"Bitkisel yöntemlerin MS tedavisine hiçbir katkısı yok"

Bitkisel yöntemlerin "Multipl Skleroz” tedavisinde ekili olmadığını söyleyen Türk Nöroloji Derneğinden Prof. Cavit Boz, "Kapari, keçi sütü, çuha otu, sülük tedavisi, arı sokması gibi pek çok farklı alternatif yöntemlerin MS'e hiçbir katkısı yoktur. Toplumda MS için çaresiz, tedavisi olmayan bir hastalıkmış gibi yanlış bir kanı vardır. Bu, doğru değil. Erken tanı ve uygulanan doğru tedavi yönetimleri kullanıldığında hastaların çoğu normal hayatına devam edebilmektedir" dedi.

"Bitkisel yöntemlerin MS tedavisine hiçbir katkısı yok"

'da Türk Nöroloji Derneğince 54'üncüsü düzenlenen Ulusal Nöroloji Kongresinde konuşan Türk Nöroloji Derneği Başkanı Prof. Dr. Şerefnur Öztürk, kongrenin bu yılki ana temasının " ()" olarak belirlendiğini söyledi, "Multipl skleroz dünyada 3 milyon, ülkemizde ise 60 binden fazla kişiyi etkilemektedir" dedi.

"MS, KADINLARDA DAHA SIK GÖRÜLEN BİR HASTALIK"

Multipl sklerozun; genellikle alevlenme ve düzelmelerle seyreden, santral sinir sistemini (beyin ve omurilik) etkileyen bulgularla ilerleyen, olasılıkla bağışıklık sistemini etkileyerek sinir hücresi kılıfı ve sinir hücrelerinde hasar oluşturan bir hastalık olduğunu kaydeden Türk Nöroloji Derneği MS Çalışma Grubu Moderatörü Prof. Dr. Hüsnü Efendi ise şunları söyledi:

"MS, beyin ve omuriliği etkilediği için çok çeşitli nörolojik belirtilere yol açabilir. MS, hastaların çoğunda ataklar ve düzelmelerle, küçük bir grupta ise sürekli olarak ilerleyici belirtilerle seyretmektedir. Ataklar özellikle başlangıç döneminde tamamen düzelme gösterse de ilerleyen yıllarda bazı belirtiler kalıcı hale gelebilir." 

Merkezi sinir sistemi hastalığı olan ve beyin ile omuriliğin birçok alanını etkileyen MS'in, görme bulanıklığı, çift görme, görüntünün kayması gibi görme bozukluklarına yol açabildiğini anlatan Efendi, bir kolda, bacakta ya da her iki bacakta güçsüzlük, yürümede dengesizlik, bir veya iki elde titreme, uyuşma, idrar kaçırma ya da yapamama gibi belirtileri bulunduğuna da dikkati çekti.

MS'in 20 ve 40 yaş arasındaki kadınlarda daha sık görülen bir hastalık olduğuna değinen Efendi, MS’in bulaşıcı ve öldürücü bir hastalık olmadığını, gelişen yeni yöntemlerle tedavi edilebildiğini aktararak şu ifadeleri kullandı:

"Hastanın beslenmesine dikkat edilmeli, balık ve deniz ürünleri, salata, sebze ve meyve tüketilmelidir. D vitamini düzeyinin MS hastalığında önemli olduğunu, hastanın diyet dışında uygun zamanlarda güneşlenmesinin yararlı olacağını biliyoruz ancak MS hastalığında kaplıca, termal sular ve sauna gibi sıcak ortamlar hastalık belirtilerinde artışa yol açabileceği için önerilmemektedir. Sigara kullanımının bırakılması, hastalığın seyrine ve tedaviye yanıt açısından önemlidir."

"BİTKİSEL YÖNTEMLERİN MS'İN TEDAVİSİNDE BİR KATKISI YOKTUR"

Türk Nöroloji Derneği Saymanı ve Yönetim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Cavit Boz da çoğu hasta için erken ve uygun tedavi ile MS'in artık kontrol edilebilir bir hastalık haline geldiğini söyledi. 

Televizyon kanallarında reklam amaçlı MS'in bitkisel yöntemlerle tedavi edildiği yönünde iddiaların ortaya atıldığını belirten Boz, "Kapari, keçi sütü, çuha otu, sülük tedavisi, arı sokması gibi pek çok farklı alternatif yöntemlerin MS'e hiçbir katkısı yoktur. MS'li birey ve nöroloji uzmanı arasında sıkı bir iş birliği gerektiren, sosyal, ailesel ve toplumsal desteğin önemli olduğu bir hastalıktır" diye konuştu. 

“DOĞRU TEDAVİYLE HASTA NORMAL HAYATINA DEVAM EDEBİLİYOR”

Son yıllarda MS tedavisinde hastalığın seyrini olumlu yönde etkileyecek daha fazla tedavi seçeneği bulunduğuna işaret eden Boz, "Genel olarak toplumda MS için çaresiz, tedavisi olmayan bir hastalıkmış gibi yanlış bir kanı vardır. Bu, doğru değil. Erken tanı ve uygulanan doğru tedavi yönetimleri kullanıldığında hastaların çoğu normal hayatına devam edebiliyor. Araştırmalar ve yeni bilimsel gelişmeler ışığında artık MS çaresizlik ve ümitsizliğe yol açan, tedavisi olmayan bir hastalık olmaktan çıkmıştır" dedi.

VİDEO: MS HASTALARINA TÜRKİYE'DE İLK KEZ UYGULANDI!

Sayfa Yükleniyor...