İyileşmeyen yaralar baş-boyun kanserlerinin belirtisi olabilir

Önemsenmeyen ağız kokusu, yutkunma güçlüğü, ses kısıklığı gibi şikayetler baş boyun kanserlerinin işareti olabiliyor. Son derece tehlikeli bir hastalık grubu olan baş boyun kanserleri erken teşhis edildiğinde tamamen kontrol altına alınabiliyor.

İyileşmeyen yaralar baş-boyun kanserlerinin belirtisi olabilir

Baş boyun kanserleri, erkeklerde görülen tüm kanser türlerinin yaklaşık % 10’unu, kadınlarda ise % 3,5’ini oluşturuyor. Erken teşhis edildiğinde tedavisi mümkün olan bu kanser türleri, görüldükleri anatomik bölge ve alt lokalizasyonlara göre adlandırılıyor.

Bu kanser türleri saçlı deri ve ciltte, dudakta, ağız boşluğunda, dilin ön kısmında, yanakta, ağız tabanında, diş etlerinde, sert damakta, yutakta, bademciklerde, yumuşak damakta, dil kökünde, farinks arka duvarda, burun boşluğu ve paranazal sinüste, genizde, gırtlakta, alt yutakta ve yemek borusunda, büyük havayolunun boyundaki kısmında ve tükürük bezlerinde görülüyor. Tiroit ve paratiroid bezi kanserleri de baş boyun kanserleri bölümünde değerlendiriliyor. Toplumda cilt, gırtlak, ağız boşluğu ve dudak ile tiroit kanserleri diğerlerine göre daha sık görülmektedir.

KESKİN KENARLI DİŞ PROTEZLERİ KANSER NEDENİ

Risk faktörlerinin yanı sıra baş boyun kanserlerinin büyük bir bölümünün en önemli sebebi karsinojenlere uzun süreli temas olduğunu belirten KBB Uzmanı Prof. Dr. Sedat Çağlı, sigara, puro, pipo içimi, tütün çiğneme ile alkol kullanımının özellikle ağız boşluğu ve gırtlak kanserlerinin en önemli faktörleri olduğunu söyledi.

Kullanılan miktar ve süre arttıkça bu riskin de arttığını vurgulayan Çağlı, “Deri ve dudak kanserlerinde güneş ışınlarına uzun süre maruz kalmak önemli bir risk faktörüdür. Uygun olmayan diş protezleri ile keskin kenarlı sabit diş protezleri ise sürekli tahrişe neden olduğundan, uzun dönemde ağız içinde kansere neden olabilmektedir. Özellikle kadınlarda daha sık rastlanan demir eksikliği anemisi ise özellikle alt yutak kanserlerine zemin hazırlamaktadır. Daha önceden boyun bölgesine radyoterapi uygulanmış olması da kanserin gelişimini arttırır” dedi.

AĞIZDA İYİLEŞMEYEN YARALARA DİKKAT!

Erken dönemde belirti veren baş boyun kanserlerinin önemli bir bölümünü oluşturan gırtlak kanserleri ses kısıklığı ve nefes darlığı ile kendini gösterebiliyor. Bu kanser türleri bulundukları bölgeye göre belirti veriyor. En önemli belirtileri ise iyileşmeyen yaralar, ağız kokusu, kanama, konuşma bozukluğu, boğazda kitle hissi, yutkunma veya yutma bozukluğu, yüzde şişlik, çene hareketinin kısıtlanması, burun tıkanıklığı, boyunda oluşan kitle, ağrı ve işitmenin azalması. Özellikle boyunda oluşan şişlik ya da yumru, erkeklere göre kadınlarda daha sık görülen tiroit kanserinin en önemli belirtisi.

KANSER TEDAVİSİ KİŞİYE GÖRE PLANLANMALI

Baş boyun kanserleri, cerrahi ya da erken dönemde radyoterapi yöntemleriyle tedavi ediliyor. Radyoterapi ile birlikte kullanılan kemoterapi ise tedavinin etkinliği arttırmak ve radyoterapinin etkinliğini önceden belirlemek amacıyla kullanılıyor.

Bu kanser türlerinde şayet tümör evresi ve hastanın genel durumu elverişliyse, en etkin tedavi yönteminin cerrahi olduğunu aktaran Çağlı, “Tedavi planlanırken tümörün boyutları ve yaygınlığı kadar hastanın beklentisi ve genel sağlık durumu kesinlikle dikkate alınmalıdır. Hastaya tedavi seçenekleri ile tüm ihtimaller çok iyi anlatılmalıdır. Tedaviyle ilgili son karar hastaya bırakılmalıdır. Çünkü hayatının geri kalan kısmındaki yaşam kalitesini seçme kararı yalnızca hastaya aittir. ‘Hastalık yoktur hasta vardır’ genel prensibini dikkate alarak tedavi kişiye göre planlanmalıdır” ifadesini kulllandı.

İyileşmeyen yaralar baş-boyun kanserlerinin belirtisi olabilir - 1

ŞÜPHECİLİK ERKEN TEŞHİS İÇİN ÇOK ÖNEMLİ

Toplumdaki baş boyun kanserleri genellikle % 60-70 oranında geç teşhis edildiğini ve yaşam şansının azaldığını dile Dr. Çağlı, kanserla mücadelede erken tanının önemine vurgu yaparak şöyle konuştu:

“Erken tanıda en önemli şey ise şüpheciliktir. Özellikle baş boyun kanserinin gelişmesi açısından risk faktörleri üzerinde kesinlikle durulmalıdır. Aksi halde larenjit, farenjit gibi hayati riske neden olmayan hastalıklarla ilgili olmayan yanlış teşhislerin konulması zaman kaybına neden olacaktır. Yanlış teşhis sonucunda hastaya verilecek antibiyotik, analjezik ve antienflamatuvar ilaçlar kısa süreli iyileşmeye neden olacak ve hasta tekrar hekime gitmeyecektir. Geçen süre hastanın aleyhine, kanserin ise lehine olacaktır. Kanser ise bir üst evreye doğru ilerleyecektir. Erken teşhis edildiğinde baş boyun kanserlerinde yüksek oranda başarı elde edilebilmektedir. Günümüzdeki tıbbi bilgi, tecrübe ve teknolojinin de yardımıyla kanser tedavi edilirken, çoğunlukla organ fonksiyonları da korunabilmektedir.”

Sayfa Yükleniyor...