Kadına şiddet erkeği de etkiler

Kadına yönelik şiddetin temelinde aile ilişkilerinin yattığını belirten ÇATED Başkanı Dr. Nuşin Baydemir, şiddet ve ayrımcılığın doğuracağı sonuçların çocukluk döneminde aşılanması gerektiğini söyledi.

Kadına şiddet erkeği de etkiler

Kadına yönelik her düşünce, tutum ve davranışın başta erkekler olmak üzere tüm toplumu etkilediğine vurgu yapan Çift ve Aile Terapileri Derneği (ÇATED) Başkanı Dr. Nuşin Sarımurat Baydemir, 8 Mart Dünya Kadınlar Günü nedeniyle toplumda gittikçe yaygınlaşan kadına yönelik şiddet ve ayrımcılığa dikkat çekti.

Şiddet ve ayrımcılığın doğuracağı olumsuz sonuçların daha çocuk yaştan bireylere aşılanması gerektiğini söyleyen Baydemir, en önemli görevin de ailelere düştüğünün altını çizdi. “Kadın ve erkek aynı ailede, toplumda ve sistemler içinde iletişim halindedir. Bir bütünün parçaları gibi düşünürsek, kadını olumsuz etkileyen her şey erkeğe de olumsuz olarak geri dönecektir. Dolayısıyla, kadının mutsuzluğu erkeğe güç ve mutluluk katmayacaktır” diyen Baydemir, “Ailede kız ve erkek çocuklarını büyütürken benzer kavramlarla ilgili, farklı değerler verilebiliyor. Bu kalıplar kadının da erkeğin de tüm yaşantısını etkiliyor” diye konuştu.

Bu nedenle kadına yönelik duygusal ve fiziksel şiddetin daha çocuk yaşta öğretilen değerlerle önüne geçilebileceğine değinen Baydemir, “Ebeveynlerin çocuklarına ne gibi değerleri öğrettikleri, onlara nasıl davrandıkları konusunda, farkındalık kazandıracak yeni düzenlemeler ve eğitim çalışmaları yapılabilir. Ayrıca şiddet gören kadının korunmasının yanı sıra şiddet gösteren erkeğin anlaşılması ve erkeğin durumunun değerlendirilmesine yönelik program ve yasalar geliştirilmesinin yararlı olacağını düşünüyoruz” dedi.

SUÇUN KAYNAĞINA İNİLMELİ
Aile içinde başlayan kadına yönelik şiddetin asıl kaynağına dikkat çeken DBE Davranış Bilimleri Enstitüsü Kurucu Başkanı ve ÇATED Genel Sekreteri Psikolog Emre Konuk ise şunları söyledi: “Araştırmalar çok net; Amerika’da şiddet suçu ile mahkûm olmuş kişilerin tamamı erken yaşlarda ya şiddete maruz kalmış ya da şahit olmuştur. Bu durum bireyin çocukluk döneminde yaşadığı travmaların; davranışlara, düşünce tarzına ve duygulara nasıl yansıdığına iyi bir örnektir. Ayrıca bu örnek, içinde yaşanılan kültürün, yaşam felsefesi ve alışkanlıkların kuşaklar boyu bir sosyal miras olarak nasıl aktarıldığını da gösterir.”

KADININ ÜRETİME AKTİF KATILIMI SAĞLANMALI
Toplumdaki ayrımcılığın temelinde genellikle sosyolojik ve ekonomik nedenlerin yattığını anlatan Konuk, “İş gücüne aktif katılmayan kadın hem kendisi hem de erkek tarafından eşit algılanmaz. Kadının işgücüne katılması bu konuda bir miktar sorunu dengelemektedir” dedi.

Eşitliğin değerlerle ilgili bir kavram olduğuna da dikkat çeken Konuk, “Kadın ve erkek arasındaki farklılıkların konuştuğumuz anlamda ‘eşitlikle’ bir ilgisi yoktur. Çünkü eşitlik değerlerle ilgili bir kavramdır. Sosyolojik düzeyde gerekli yasaları geçirerek, yaptırımları uygulayarak, sosyal dönüşüm programlarını hayata koyarak bu konuda önemli gelişmeler sağlanabilir” ifadesini kullandı.

Sayfa Yükleniyor...