'Kanserlerin yüzde 50'sini obezite oluşturacak'

Obezite ve fiziksel aktivite yetersizliğinin yüzde 20-25 oranında meme, kolon ve yemek borusu kanserlerine yakalanma riskini artırıyor. Obezite kaynaklı kanserlerin 2020 yılına kadar tüm kanserlerin yüzde 50'sini oluşturacağı tahmin ediliyor.

'Kanserlerin yüzde 50'sini obezite oluşturacak'

Obezitenin, yağ dokusunda anormal ve aşırı miktarda yağ birikmesi olduğunu belirten Uzman Diyetisyen Banu Topalakçı, yağ dokusundaki artış nedeniyle oluşan hormonal ve metabolik değişiklikler sonucu kana bazı maddelerin salgılandığını söyledi.

Obezitenin kansere neden olduğunu belirten Topalakçı, “Obez bireylerde, yağ hücreleri tarafından kana salınan çeşitli hormonlar ve bazı büyüme faktörlerinin çok fazla miktarlarda ve sürekli olması, hücreleri daha fazla büyümeleri ve bölünmeleri yönünde uyarmakta ve bu durum anormal hücre oluşumu ile kanser oluşumunu tetiklemektedir” dedi.

Topalakçı, obezitenin; vücutta depolanan yağ miktarının artmasına, uzun süreli enerji dengesizliğine (alınan enerjinin harcanan enerjiden fazla olması) ve kanda dolaşan serbest yağ asidi miktarının artmasına neden olduğunu belirterek, “Bu da insülin rezistansının gelişmesine neden olur. İnsülin resistansı ise diyabet, kalp hastalıkları ve çeşitli kanser türleri ile yakından ilişkilidir” diye konuştu.

TÜM KANSERLERİN YÜZDE 50'SİNİ OBEZİTE OLUŞTURACAK
Bugün gazetesine açıklama yapan Uzman Diyetisyen Banu Topalakçı, obezite ile kanser arasındaki ilişki hakkında şu bilgileri verdi:

“Obezite ve fiziksel aktivite yetersizliğinin yüzde 20-25 oranında meme, kolon ve yemek borusu kanserlerine yakalanma riskini artırmaktadır. Obezite kaynaklı kanserlerin 2020 yılına kadar tüm kanserlerin yüzde 50'sini oluşturacağı tahmin edilmektedir. Yapılan son çalışmalar, hem obezite hem de diyabetin (şeker hastalığı) artmış kanser riski ile ilişkili olduğunu göstermektedir. Yapılan pek çok klinik çalışmada; rahim, meme, yumurtalık, böbrek, prostat, özofagus (yemek borusu), mide ve kolon( kalın barsak) gibi çok sayıda kanser ile obezite arasında anlamlı bir ilişki olduğu gösterilmiştir. Vücutta yağ dokusunun aşırı şekilde birikmesi ile bazı hormonal ve metabolik değişiklikler sonucunda sitokin denilen bazı maddeler ortaya çıkıyor, bunlar da kanser gelişimini kolaylaştırıyor.

SAĞLIKLI VE DENGELİ BESLENME RİSKİ AZALTIR
Obezite özellikle karaciğer ve rahim kanser riskini yüzde 20 ile 30 oranında yükseltmektedir. Dünyadaki meme kanserlerinin yüzde 25'i aşırı kilo ve sedanter yani hareketsiz yaşam nedeniyledir. Bunun yanında beslenme tükettiğimiz besinlerin doğallıktan ne kadar uzak olduğuna bağlı olarak yine kanser riskini artırıcı özellikler taşıyabilir. Bu nedenle sağlıklı ve dengeli beslenme kilo kontrolü açısından önemli olduğu kadar kanserojen maddelerle karşılaşma ihtimalini azaltmasıyla da riski düşürmektedir. Obezite ile erkeklerde; kolon, rektum, pankreas, mide, böbrek, safra kesesi, prostat kanserleri riski; kadınlarda ise; mide, kolon, böbrek, safra kesesi, meme, endometrium (rahim), over ve serviks kanserleri riski artmaktadır.

OBEZİTENİN KANSER TÜRLERİYLE İLİŞKİSİ
Meme kanseri:
Meme kanseri karın bölgesindeki yağlanmayla yakın bağlantılıdır. Abdominal (karın) ve kalça bölgesindeki yağ dokusu arttıkça, kanser riski de artmaktadır. Meme kanseri ile obezite arasındaki bir diğer ilişki de, obez olanlarda tümörün daha geç aşamada fark edilmesidir. Vücutta yağ dağılımı da meme kanser riskini etkiler.

Rahim kanseri: Obezite; endometriyum (rahmin iç yüzeyini oluşturan doku) kanseri ile ilişkili bulunmuştur. Şişmanlarda yüksek östrojen ve insülin düzeyinin buna sebep olabileceği belirtilmiştir. Endometriyum kanserlerinin yüzde 40'ının obezite kaynaklı olabileceği düşünülmektedir.

Kolon kanseri: Kolon kanseri de şişman bireylerde daha sıklıkla görülmektedir. Özellikle erkek bireylerde BKİ(Beden Kitle İndeksi)'ndeki artış ile kolon kanseri arasında kadınlarda olduğundan daha kuvvetli bir ilişki saptanmıştır. Obez bireylerde yüksek insülin ve insüline bağlı büyüme faktörlerinin tümör gelişimini arttıracağına yönelik çalışmalar bulunmaktadır. Gastrointestinal sistem (Sindirim Sistemi) kanserleri BKİ artışı ile belirtilen obezite derecesinin artışı, yemek borusu kanser riskini artıran bir faktördür. Zira şişmanlık reflüyü (yiyeceklerin ve mide asitinin yemek borusuna geri gelmesi) artıran bir etkendir.

SİNDİRİM SİSTEMİ KANSERLERİNİ TETİKLEYEN BESLENME HATALARI
Etlerin kömür ateşinde pişirilmesi veya kızartılması sırasında ortaya çıkan maddeler kanserojen özellik taşır. Sodyum nitrat ve sodyum nitrit bazı bitkiler, et ve mandıra ürünlerinde doğal olarak bulunurlar. Katkı maddeleri doğal yoldan az miktarda alındıklarında normal korunma mekanizmaları ile zararsız hale getirildikleri halde sucuk, sosis, tuzlu balık ve tütsülenmiş ete koruyucu olarak konduklarında kanser oluşturma tehlikesi taşırlar. Kolesterol yıkım ürünleri kanserojen özellik taşır, bu nedenle kolesterolden zengin besinler kalın barsak kanseri riskini artırır.

Prostat kanseri: Erkeklerde abdominal obezite ve bel/kalça oranı artışının prostat kanseri için bir risk faktörü olduğu bildirilmektedir. Özellikle yayılmaya (metastaz) meyilli prostat tümörlerinde obezite daha da risk taşımaktadır.

Böbrek kanseri: Obez kadınlarda böbrek kanseri görülme sıklığı, normal kilodaki sağlıklı kadınlarla karşılaştırıldığında 2 ila 4 kez yüksek bulunmuştur. Vücut ağırlık kaybının kanser riski ile ilişkisinde, vücut ağırlığındaki kaybın kanserin riskini düşürdüğü ve olumlu etkisinin olduğu savunulmaktadır.”

Sayfa Yükleniyor...