“HIV pozitifim dedim, ‘Seni seviyorum’ dedi”

27 yaşında HIV pozitif olduğunu öğrendi, bir süre kendisini insanlardan uzak tuttu ancak 4 yıl sonra kapısını çalan aşka kayıtsız kalamadı. “Sevdiğim kadına HIV pozitif olduğumu söylediğimde ilk tepkisi, ‘seni seviyorum’ oldu” diyen S.S., o kadınla evlendi, şimdilerde ise baba olmanın heyecanını ve mutluluğunu yaşıyor. Toplumsal damgalanmaya vurgu yapan S.S., "İlaçlarla kontrol altına alınan HIV insanı öldürmüyor, HIV ile yaşayanları toplumdaki önyargı öldürüyor” diyor. HABER: TÜLAY KARABAĞ tulay.karabag@ntv.com.tr

“HIV pozitifim dedim, ‘Seni seviyorum’ dedi”

S.S. elektrik teknikeri, O’nun HIV pozitif olduğunu bilerek evlilik teklifini kabul eden eşi ise hala üniversitede okuyor.

S.S’nin hayatının akışı 1999 yılında gittiği yurtdışında değişti. Bir Ortadoğu ülkesinde AIDS’e yol açan HIV kaptığını öğrendiğinde henüz 27 yaşındaydı. Hastalığını öğrendikten sonra da o ülkeden ayrıldı.

“ÖLÜMLE HAYAT ARASINDAKİ ÇİZGİYİ YAŞADIM”

Vakit kaybetmeden tedaviye başlayan S.S, o günlerdeki duygularını; “Ölümle yaşam arasındaki çizgiyi yaşadım, tedavi sürecinde ailem hiçbir zaman beni yalnız bırakmadı, maddi ve manevi olarak destekledi ancak hastanelerde ayrımcılık ve dışlanmayla karşılaştım, bu nedenle çok zorlandım” diye özetliyor.

S.S., tedaviye başladıktan sonra bir süre sosyal ve özel ilişkilerini askıya aldı, içine kapandı, kimseyle görüşmedi ancak 4 yıl sonra hayatına giren kadına kapılarını kapatamadı.

HIV pozitif olduğunu evlilik kararı alındığında açıkladığını söyleyen S.S., “Sevdiğim kadına HIV pozitif olduğumu söyledim ilk tepkisi, ‘seni seviyorum’ oldu. Evlenmeden önce HIV’in bulaşma ve korunma yolları hakkında araştırma yaptık, uzmanlara danıştık ve yeterince bilgi sahibi olduk” diyor.

SPERM ARINDIRMA YÖNTEMİYLE BABA OLDU

Eşinin üniversiteyi kazanmasıyla birlikte çocuk sahibi olmaya karar verdiklerini aktaran S., bu süreci ise şöyle anlatıyor: “Tıp günden güne gelişiyor. Sağlıklı bir bebeğe sahip olmamız için yapılacak işlemin başarı oranının % 99, risk oranının ise % 0.5’den az olduğunu öğrendik. Baba adayından sperm alınarak laboratuvarda yıkandıktan sonra, anne adayından alınan yumurtalarla dönlenip sağlıklı emriyolar seçiliyor ve anne rahmine transfer ediliyor. Biz de bu yöntemle meleğimize kavuştuk.”

“TOPLUMSAL ÖNYARGI TEDAVİYİ OLUMSUZ ETKİLİYOR”

Toplumsal önyargılar yüzünden birçok insanın etkin şekilde tedavi olamadığını ve bazılarının da durumlarını sakladığını belirten S.S., ‘meleğim’ dediği kızının 7 aylık ve gayet sağlıklı olduğunu söylüyor ve ekliyor:

“Günümüzde artık HIV ile yaşayan bireylerin çalışmak, çocuk sahibi olmak gibi konularda diğer insanlardan farkı yok. Çünkü ilaçlarla kontrol altına alınan HIV insanı öldürmüyor, HIV ile yaşayanları toplumdaki önyargı öldürüyor.”

“HAYATTA EN BÜYÜK HEDEFLERİMDEN BİRİ BABA OLMAKTI”

S.S., “HIV pozitif birey olarak, bu virüsle karşılaşmamak açısından, “Keşke bunu yapmasaydım veya keşke böyle davranmasaydım” dediğiniz bir nokta var mı, bundan sonraki hayatınızda hedefleriniz, geleceğe dair planlarınız neler?” sorusunu ise şöyle yanıtlıyor:

“Yaptıklarımdan veya yapamadıklarımdan hiçbir şekilde pişmanlık duymuyorum. Hayatta en büyük hedeflerimden biri bebek sahibi olmaktı, Allahıma şükürler olsun meleğimize kavuştuk. Geleceğe dair tek hedefim; dünyalar güzeli biricik kızıma iyi bir gelecek ve iyi bir eğitim verebilmek.”

