Türkiye Yüksek İhtisas Eğitim ve Araştırma Hastanesi Üroloji Uzmanı Operatör Dr. Mert Altınel, Türkiye'de şu anda yaklaşık 10 bin kişinin böbrek nakli için sıra beklediğini söyledi. Her yıl ortalama bin-bin 500 kişiye böbrek nakli yapıldığını, bunların yüzde 98'inin canlı vericiden nakledildiğini bildirdi.
Böbrek yetmezliği durumunda transplantasyon yapılabilmesi için bazı kriterlerin arandığını, nakil öncesinde öncelikle mevcut böbreklerin çeşitli teknikler kullanılarak çıkarıldığını anlattı. Böbrek transplantasyonunda canlı vericiden böbrek alınması ameliyatlarının hastanelerinde iki yıldır kesi olmadan yapılan laparoskopik cerrahi yöntemiyle başarıyla uygulandığını belirten Altınel, bu metotla bugüne kadar yaklaşık 40 böbreğin alıcılarına başarıyla nakledildiğini anlattı. Altınel, laparoskopik cerrahinin açık ameliyata göre çok sayıda avantajı bulunduğunu belirterek, ''Laparoskopi ile yapılan operasyonlarda kanama yok denecek kadar azdır. Açık bir kesi olmadığı için dikiş izi bulunmaz. Bu da hem estetik açıdan güzel görünür hem de dikiş ve yara olmadığı için operasyon sonrası gelişebilecek enfeksiyon riskini azaltır'' dedi.
Bu tekniğin uygulandığı böbrek ameliyatlarında ''Tek Port (kanal) Umbilikal Laparoskopik Bilateral Nefrektomi'' diye tanımlanan ''göbekteki tek delikten iki böbreğin alınması'' olarak ifade edilen tekniğin kullanıldığını belirten Altınel, 7 Ocak Perşembe günü ''Son dönem böbrek yetmezliği'' tanısıyla böbrek transplantasyonu yapılması için hastaneye yatırılan 15 yaşındaki Dilek Başçı isimli hastaya bu operasyonun yapıldığını söyledi.
DÜNYA LİTERATÜRÜNDEKİ İLK VAKA
Altınel, hastanın tetkiklerinde kronik idrar yolu enfeksiyonuna neden olan böbreklere geri idrar kaçışı tespit edildiğini, bu nedenle transplantasyon öncesinde mevcut böbreklerin ameliyatla çıkarılması gerektiği belirterek, şunları kaydetti:
''Yapılan ameliyatta, göbek deliğine yerleştirilen tek bir kanal ile önce sağ, takiben de sol böbrek alındı. Göbeğe yerleştirilen bu port, içinden kameranın ve iki cerrahi aletin geçmesine izin veren özel bir kanaldır. Yöntemle, hastanın karın içinde serbestleştirilen iki böbreği, göbekte açılmış olan delikten özel bir aletle parçalanarak dışarıya çıkarıldı. Hasta, ameliyat kesisi olmadığından ameliyat sonrası dönemi hemen hemen hiç ağrı hissetmeden geçirdi.''
Tek kanal kullanılarak diğer ürolojik ameliyatların da yapılabildiğini, böbrek tümörleri, böbrek ve idrar yolu taşları, böbrek üstü bezi tümörleri gibi diğer ürolojik hastalıkların da aynı metodla tedavi edilebildiğini ifade eden Altınel, ''Başçı'ya uygulanan çift taraflı böbrek alınması operasyonu, dünya literatüründe bu metodla gerçekleştirilen ilk vakadır. Bu hastanemiz ve ülkemiz için gurur kaynağıdır'' diye konuştu.
Altınel, kliniklerinde bugüne kadar 300'e yakın laparoskopik ameliyat yapıldığını, son olarak Başçı'ya yapılan bu operasyonun laparoskopik cerrahinin yakın gelecekteki şeklinin temsil ettiğini bildirdi.
''DİYALİZ HEMŞİRESİ OLMAK İSTİYORUM''
Lise öğrenci olan ve 3 yıl önce böbrek yetmezliği tanısı ile tedavi altına alınan Dilek Başçı, operasyon öncesinde diyalize bağlı olarak yaşamını sürdüğünü, bu durumun sosyal ve okul hayatını çok etkilediğini söyledi.
Haftanın üç günü diyalize girdiği için okula düzenli olarak gidemediğini, arkadaşlarından ve derslerinden uzak kaldığını anlatan Başçı, ''Tek dileğim benim de diğer arkadaşlarım gibi sağlıklı olmamdı. Bugün kendimi çok iyi hissediyorum. Doktoruma minnet borçluyum. Annem ki beni dünyaya getirmek için karnında taşıdı, canından can verdi, 15 yıl sonra böbreğini vererek beni tekrar yaşama bağladı. Onları çok seviyorum'' dedi.
İleride hemşire olmak istediğini ve iyileştikten sonra bunun için derslerine çok çalışacağını dile getiren Başçı, ''Ben çok acı çektim ve bu süreçte ailemden sonra yanımda en çok gördüğüm kişiler hemşirelerdi. O nedenle, ben de diyaliz hemşiresi olmak istiyorum. Hemşire olup, beni gibi olan hastalara yardım edeceğim'' diye konuştu.
- Etiketler :
- Haberler
