HPV, bebekleri de tehdit ediyor

Ses tellerine tutunan papillomlar, bazı kanser türlerine neden olabilir...

HPV, bebekleri de tehdit ediyor

Acıbadem Kocaeli Hastanesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Doç. Dr. Birol Vural, Türkiye'de son yıllarda vajinal smear testleri sayesinde HPV'nin erken tespit edilebildiğini, bunun rahim ağzı kanseriyle mücadelede önemli bir aşama olduğu gibi virüsün doğumsal yolla bulaşması riskini de ortadan kaldırdığını söyledi.

HPV'nin doğum öncesi fark edilmemesi halinde, düşük bir ihtimal dahi olsa bebek doğum kanalından geçerken bebeğe bulaşması durumuyla karşılaşılabildiğini ifade eden Doç. Dr. Vural, bebekte, ses tellerinde papillom adı verilen ufak kitleler oluşmasına neden olabileceğini belirtti.

Çocuklardaki ilk bulgunun ses kısıklığı olduğunu bildiren Doç. Dr. Vural, şöyle konuştu:
''Çocuğun sürekli kısık sesle ağlaması, HPV'nin ses tellerine yerleşmiş olabileceğinin en büyük belirtisidir. Ebeveynler bu gibi durumlarda çocuklarını mutlaka bir Kulak-Burun-Boğaz uzmanına tedavi ettirmelidir. Bu durum 3 yaşına kadar fark edilemeyebilir, her çocukta olacak diye de bir kural yoktur. Ses tellerine tutunan papillomlar ses kısıklığına, solunum yolu tıkanıklığına, buna bağlı nefes darlığına, hatta epidermoid kanser başta olmak üzere bazı kanser türlerine neden olabilir.''

TEDAVİ YÖNTEMLERİ

HPV'nin doğum öncesi teşhis edilmesiyle doğumun sezaryenle yapılabileceğini ve virüsün bebeği etkilemesinin önüne geçilebileceğini kaydeden Doç. Dr. Vural, tedavi yöntemleri hakkında şu bilgileri verdi:
''Eğer papillom oluşacaksa genellikle 3 yaş civarındaki çocuğun ses tellerinde tutunarak solunum borusunun girişinde kendi lezyonlarını oluşturur. Ses tellerinde oluşan HPV'ye yönelik ilaç tedavisi pek yaygın değildir. Tedavisinde kimyasal ajan kullanılabildiği gibi elektro koter ya da lazerle bölgeden temizlenmesi sağlanabilir. Ancak bazı durumlarda temizlenmesi demek, yok edildiği anlamına gelmiyor, virüs tekrar yayılabiliyor.''

HPV'nin genellikle cinsel yolla bulaşan bir enfeksiyon olduğunu vurgulayan Doç. Dr. Vural, yüzde 14,8 oranında enfeksiyon geçiren kişiye ait eşyaların kullanılması, enfekte kişiye dokunmak ve herkesin ortak kullandığı tuvaletler gibi umumi yerlerde bulaşabildiğini, virüsten korunmanın en önemli yönteminin hijyene dikkat edilmesi olduğunu söyledi.

Sayfa Yükleniyor...