HIV POZİTİF BİREYLER NASIL ÇOCUK SAHİBİ OLUYOR?

Dünyada yaklaşık 36 milyon HIV pozitif kişi bulunduğunu ve bunların da dörtte üçünün üreme çağındaki insanlar olduğunu belirten Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Prof. Dr. Faruk Buyru, HIV pozitiflerin bebek sahibi olma prosedürü hakkında şunları söyledi:

“HIV pozitifim dedim, ‘Seni seviyorum’ dedi” - 1

BABA ADAYI HIV POZİTİF İSE…

HIV pozitif erkeklerin çocuk sahibi olurken hastalığı eşlerine ve doğacak çocuklarına bulaştırmamaları esastır. Özel sperm hazırlama yöntemleri ile bu sağlanabiliyor. HIV pozitif erkekten alınan spermler ısı, santrifüj ve antibiyotiklerle virüsten arındırılabiliyor. Bu yolla hazırlanan ve virüs taşımayan spermler, kontrol edildikten sonra aşılama (intrauterin inseminasyon-rahim içi dölleme) yöntemi ile eşinin rahmine veriliyor. Öncesinde yumurtalıkları hazırlamak için, adetin başından itibaren yumurtalıkları uyarıcı ağızdan ilaç veya iğne kullanıyoruz. Eğer kadının gebe kalmasına engel başka bir problem yoksa ve sperm sayısı normal ise bu yolla bir aylık tedavi ile % 20 civarında gebelik elde edilebiliyor. Toplam 3-4 ayda % 50-60 civarında gebelik şansı bulunuyor. Bu yolla erkeğin hem eşine hem de doğacak bebeğe virüs bulaştırma riski bulunmuyor.”

Aşılama yönteminin tüp bebek yöntemine göre daha ucuz ve daha kolay uygulanabilir bir yöntem olduğunu belirten Buyru, “Sperm sayısı düşükse, kadının tüplerinde problem varsa veya 3- 4 aşılama ile gebelik elde edilemezse tüp bebek uygulamasına geçilmesi gerekir” diye konuştu.

ANNE ADAYI HIV POZİTİF İSE…

Kadın HIV pozitif, erkek negatif ise yine bulaşma riskini ortadan kaldırmak için aşılama yapılabidiğini belirten Prof. Buyru, “Bu yolla elde edilen gebeliklerin normal gebelikler gibi izlenmesi gerekiyor. Anne adayına gebeliği süresince tedavi başlanıyor. Doğumdan sonra bebek bulaşma açısından kontrol ediliyor. Eğer anne pozitif ise doğum yöntemi olarak sezaryen tercih ediliyor ve doğumdan sonra da bebeğe tedavi verilerek HIV geçmesi engelleniyor. HIV’in anne sütü ile bebeğe geçişi olduğu için bebeğe anne sütü verilmiyor” dedi.

“HIV pozitifim dedim, ‘Seni seviyorum’ dedi” - 2

HIV-AIDS DÜNYADA AZALIYOR, TÜRKİYE’DE ARTIYOR

Korunma önlemleri ve etkin tedaviler sayesinde dünya genelinde HIV pozitiflerin sayısı azalırken, Doğu Avrupa ve Orta Asya ülkelerinde artıyor. Türkiye ise HIV’in artış gösterdiği ülkeler arasında başı çekiyor.

Öyle ki Hacettepe Üniversitesi AIDS Tedavi ve Araştırma Merkezi (HATAM) Müdürü Prof. Dr. Serhat Ünal’ın verdiği bilgiye göre, HIV enfeksiyonunda 10 yılda % 450 artış olan tek ülke Türkiye. Ülkemizde son yıllarda her yıl ortalama 1000 ile 2000 kişi HIV tanısı alıyor. Günümüzde her yıl yaklaşık 2 milyon kişiye bulaşan virüsün yılda 1 milyon kişinin ölümüne neden olduğu belirtiliyor. 

EN ÖNEMLİ BULAŞMA YOLU KORUNMASIZ CİNSEL İLİŞKİ

Bu durumun önüne geçmenin tek yolu ise toplumda HIV-AIDS bilinç düzeyinin arttırılması ve etkin korunma yöntemlerinin öğretilmesi. Bu nedenle enfeksiyon uzmanlarının vurgu yaptığı en önemli nokta, virüsün bulaşma yolları. HIV; kan nakli, damar içi madde kullanımı ve anneden bebeğe geçebildiği gibi asıl bulaşma yolu korunmasız yapılan her türlü cinsel temas.

HIV GÖRÜNTÜLENDİ

Sayfa Yükleniyor...