Horlama ne zaman önemsenmeli?

Horlamaya 10 saniyenin üzerinde solunum durmasına yol açan uyku apnesinin eşlik etmesi, ciddi bir sorunun işareti olabilir.

Horlama ne zaman önemsenmeli?

Uyku apnesi her 100 kişiden 4'ünde görülüyor. Türkiye'de kesin istatistiki veri bulunmamakla birlikte sürekli horlamanın veya uyku apne sendromunun görülme sıklığının fazla olduğu tahmin ediliyor.

Çukurova Üniversitesi Tıp Fakültesi Balcalı Hastanesi Uyku Laboratuvarı Direktörü Dr. Kezben Aslan, uyku sırasında şiddetli horlamaya 10 saniyenin üzerinde solunum durmasına yol açan uyku apnesinin eşlik etmesinin ciddiye alınması gereken bir sorunu olduğunu söyledi.

Aslan, üniversite bünyesindeki ''Uyku Laboratuvarı''na başvuran hastaları serviste bir gece uyutarak horlamaya eşlik eden solunum problemlerinin ayrıntılarına indiklerini, uyku apnesi yanı sıra diğer hastalık bulgularını da araştırdıklarını, inceleme sonucuna göre tedaviyi yönlendirdiklerini belirtti.

''Uyku apnesinin eşlik etmediği horlama, ciddi bir sağlık sorunu değildir. Bu durum sadece horlayan kişinin çevresindekileri rahatsız eder, ancak apne söz konusuysa ciddiye alınmalı'' diyen Aslan, horlamanın, uyku apnesinden kaynaklanmıyorsa çoğunlukla kişi yan yattığında ya da kilo verip, sigarayı bıraktığında kesildiğini, ancak, horlamalar arası nefesin kesildiği fark ediliyorsa uyku apnesinin mutlaka araştırılması gerektiğini ifade etti.

Burundan nefes alamayanlarda ağız ve burun arkasındaki hava yolunda darlığa bağlı olarak horlamanın ortaya çıkabildiğini belirten Aslan, şöyle devam etti:

''Soluk borusu, dilin arkası ve yumuşak damak ve küçük dilin olduğu kısmın genizle birleştiği bölge, uyku sırasında kendiliğinden daralabilir. Bunlar şişman hastalarda uyku sırasında daha kolay bir şekilde tıkanmaya neden olmaktadır. Soluk açlığı nedeni ile şiddetli alıp verilen nefes ile birlikte özellikle küçük dil ve damak titreşmekte ve horlama ortaya çıkmaktadır. Bu duruma apne eşlik etmiyorsa herhangi bir sağlık riski yaratmaz, sadece çevredekiler rahatsız olur. Bunu tamamen önlemeye yönelik bir tedavi metodu da bulunmuyor.''

APNE KANDEKİ OKSİJENİ AZALTIYOR, KALBİN RİTMİNİ BOZUYOR
Aslan, apnenin solunum duraklamalarından kaynaklanan ve uyku düzeninin bozulmasına sebep olan önemli bir hastalık olduğunu belirtti. Aslan, uykuda hava akımının 10 saniye süreyle duraklamasının, kandaki oksijen miktarının azalmasına ve kalp ritm bozukluğu ve benzeri önemli sistemik sorunlara bağlı olarak ciddi sonuçlara yol açacağını söyledi.

Kalp, diyabet ya da tansiyon gibi hastalıklarda apnenin daha tehlikeli sonuçlar doğurabileceğini kaydeden Aslan, ''Gürültülü horlamaya, gün içinde aşırı uyku ve sinirlilik hali, yorgunluk hissi, unutkanlık, dikkat dağınıklığı ve öğrenme bozukluklarının yanı sıra depresyon eşlik ediyorsa uyku apnesinden şüphe duyulmalı. Sabah saatlerindeki baş ağrısı, ağız kuruluğu, gece çok sık idrara çıkma, uyku sırasında aşırı terleme varlığı diğer belirtiler arasında sayılabilir'' şeklinde konuştu.

CERRAHİ MÜDAHALEYE YAKLAŞIM
Aslan, uyku apnesinde bazı seçilmiş vakalarda cerrahi müdahale edilebileceğini, ancak çoğunlukla bu yola başvurmadıklarını belirterek, ''Apne tedavisinde, uyku sırasında takılan özel cihazlar solunuma yardımcı olduğundan ölüm riski ortadan kaldırılabiliyor'' dedi.

Ancak, bölge hastanesi konumundaki ÇÜ Tıp Fakültesi Balcalı Hastanesindeki uyku laboratuvarının iki yataklı olması nedeniyle hastalara birkaç aydan önce randevu verilemediği belirtildi.

Sayfa Yükleniyor...