Hamilelikteki hormonal bombardıman kadını nasıl etkiler?

Bebek bekleyen anne adayları çok sayıda fiziksel değişiklik yaşıyor ve bu değişikliklerin yarattığı sorunlarla baş etmeye çalışıyor. Ancak hamilelik kadın bedenini sadece fiziksel olarak değil, ruhsal yönden de önemli oranda ekiliyor ve değiştiriyor. Duygusal değişikliklerin temelinde ise kuşkusuz bedenin maruz kaldığı hormonal bombardıman var.

Hamilelikteki hormonal bombardıman kadını nasıl etkiler?

Bulantılar, kusmalar, ağrılar, uykusuz geceler, terlemeler, kilo alımları, şişlik hissi, yorgunluk ve unutkanlık gibi fiziksel değişiklikler hamilelikte ortaya çıkan ve kadın hayatını zorlaştıran durumlar. Ancak olay bu fiziksel değişikliklerle sınırlı kalmıyor. Anne adayının önemli psikolojik değişiklikler de yaşadığını vurgulayan Çocuk ve Ergen Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Dr. Muhammed Mehtar, hamilelik süreci ve doğum sonrasında kadının ruh halinde oluşan duygusal dalgalanmalara dikkat çekiyor.

HORMONAL BOMBARDIMANIN ETKİSİNDE KALAN ORGAN: BEYİN!

Hamilelik süreci boyunca ve doğum sonrasında kadının ruh halinde pek çok duygusal dalgalanmalar yaşandığını vurgulayan Dr. Mehtar, bu durumda yaşanabilecek sorunlara ilişkin şu değerlendirmeyi yapıyor:

“Depresif bir duygu durum ile tetikte olma halinin yanı sıra özellikle bebeğin sağlığı ve geleceği ile ilgili kaygılar gibi takıntı düzeyinde saplantılı düşünceler ortaya çıkabilir ve ruhsal dalgalanmalara neden olur. Tüm bu duygusal değişikliklerin temelinde ise hormonal bombardımanın etkisinde kalan beyin var. Aslında hamilelik süreci kadını sağlıklı bir şekilde anneliğe hazırlayan bir süreçtir. Östrojen, projesteron, oksitosin gibi hormonların artışı ile beyinde etkilerinin göz ardı edilemeyen bir süreç yaşanır.  Beynin ön kısmında olan prefrontal korteks bu hazırlığın üssü olarak görev yapıyor: Karmaşık bilişsel davranışlar, planlama, kişiliğin dışa vurumu, karar alma ve sosyal davranışları düzenleme gibi aktivitelerin yanı sıra tüm karışık ve çelişkili düşünceleri, doğruyu yanlıştan ve iyiyi kötüden ayırma durumu, şimdiki davranışların gelecekteki sonuçlarını ön görmek ve belli bir hedefe yönelik hareket etme gibi yürütücü işlevler bu bölgede gerçekleşir.

ANNENİN BEBEĞE YOĞUNLAŞMASI İÇİN HAZIRLAYICI BİR FAKTÖRDÜR

Ayrıca hamilelik dönemi boyunca beyinde deniz atına benzediği için adını Yunanca'dan alan hipokampus, hormonal değişiklikler nedeniyle unutkanlık ve yön şaşırma gibi durumlara yol açar. Unutkanlık daha çok kısa süreli hafıza ve yeni olayları akılda tutma ile ilişkili. Bu durum yeni olacak annelerin bebeği dışında gelişen diğer olgulara çok fazla dikkatini vermemesi ve bebeğe yoğunlaşması için hazırlayıcı bir faktör olduğu düşünülüyor. 

HAMİLELİK BİR DÖNÜŞÜM EVRESİDİR!

Bu dönüşüm fiziksel olduğu kadar, bilişsel ve duygusal bileşenleri içerir. İşte bu dönemde korku, kaygı, saldırganlık, duygudaşlık, sosyal iletişim becerileri, sevgi, koruyuculuk, yuva kurma güdüsü gibi kavramlar yeni doğacak bebeğin bakımı için gerekli değişim unsularını inşa eder. Korku, kaygı ve saldırganlık bebeğin ihtiyaçlarını sağlamak ve varlığını korumak için beynin derin bölgelerinde bademe benzeyen “amygdala” bölgesinin uyarılması ile ortaya çıkar. Yeni anne olacakların beynindeki bu değişiklikler hamilelik boyunca artış gösteren hormonların etkisi ile oluşur ve annelik içgüdüsü şeklinde yansır. İşte bu yüzden genelde tüm anneler kaygılı, dikkatli ve hep tetikte olma yönünde uyarılmış durumdadır. 

BABALAR NEDEN BU KADAR RAHAT GÖRÜNÜYOR?

Hamilelik boyunca annede bu değişimler devam ederken, babanın beyninde de bir dönüşüm başlar. Oksitosin adlı hormon erkekleri farklı mekanizmaları ile babalığa hazırlar ve sosyal ve bilişsel değişimler göstermelerine yol açar. Yuva hazırlama, eşleri ile aynı anda kilo alma, bebeği dinleme, dokunmakla sevgi besleme gibi hazırlayıcı değişimler ortaya çıkar. Aynı zamanda annelerin terinden salınan feromon adlı hormon benzeri maddelerin erkekleri babalığa hazırlayıcı bir unsur olduğu düşünülüyor. Bu değişimlerin yer alması için annelerin babalara fırsat vermesi ve bebek ile zaman geçirmelerini sağlamaları gerekir.

ANNELİK HER KADININ BEYNİNDE GİZLİ BİR ODADIR!

Belki içgüdüsel denilebilir ama sanki annelik her kadının beyninde gizli bir oda şeklinde duruyor. Hamilelik ile birlikte bu karanlık odanın aydınlanması ve keşif süreci başlar. Babalık ise, odaya dışarıdan bakmaya çalışma çabasıdır.”

Sayfa Yükleniyor...