Brakiterapi en çok hangi kanser türlerinde etkili?

Normal dokuları koruyan, sadece tümörlü bölgeye ışın veren radyoterapi yöntemi brakiterapi, yan etki açısından avantaj sağlıyor. Brakiterapinin kullanım alanı bulduğu hastalıklar ise genellikle rahim ve rahim ağzı kanserleri oluyor.

Brakiterapi en çok hangi kanser türlerinde etkili?

Brakiterapinin kanserli hücrelerin bulunduğu yere doğrudan ışın verebilmek için vücudun içine küçük radyoaktif kaynakların yerleştirilmesi olduğunu belirten Radyasyon Onkolojisi Uzmanı Prof. Dr. Füsun Tokatlı, bu yöntemle küçük volüme en yüksek doz verilirken normal dokuların korunabildiğini ve genellikle dışarıdan uygulanan tedaviye ek olarak uygulandığını söyledi.

Tedavinin temel amacının, etraftaki normal dokuları radyasyondan koruyarak tümörlü bölgeye yüksek dozlarda radyoterapi verebilmek olduğunu, bu sayede tümörde kontrol oranı artarken, normal dokularda oluşacak yan etki oranlarının azaldığını bildiren Tokatlı, şunları kaydetti:

"Radyoaktif kaynakların özel aplikatörler yardımıyla, doğal bir vücut boşluğuna, ışınlanacak doku ile temas edecek şekilde yerleştirilmesi ile gerçekleştirilir. En yaygın kullanım alanı kadınlarda rahim ve rahim ağzı kanserleridir. Tedavi kararı hastalığın evresine göre doktor tarafınca verilir. Çoğunlukla önce harici radyoterapi uygulanır, takiben hastalık bölgesinde dozu artırabilmek için brakiterapiye geçilir.”

"BRAKİTERAPİDE GENEL ANESTEZİ GENELLİKLE GEREKMİYOR"

Bazı hastalarda uygulamadan önce sakinleştirici enjeksiyonu gerekebildiğini, çok nadiren genel ve spinal anesteziye gerek duyulduğunu dile getiren Dr. Tokatlı, “Aplikatörler yerleştirildikten sonra, doğru pozisyonda olup olmadıklarının kontrolü için röntgen filmi alınır, gerekirse düzeltme yapılır. Tedavi başlamadan önce, bu bölgeye yakın kritik organlardan mesane ve rektuma özel aletler yerleştirilerek bu organların alacağı dozlar bir monitör yardımıyla görüntülenir” dedi.

HASTA, İŞLEM SONRASI SOSYAL HAYATINA DEVAM EDEBİLİR

Tedavinin genellikle 5-20 dakika sürdüğünü aktaran Uzman, “Hasta bu süre boyunca mümkün olduğunca hareket etmemeye çalışmalıdır. Çünkü aplikatörler yerinden oynayabilir ve bu doz dağılımını bozar. Tedavi için önceden belirlenen süre tamamlandığında hasta evine dönebilir. Bu işlem genellikle birer hafta ara ile birkaç kez tekrarlanacaktır. İşlem sonunda radyoaktif kaynak kapatılıp aplikatörler çıkartıldığında, tüm radyoaktif belirtiler ortadan kalkar. İnsan ilişkilerini bu korku nedeniyle sınırlamasına kesinlikle gerek yoktur" değerlendirmesinde bulundu.

Sayfa Yükleniyor...