Hayatı kabusa çeviren sorun: İdrar kaçırma

Tıbbi olarak üriner inkontinans olarak tanımlanan idrar kaçırma sorunu, sosyal ve cinsel yaşam kalitesini düşürmekle kalmıyor, sürekli ıslaklık ve kullanılan pedlere bağlı olarak vajinal ve üriner enfeksiyonlara yakalanma riskini de artırıyor.

Hayatı kabusa çeviren sorun: İdrar kaçırma

Birçok kadının utandığı için dile getirmekten çekindiği ve çaresiz katlanmak zorunda olduğunu düşündüğü idrar tutamamanın tedavi edilebilir bir hastalık olduğunu belirten Kolan Hastanesi Üroloji Uzmanı Op. Dr. Mesut Tül hastalığa neden olan faktörler ve tedavisi ile ilgili bilgiler verdi.

İlerleyen yaş ile birlikte görülme sıklığı artan idrar kaçırmanın ortalama her 4 kadından birinde görüldüğünü belirten Dr. Tül, vajinal doğum, yaş, obezite, sigara kullanımı kronik kabızlık ve menopoz gibi faktörlerin hastalığın görülme sıklığını arttırdığını söyledi.

İdrar kaçırmanın stres inkontinans, sıkışma inkontinansı ve mixt tip (karışık) gibi üç kategoride değerlendirildiğini belirten Op. Dr. Mesut Tül, hastalığın türleri ile ilgili şu bilgileri verdi:

Stres inkontinans: Öksürme, hapşırma, ıkınma gibi karın içi basıncının arttığı durumlarda görülen idrar kaçırmadır. Tüm idrar kaçırmaların %40 ı bu şekildedir. İdrar kanalının etrafındaki adale yapıların zayıflaması sonucu gelişir. Bu hastaların bir kısmında idrar kesesi ve rahimde de sarkıklık genellikle muayenede tespit edilebilmektedir.

Sıkışma inkontinansı: Aniden gelişen idrar yapma isteği ile birlikte tuvalete gidene kadar idrarını yetiştirememe şeklinde tarif edilir. İdrar kesesi kaslarının kontrolsüz / istem dışı kasılmasına bağlı olarak gelişir. Tüm idrar kaçırmaların %20-30’u bu şekildedir.

Mixt tip inkontinans: Her iki idrar kaçırma türünün beraber görülmesi şeklinde tanımlanır. Bu tip idrar kaçırmada tüm kaçırmaların yaklaşık %25-30 oranında görülür.

TEŞHİSİ KOLAY, TEDAVİSİ MÜMKÜN

Uzman doktorlar tarafından iyi bir anamnez ile idrar kaçırmanın tipi genel olarak anlaşılabiliyor, fizik muayene ile idrar kesesi ve rahimde herhangi bir sarkıklık olup olmadığını kas yapılarının zayıfladığı tespit edilebiliyor. Bunun dışında bazı hastalarda mesane fonksiyonlarının değerlendirilmesi için ürodinami gibi daha ileri tetkiklerde yapılabiliyor.

BESLENME DÜZENLEMESİ TEDAVİDE ETKİLİ OLUYOR

İdrar kaçırma tedavisinde günlük sıvı alımının ayarlanması, alkollü içecek, süt/süt ürünleri, çay ve kafeinli içecekler, baharatlı gıdaların azaltılması gibi günlük diyette yapılan düzenlemeler ve mümkünse kilo verme, sigarayı bırakma gibi genel konservatif önlemler bulunuyor.

Dr. Tül’ün verdiği bilgiye göre, idrar kaçırma tipi ve kaçırmanın derecesine göre bazı hastalarda pelvik taban egzersizler yapılarak hastalığın şiddetini azaltmak mümkün oluyor. Özellikle sıkışma inkontinansı denilen tipte ilaç tedavisi ile başarılı sonuçlar alınabiliyor.

AMELİYAT NE ZAMAN ÖNERİLİYOR?

Yaşam kalitesini ciddi olarak etkileyen şiddetli stres inkontinans ve mixt inkontinans tiplerinde ise cerrahi tedavi öneriliyor.

Cerrahi tedavi ile idrar kesesi ve idrar kanalı arasındaki açı düzeltilerek idrar kaçırmanın önlenebildiğini belirten Op. Dr. Mesut Tül, bu sırada idrar kesesi veya rahim sarkıklığı varsa eşzamanlı düzeltme yapılabileceğini belirtiyor:

“Bu cerrahideki temel amaç idrar kanalının altındaki zayıflamış kas dokularının desteklenmesidir. Bunun için yaklaşık 2-3 cm’lik gibi bir alandan girilerek bu bölgeye destekleyici bir bant yerleştirilmektedir. Bu bant idrar kanalı ve idrar kesesi boynunun altını destekleyerek öksürme veya hapşırmayla karın içi basıncının arttığı durumlarda idrar kaçırmayı engeller. Sıklıkla yapılan ve TOT olarak isimlendirilen bu tip askı ameliyatı ile idrar kaçırma tedavisinde %90 gibi yüksek bir oranda düzelme sağlar.”

Bu tip operasyonların en önemli özelliklerinin operasyon için genellikle spinal /regional anestezinin yeterli olduğunu ifade eden Op. Dr. Tül, 10-15 dakika gibi kısa bir sürede tamamlanabilen işlem sonrasında hastaların maksimum bir gün sonra taburcu edilebildiklerini belirtiyor.

Sayfa Yükleniyor...