sağlanması için hastalardan beklentimiz; düzenli doktor kontrolünde olmaları, ilaçlarını hekimin önerdiği şekilde uygun teknikle kullanmaları, sigara içmemeleri, içilen yerde durmamaları, astımı tetikleyen faktörlerin ve alerjenlerin neler olduğunun farkında olup mümkün olduğunca onlardan uzak durmaları, düzenli egzersiz yapmaları ve grip aşısı olmaları. Bütün tedbirlere rağmen sonuç alınamayan hastalarda da yeni geliştirilen veya geliştirilmekte olan ilaçlarla astım tam kontrol altına alınabiliyor. Bu nedenle TÜSAD olarak, astımın korkulacak değil, kontrol altına alınabilecek bir hastalık olduğuna vurgu yapıyoruz. Unutulmamalı ki astımı olduğu halde profesyonel turnuvalara katılan pek çok sporcu var.”

TÜRKİYE'DE HER 7 ÇOCUKTAN BİRİ ASTIM HASTASI 

Sayfa Yükleniyor...