Böbrek hastalarının umutlu bekleyişi

Türkiye genelinde sayıları 60 bini bulan ve haftanın 3 günü 4'er saat diyaliz makinesine bağlanmak zorunda kalan ileri derecede böbrek hastaları, organ nakli umuduyla bekliyor.

Böbrek hastalarının umutlu bekleyişi

Ulusal Böbrek Vakfı ve Hipertansiyon Derneği Kurucu Başkanı, Çukurova Üniversitesi (ÇÜ) Tıp Fakültesi Nefroloji ve Hipertansiyon Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Yahya Sağlıker, böbreklerin, sağlıklı ve kaliteli yaşam açısından önemli bir işlevi yerine getirdiğini söyledi.

Türkiye'de yüz kişiden 8'inde orta, ikinci ve üçüncü derecede böbrek rahatsızlığı bulunduğunu bildiren Sağlıker, bunların sayısının 5 milyon 600 bini bulduğunu, tüm Avrupa’da ise bu rakamın 32 milyon olduğunu kaydetti.

Sağlıker, şeker ve hipertansiyon hastalığı olan kişilerin böbrek rahatsızlığının kaçınılmaz olduğunu ifade ederek, ''Türkiye'de sayıları 60 bini bulan ileri derecede böbrek hastaları, haftanın 3 günü 4'er saat diyaliz makinesine bağlanmak zorunda kalıyor. Bu hastalar, her gün organ nakli umuduyla çaresizce bekliyorlar. Fakat bağışlar nakil bekleyenlerin ihtiyacını karşılamaktan çok uzak'' dedi.

Bilim insanları tarafından şeker ve hipertansiyonun Avrupa'yı bekleyen ''ikiz tehlikeler'' olarak nitelendirildiğini bildiren Sağlıker, şöyle konuştu: ''2000 yılında Brüksel'de yapılan bir toplantıda konunun uzmanları, bu tehlikeye dikkati çekti. Lütfen, kim olursa olsun ne zaman doktora giderse mutlaka tansiyonunu ölçtürsün, gerekli olan tahlilleri yaptırsın. Yapılacak tahlillerle kişinin risk durumu anlaşılabilir.''

Adana'nın Ceyhan ilçesinde yaşayan bazı böbrek hastaları da, kendileri ile aynı kaderi paylaşan on binlerce böbrek hastası gibi belirli günlerinde diyalize bağlanıyor.

Ceyhan Devlet Hastanesi Hemodiyaliz Merkezi'nde görevli Dr. Ali Güner, merkeze gelen yaklaşık 200 böbrek hastasının çoğunluğunun yeşil kart ile tedavi olduğunu söyledi.

Normal bir insanın vücudunda ortalama 150'şer gramlık 2 adet böbrek bulunduğunu, insanın tek böbrekle de yaşamını sürdürebileceğini ifade Güner, ''Bu küçücük organ öylesine önemli ki, 10-15 gün çalışmadığı takdirde ve tedavi uygulanmadığında birey yaşamını kaybedebilir. Gerçeği söylemek gerekirse, biz aslında tedavi yapmıyoruz. Yaptığımız, iflas eden böbreklerin işlevini gören makinelerle hastalarımızın yaşamasını sağlıyoruz'' dedi.

Güner, kesin çözümün organ nakli olduğuna işaret ederek, toplumun her kesiminin bu konuda duyarlı olması gerektiğini kaydetti.

Böbrek hastalarının umutlu bekleyişi - 1

RÜYALARINI ORGAN NAKLİ SÜSLÜYOR
Ceyhan'da tedavi olan evli ve 2 çocuk annesi Bahriye Peksever (54), 10 yıldır diyaliz makinesine bağlandığını belirterek, şöyle konuştu: ''Bu makineyle sanki özdeşleştim. Şimdi rüyalarımı böbrek nakli süsler oldu. Hastalık nedeniyle yaşamım tamamen değişti. Eşim Salih eskiden kahvehane işletiyordu ve bir şekilde geçimimizi sağlıyorduk. Ancak ben hasta olunca eşim zihinsel engelli kızımıza bakabilmek için iş yerini kapatmak zorunda kaldı. Ne yapacağımızı şaşırdık.''

Evli ve 6 çocuk babası Hasan Lafsi de (57) 2 yıldır böbrek nakli beklediğini söyledi. Lafsi, organ nakli çağrısında bulunarak, şunları söyledi: ''Ülkemizde her yıl binlerce insan trafik kazaları ve çeşitli nedenlerle ölüyor. Fakat organları bağışlanmadığı için bedenleri toprak oluyor. Organ bağışı yapsalar bizlere yeni bir can vereceklerini maalesef bilmiyorlar. İnsanlar, bizlerin yaşadıkları zorlukları anlamıyorlar.''

"ORGAN NAKLİNİN DİNEN SAKINCASI YOK"
Ceyhan Müftüsü Halil Şekerci de organ bağışının dini olarak herhangi bir sakıncası bulunmadığını söyledi.

Dinimizin bir hayat kurtarmayı, bütün insanları kurtarmakla eş tuttuğunu vurgulayan Şekerci, ''Aynı zamanda Peygamberimiz 'İnsanların en hayırlısı, diğer insanlara faydalı olandır' demektedir. İnsanlara faydalı olmak dinimizin emridir. Dini açıdan organ bağışlamanın önünde bir engel yok. Bağışlanan bir organ, bir başkasının yaşamasını sağlıyorsa bu en büyük sevaptır'' diye konuştu.

Sayfa Yükleniyor...