Bu hastalıklar şişmanlatıyor!

Geçmişte şişmanlık zenginlik ve iyi beslenmenin göstergesiydi ancak artık bu durum göze nahoş gelen bir estetik sorun ve çok farklı sebepleri olabilen ciddi bir hastalık.

Bu hastalıklar şişmanlatıyor!

“Şişmanlığınız için mutlaka doktora gidin ve bir kan sayımı yaptırın!” uyarısında bulunan ve şişmanlığa yol açabilen birçok hastalığın bulunduğuna dikkat çeken İç Hastalıkları Uzmanı Dr. Ayça Kaya kilo artışına neden olan hastalıklar hakkında şu bilgileri Verdi:

1. Polikistik over: Esmer tenli ve koyu renk saçlı Akdeniz kadınında daha sık gördüğümüz yumurtalık kistleri, aynı zamanda kilo sorunlarını da beraberinde getiriyor. Elma tipi yağlanmaya sebep olan yumurtalık kistleri sonucunda özellikle bel ve karın yağlarında birikme yaşanıyor. Yani bel-kalça oranındaki artış, bozulmuş şeker ve insülin dengesinin de işareti. İşte bu yüzden polikistik overli kadınlar en çok kilo vermekte zorlanıyorlar. Kist sorunu yaşayan hanımların özellikle karbonhidrattan fakir beslenmeleri gerekir. Vücutta şekere dönüşen karbonhidratları azaltıp protein miktarını artırarak, üzerine bir de düzenli egzersiz yapılırsa harika sonuç alabilirler.

2. Hipotiroidi: Tiroit bezinin az çalışarak yetersiz hormon üretmesi demek olan hipotiroidi de şişmanlığın en önemli sebeplerinden biridir. Sıcağa dayanamıyor, ellerinizde titreme varsa, duygularda ciddi değişiklikler fark ediyor, kendinizi huzursuz hissediyorsanız, hiçbir şeye konsantre olamıyorsanız, saçlarınız dökülüyorsa, kabızlık sorunu yaşıyor ve kilo aliyorsaniz, tiroit beziniz yavaşlamış olabilir.

KiLOlu HER 4 KiŞiDEN BiRiNDE GiZLi TiROiT YETMEZLiĞi VAR
Eğer aldığınız kilolarınızın sebebi tiroit yetmezliği, yani metabolizmanın yavaşlaması ise internetten bulunan diyet listeleriyle kilo vermek çok zor demektir. Bu tür şikayetleriniz varsa mutlaka tiroit hormonlarınıza baktırmalı, kilo verme kararı verdikten sonra en azından bu ihtimali elemelisiniz.

3. İnsülin direnci/diyabet: Karın ve bel çevresinde yağlanmanız fazla ise diyabet riskiniz de o oranda yüksek demektir. Tip 2 diyabet ile obezite arasında çok yakın bir ilişki var ve diyabetlilerin yüzde 80’i şişman. Şişmanlık insülin direncine, insülin direnci de diyabete sebep oluyor. Eğer şişmansanız, kan şekerini kontrol altına almanız gitgide zorlaşacağı için diyabet tedavisi görmeden kendi kendinize kilo vermeniz neredeyse imkansız olacaktır. Ağzınız kuruyor , çok sık susuyorsanız, İştahınız fazlaysa, çok acıkıyorsanız, sık sık tuvalete çıkıyorsanız, ayaklarınızda yanma, uyuşma ve karıncalanma varsa diyabet olabilirsiniz. Diyabet sinsi ve tehlikeli bir hastalıktır. Kontrol altında tutulmayan diyabet, böbreklere, kalbe, damarlara, sinir sistemine ve ayaklara çok büyük zararlar verir. Tip 2 diyabetten kaçınmanın en iyi ve en kolay yolu kiloyu kontrol altında tutmaktır Araştırmalara göre annede diyabet varsa, kendisinde de olma riski %20, babada diyabet varsa, kendisinde olma riski %20, her ikisinde de diyabet varsa kendisinde olma riski %40. Ama normal kiloda kalmayı başarırsa diyabete yakalanma riski sıfırdır.

4. D vitamini eksikliği: Güneş ışınlarının bize armağanı olan D vitamininden mahrum kaldığımızda sadece kemiklerimizde zayıflama ve ağrı hissetmiyor, aynı zamanda ne kadar uğraşırsak uğraşalım aldığımız kilolaları da bir türlü veremiyoruz. D vitamini azlığı, hormon düzeylerini değiştirerek insülin direncini artırıyor ve diyabet riskini yükseltiyor. Eridikleri ortama gore ikiye ayrılan vitaminlerden C vitamin suda eriyen bir vitaminken, D vitamini güneş ışınlarıyla sentezlenir ve yağda erir. Bu yüzden yaz kış her gün kolları dirseklere kadar sıvayıp iç taraflarını ve yüzünüzü güneşlendirmeniz gerek, camın arkasından değil, doğrudan günışığına çıkarak.

5. Uyku apnesi: Aileniz size her gece horladığınızı, hatta uyurken nefesinizin durduğunu söylüyorsa, sabahları yorgun ve dayak yemiş gibi kalkıyorsanız, pijamanızın özellikle boyun-ense-göğüs kısmı sırılsıklam oluyorsa, gündüzleri her fırsatta uyukluyorsanız, sabahları baş ağrısı hissediyorsanız uyku apnesi hastası olabilirsiniz. Hemen bir uyku laboratuarına yatmalı ve uyku kalitenizi ölçtürmelisiniz. Uyku apneniz varsa muhtemelen kilo almaya eğilimli veya kilolusunuzdur. Yüksek tansiyon ve kalp hastalıklarına yatkınlığınız vardır. Dinlenemediğiniz için sinirli ve gerginsinizdir. Nefes almak demek oksijen demektir, oksijen demek hayat demektir. Eğer uykunuzda yeterli düzeyde nefes alamazsanız hücrelerinizi yeterince oksijen götüremezsiniz. Bu da şişmanlamanıza ve kilo verememenize sebep olur. Zayıflamak istiyorsanız öncelikle bir uyku laboratuarına uğrayın.

6) Böbrek üstü bezlerinin çok çalışması: Sık sık enseden başlayan baş ağrılarınız oluyorsa, boyun bölgesinde kalınlaşma ve yağ birikmesi oluyorsa, yüzünüz yusyuvarlak ve sivilceli bir hale geldi ise, özellikle bel çevresinde yağlanma ve menekşe renkli çizgiler ve çatlaklar oluşuyorsa işte artık böbrek üstü bezlerinizi control altına almanın vakti gelmiş demektir. Böbrek üstü bezlerinden stress hormonunun yüksekliği ile karakterize bir hastalık. Çok sık görülmese de kilonun önemli nedenlerinden biri. Eğer yukardaki şikayetler varsa bir an once doktora başvurmakta fayda var.

Sayfa Yükleniyor...