İleri yaş gebelikleri neden riskli?

Kadınların kariyer arzusu çocuk sahibi olma yaşını yukarılara çekiyor. Bu da riskli gebeliklerin ve uzun tedavilerle bebek sahibi olan çiftlerin sayısını artırıyor.

İleri yaş gebelikleri neden riskli?

Ancak uzmanlar ileri yaşta gerçekleşen gebeliklerin riskleri de beraberinde getirdiği konusunda hemfikir. Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Op. Dr. Remzi Aydın’a göre, bebek sahibi olma yaşında altın standart 20 ile 29 yaş arası.

Adet kanamalarının başlaması ile beraber doğurganlığın da başladığı kabul edilebilir. Bununla beraber; gerek fizyolojik, gerekse psikolojik olarak olgunluk çağına erişmesi toplumdan topluma değişmekle beraber 18 -20 yaşı bulabilir. Bu yaşlardan itibaren hem fizyolojik hem de patolojik nedenlerden ötürü doğurganlık oranının azalabileceği bir gerçek.

ALTIN STANDART 20–29 YAŞ ARASI
Şimdiye kadar yapılan hiçbir çalışmanın ideal gebelik yaşını ortaya koymak için yeterli olmadığını belirten Dr. Aydın, şunları söyledi:

“Ancak en azından istatistiksel olarak 20 – 29 yaş arası en güvenli olarak kabul edilebilir. 1958 yılında toplanan uluslararası bir komite 35 yaş sonrası gebeliklerin riskli olarak kabul edilmesini bildirmesinden sonra bu yaş sınırı ‘altın standart’ olarak kabul edilmiştir. Son yıllarda, toplumlar arası büyük farklılıklar görülmekle beraber, 35 yaş üstü gebeliklerde büyük bir artış görülmüştür. Bizim toplumumuzda da aynı trend görülmektedir. Erkekler açısından ise bu durum oldukça farklıdır. İlerleyen yaşla beraber eşini gebe bırakabilme oranı düşmekle beraber, bu düşüş oldukça yavaştır. 30’lu yaşlar ile 50’den sonraki yaşları karşılaştıran bir çalışmada bu düşüş yüzde 30 civarında bulunmuştur. 80 yaşından sonra bile erkek testislerinin kanallarının yüzde 10’unda olgun sperm bulunur. Daha çok 50’li yaşlardan sonra görülen seksüel fonksiyon bozuklukları kısıtlayıcı neden olabilmektedir.”

İLERİ ANNE YAŞI HEM BEBEK HEM ANNE İÇİN RİSKLİ
İleri anne yaşının hem anne hem de bebek açısından komplikasyonları arttırdığına dikkat çeken Aydın, bu riskler hakkında ise şu bilgileri verdi:

“Anneye ait riskler olarak, gebelikte görülen gizli şeker hastalığı, gebelik zehirlenmesi olarak adlandırılan preeklampsi hastalığı, kalp ve damar hastalıkları, dış gebelik oluşumu, sezaryen ve müdahaleli doğum sıklığında artış, eş kısmının yerleşim hataları nedeni ile gebelik kanamaları sayılabilir. Bu gibi komplikasyonlar nedeni ile anne ölüm hızı 5 ila 15 kat artmaktadır. Bütün bu ciddi hastalıkları bir kenara bıraksak bile hamilelikteki yaşam kalitesi, yaş nedeni ile vücudumuzda oluşan yıpranma ile oldukça düşer. Bunları oluşan eklem hastalıkları, kas kütlesinde azalma, varis oluşumu, hemoroid olarak sıralayabiliriz.

Bebek açısından oluşabilecek risklerin başında düşük oranında artışı saymak gerekir. 20 -30 yaşlar arasında yüzde 15’lerde olan düşük hızı, 35 yaşından sonra yüzde 30’a yükselir. Gelişen düşüklerin yüzde 40 ila 60’ının nedeni olarak kromozomal bozukluklar gösterilmiştir. Anne yaşının özellikle 35 yaşın üzerine çıkması ile genetik bozukluk oluşum hızı katlanarak artar. Özellikle Down sendromu denilen Mongol çocuk doğurma hızı 35 yaşında ortalama 1/ 250 ‘den, örneğin 45 yaşında 1/20’ye yükselir.

İleri anne yaşı ile beraber oldukça sık görülebilen ciddi risklerden biri de, plasenta yetmezliği adı verilen, eş denilen anne ile bebek arsındaki besin alışverişini düzenleyen organın fonksiyon bozukluğudur. Yeterli düzeyde kan akımı sağlayamayarak bebeğin beslenmesini bozar ve en azından düşük tartılı bebek doğumuna yol açabilir. Daha ciddi durumlarda ise bebekte beyin hasarı, hatta bebek ölümlerine yol açabilir.

35 YAŞINDAN SONRA DOĞUM SÜRELERİ UZAR
35 yaşın üzerindeki, özellikle ilk doğumlarda doğum süreleri daha uzundur. Doğum sırasında bebek kalp seslerinin bozulması, doğumun ilerlememesi nedeni ile vakum, forseps gibi müdahaleler ve sezaryen uygulanması miktarlarında artış yaşanır. Gizli şeker hastalığı olan annelerin bebeklerinde gerek gebelik süresince ani şeker oynamaları nedeni ile “ani bebek ölümü”, gerekse de doğum sonrası kan şekeri düşmesi riski yüksektir. Yine 4000 gr. üstü bebeklerde omuz takılması nedeni ile sinir yaralanmaları da ileri anne yaşı olan doğumlarda daha sıktır.”

BU TAVSİYELERE KULAK VERİN
Tüm bu riskleri en aza indirebilmek için önceliklere gebe kalmayı planlayan anne adaylarının genel bir taramasından geçmesi gerektiğini hatırlatan Op. Dr. Remzi Aydın, bebek sahibi olmak isteyen kadınlara şu tavsiyelerde bulundu:

“Gerekli tetkiklerin yapılmasından sonra saptanabilecek eksikliklerin giderilmesi ve sistemik hastalıkların tedavisi birçok komplikasyonu önleyebilir. Örneğin basit bir kan tetkiki ile saptanabilen hipotiroidinin düzeltilmesi birçok düşüğü engelleyebileceği gibi zekâ özürlü bir çocuğun doğmasını önleyebilir. Gebelik öncesi folik asid vitaminin bazı beyin ve omurilik sakatlıklarını yüzde 50 azaltabileceği gösterilmiştir. Beslenmenin düzenlenmesi, kilonun ayarlanması, vücudun genel sağlığı gelişebilecek gebelikteki konforu arttırabilir. Gebelik süresince ise gebeliğin uzmanınca yakından takibi ve 16-20 haftalık arasında gerek genetik gerekse yapısal anomaliler açısından taranması birçok handikapı engelleyebilir. Bu aylarda yapılan doppler ölçümleri ile preeklempsi, yani gebelik zehirlenmesi riski öngörülerek alınacak önlemler ve ilaç tedavisi ile bu riski yüzde 50 azaltabilmek mümkündür.”

Sayfa Yükleniyor...