Erkekler iktidarsızlığı kabulleniyor

Araştırmalara göre Türkiye’de iktidarsızlık görülme oranı %69.2. Ancak pek çok erkek bir uzmana başvurmak yerine sorunuyla baş başa kalmayı tercih ediyor.

Erkekler iktidarsızlığı kabulleniyor

İktidarsızlık görülme oranının giderek arttığını söyleyen Ürolog Op. Dr. Levent Gürkan, “Esasında 1992 yılından beri bilimsel ortamda ‘iktidarsızlık’ kelimesini kullanmıyoruz çünkü erkeğin cinsel iktidarını kaybetmesi sadece cinsel organının sertleşmemesini değil, bunun yanında erken boşalma sonucu eşini tatmin edememesini veya stresli yaşamı yüzünden isteğini kaybetmesi gibi farklı nedenlere de bağlı olabilecek karmaşık bir ikili ilişki sorununa işaret etmekte. Bu yüzden ‘memnun edici seksüel performansa izin verecek yeterli ereksiyonu sağlamak ve devam ettirmedeki kalıcı yetersizlik’ olarak tanımlanabilecek bu durumu sertleşme bozukluğu veya erektil disfonksiyon olarak tanımlamak daha doğru olacaktır” diyor.

Sertleşme sorununun yaş ile arttığını belirten Ürolog Op. Dr. Mustafa Günhan ise "90’lı yılların sonunda ve 2000’li yılların başında dünyada büyük çaplı sıklık çalışmaları yapıldı. Toplumsal algıdaki farklılıklar nedeniyle farklı sonuçlar elde edilmiş olsa da yaklaşık olarak 40 yaşında %10 ila 40 arasında görülen sertleşme sorununun 70’li yaşlarda %50 ila 80 oranına ulaştığı bildirilmektedir. Türkiye’de kurumsal olarak yapılmış geniş ölçekli çalışmada sertleşme bozukluğu sıklığı %69,2 olarak bulunmuştur" tespitinde bulunuyor.  

Erkeklerin büyük kısmının bir uzmana gitmek yerine sorunu kabullendiğini belirten Op. Dr. Levent Gürkan ve Op. Dr. Mustafa Günhan, iktidarsızlık hakkında merak edilen diğer soruları ise şöyle yanıtlıyor:

KİMLER DAHA FAZLA RİSK ALTINDA?
Yüksek kolesterol, yüksek tansiyon, şişmanlık, sigara tüketimi, hareketsizlik gibi kardiyovasküler risk faktörü taşıyan kişiler başta gelir. Takiben şeker hastalığı, nörolojik hastalığı olanlar, hormonsal bozukluğu olan ve sinirlerin zarar görebileceği ameliyatlar geçirenler daha yüksek risk altındadırlar.

SERTLEŞME BOZUKLUĞU NASIL TEDAVİ EDİLİR?
Sertleşme bozukluğunun tedavisinde ilaçlara geçmeden önce düzeltilebilir risk faktörlerinin ele alınması gerekir. Sigaranın bırakılması, düzenli egzersize başlama, kilo verme birçok hastada dramatik düzelmeler sağlayabilir. Bu değişiklikleri orta yaşta gerçekleştirmiş kişiler dahi 2 yıl gibi kısa bir sürede bu değişiklikleri gerçekleştirmemiş olanlara oranla risklerini %70 düzeyinde azaltmaktadırlar. Yaşam koşullarını iyileştirmelerine rağmen sertleşme sorunları devam eden hastalar ilk basamak olarak ağızdan ilaç tedavisine alınmaktadır. İlaçlardan genel olarak %50-80 oranında başarı beklenmelidir.

İLACA CEVAP VERMEYENLERDE NASIL BİR YOL İZLENİR?
Oral tedaviye cevap alınamayanların önünde birden fazla tedavi seçeneği vardır. Bunların başında penise yapılan enjeksiyonlar gelir. Bu tedavi seçenekleri pek çok hasta tarafından uzun vadede zahmetli ve uygulanamaz bulunmaktadır. Bu tedavileri başarısız veya kabul edilemez bulan hastalar mutluluk çubuğu cerrahisine yönlendirilmektedir.

EDSWT YÖNTEMİNİN AVANTAJLARI NELER?
İktidarsızlık tedavisinde kullanılan yöntemlerden biri de odaklanmış ses dalgaları ile peniste yeni damar oluşumunu desteklemeyi amaçlayan EDSWT yöntemi. Yöntemin olumlu sonuçlar doğurduğunu belirten Op. Dr. Levent Gürkan, EDSWT'nin özelliklerini şöyle anlatıyor:

"Tabii ki hastalar doğal ereksiyonlarını ilaç veya mekanik cihazlar gibi suni destekler olmadan sürdürmeyi tercih etmekteler. Bu noktada bilim dünyasında gen tedavilerine kadar uzanan geniş bir spektrumda semptomları değil, hastalığın kaynağını tedavi etme yönündeki araştırmalar sürdürülmekte. Çok yakın zamanda bu deneysel tedavilerden biri düzenleyici mekanizmalar tarafından onaylanıp rutin hasta tedavisinde kullanılabilir hale geldi: Low Intensity Shock Wave Therapy for Erectile Dysfunction (Düşük Yoğunluklu Şok Dalgaları ile Sertleşme Bozukluğunun Tedavisi) veya kısaltması ile EDSWT. Bu tedavide amaç odaklanmış ses dalgaları ile peniste yeni damar oluşumunu desteklemek ve bu yolla vasküler kaynaklı sertleşme bozukluklarını kalıcı olarak tedavi etmek. Her biri yaklaşık olarak 30 dakika süren toplam 12 seanstan oluşan bu tedavi herhangi bir anestezi veya ağrı kesiciye ihtiyaç duyulmadan ayaktan gerçekleştirilmekte. Henüz yeni bir tedavi olması nedeniyle hasta datası kısıtlı olan bu tedavinin ilk sonuçları çok yüz güldürücü."

Sayfa Yükleniyor...