Cinselliği aşkla ilişkilendirdiler

Araştırmaya göre, gazetecilerin büyük kısmı cinselliği ‘aşk’la ilişkilendiriyor, ‘seks’ ikinci sıraya yerleşiyor ve her 4 erkek gazeteciden biri ilk cinsel deneyimin her iki cins için de evlilikte gerçekleşmesi gerektiğini düşünüyor.

CETAD - ESAM (Eğitim ve Muhabirleri Derneği) ile ortak düzenlenen ‘Cinsel Sağlık Bilinci’ oturumunda açıklanan sonuçlara ilişkin olarak, Doç. Dr. Cem İncesu, “Bu değerlendirmelerde, medya mensuplarının spesifik olarak cinsellik konusundaki kişisel deneyimleri ya da sorunları değil, bu konu ile ilgili genel görüşleri, yaklaşımları ve algılarının ölçümlendiğini” vurguladı.

Türkiye’deki cinsellikle ilgili bilgi ve bilinç düzeyinin yeterli olmadığına dikkat çeken Doç. Dr. Cem İncesu, “Bu araştırmanın medya mensupları özelinde yapılmasının amacı, ülkemizde kamuoyunu etkilemede en büyük güce sahip medyanın, cinsellik konusunda toplumdan farkını ortaya koymak, yanlış bilinen konular üzerinde medya mensuplarına yönelik bilgilendirme programları oluşturmak ve onların toplumun bilinçlendirilmesi çalışmalarına daha etkin katılımını sağlamak

AŞK BİRİNCİ SIRADA
Medya mensuplarının önemli bir kısmı, cinselliği aşkla ilişkilendiriyor. Kadınların yüzde 60’ı, erkeklerin ise yüzde 37’si cinselliği ilk etapta aşk ile ilişkilendirirken, seks ikinci sırada. Ayrıca, kadın ve erkek medya mensuplarının cinsellikten beklentileri farklılaşıyor. Araştırmanın sonuçlarına göre, medya mensupları, kadınların cinsellikten beklentilerini daha soyut ve duygusal kavramlar olan ‘sevgi’, ‘aşk’ ve benzeri ifadeler ile açıklarken erkeklerin beklentilerini daha somut biçimde, ‘fiziksel ihtiyaç’ ve ‘zevk’ kavramları ile tanımlıyor.

İLK CİNSEL DENEYİM EVLİLİKTE OLMALI
Medya mensuplarının yüzde 28’i, Türkiye’de kadınların ilk cinsel deneyimlerini 19 yaşından önce yaşadığını düşünüyor. Erkeklerin ilk cinsel deneyimini ise 19 yaşından önce yaptıklarını düşünenlerin oranı yüzde 57. Dikkat çeken bir nokta da, her 4 erkek medya mensubundan birinin ilk cinsel deneyimin, her iki cinsiyet için de evlilikte yaşanması gerektiğini düşünmesi. Medya mensuplarının bekaret konusuna yaklaşımının toplumdaki genel kadın-erkek yaklaşımından farklılaşmadığı görülüyor. Yaklaşık olarak her 3 medya mensubu kadından 2’si bekaretin bozulması için evliliğin şart olmadığına “hararetle” inanırken, bu oran erkeklerde neredeyse 3’te 1’e geriliyor.

‘UTANMA’ BİRİNCİLİĞİ ELİNDE TUTUYOR
Medya mensuplarının yüzde 83’ü eşlerin cinsel isteklerini birbiriyle paylaşmamalarının nedeni olarak ‘utanma’, ‘cinsel eğitim eksikliği’ ve ‘yetiştiriliş biçimi’ni ilk üç sırada belirtiyor. Yüzde 73’ü cinsel sorunlar yaşayanların tedaviye ‘çekingen’ yaklaştıklarını düşünüyor ve sorunlarını en çok arkadaşlarıyla ve doktorlarla paylaştıklarına inanıyor. Medya mensuplarının yüzde 72’sine göre Türk halkı cinsel problemlerini partnerleri ile paylaşmıyor.

İKİ KADINDAN BİRİ KATI GELENEKTEN ŞİKAYETÇİ
Sağlıklı ve mutlu cinsel yaşamın önündeki en büyük engel yüzde 80 oranıyla, ‘eşler arasındaki iletişimsizlik’ olarak görülüyor Sağlıklı ve mutlu cinsel hayat için gerekliliklerde ise, kadınlar için yüzde 78 ‘temizlik’; yüzde 72 ‘sevgi’; erkeklerde ise yüzde 79 ile ‘cinsel tatmin’ öne çıkıyor. Ayrıca her iki kadın medya mensubundan biri tarafından ifade edilen engellerden biri de ‘katı gelenekler’.

EŞCİNSELLİK ÖZGÜRCE YAŞANABİLMELİ
Medya mensupları, cinsel özgürlüğü ağırlıklı olarak “cinselliği dilediğince yaşamak” ve “cinsel isteklerin rahatça ifade edilebilmesi” olarak tanımlıyor Bu oran kadınlarda yüzde 37, erkekler ise yüzde 47. Medya mensuplarının birçok konuda Türkiye ile ilgili cinsel özgürlük algısı kadın erkek ayrımında birbirine paralel giderken, eşcinsellik kavramında ciddi bir farklılaşma göze çarpıyor. Kadın medya mensuplarının yüzde 26’sı yani yaklaşık dörtte biri erkek medya mensuplarından farklı olarak, cinsel özgürlüğün ‘insanların eşcinselliği özgürce yaşayabilmesi’ olduğunu düşünüyor. Erkeklerde ise bu oran yüzde 6 ile en son sırada yer alıyor.

EN GÜVENİLEN KAYNAK: DOKTOR
Medya mensuplarının yüzde 79’u, cinsel sağlık konularında haber yaparken en güvendikleri kaynak olarak konularındaki uzman hekimleri gösteriyor. Diğer taraftan medya üyelerinin yüzde 15’i cinsel sağlık alanında çalışan Sivil Toplum Kuruluşları, meslek dernekleri ve akademisyenlerin en önemli eksikliği olarak bu kesimlerin yeterince etkili olamamasını gösteriyor.

CİNSEL SAĞLIK EN ÇOK İNTERNETTEN TAKİP EDİLİYOR
Medya mensupları, cinselliğin medyada siyaset, magazin ve spordan sonra dördüncü sırada geldiğini belirtiyor. Medya mensuplarının yüzde 88’i Türk toplumunda cinsellik ve cinsel sağlıkla ilgili konuların en çok internetten takip edildiğini düşünüyor. İnternetten sonra, gazete ve kadın/erkek dergileri bu konuda en çok takip edilen bilgi kaynakları olarak değerlendiriliyor. Medya mensuplarının yüzde 67’si Türkiye’de cinsel sağlıkla ilgili konularda medyadan duyulan/öğrenilen bilgilerin toplum üzerinde son derece etkili olduğunu düşünüyor.

GENÇLERİN CİNSEL EĞİTİMİNDE MEDYANIN ROLÜ
Gençlerin, cinsellikle ilgili konuları arkadaşlarından ve medyadan öğrendiğini düşünen medya çalışanları, buna rağmen bu konulardaki doğru bilgi kaynaklarının sırasıyla ebeveynler, okul/öğretmenler ve doktorlar olduğuna inanıyor. Yüzde 58’i medyanın, gençlerin cinsel eğitiminde rol alması gerektiğini düşünüyor. Ancak bu konuda, cinsel eğitimin medyanın işi olmadığını ve medyanın bu konuda bir rol üstlenmemesi gerektiğini savunanların oranı yüzde 14.


Sayfa Yükleniyor...