Meme estetiği kanser açısından riskli mi?

Ailesinde meme kanseri bulunan ve yüksek risk grubuna giren kadınların estetik meme ameliyatı yaptırmadan önce, kanser açısından çok iyi taranması gerekiyor.

Meme estetiği kanser açısından riskli mi?

Meme kanseri açısından yüksek risk grubunda bulunan kadınlar, estetik meme ameliyatı yaptırabiliyor, ancak bir şartla.

Marmara Üniversitesi Tıp Fakültesi Plastik ve Rekonstrüktif Cerrahi Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Doç Dr. Erdem Tezel, o şartı şöyle anlatıyor:

ESTETİK YAPMAMAK DA BİR SEÇENEK
"Bu tür hastalarda çok daha dikkatli olmak lazım. Ailesinde birden fazla meme kanseri bulunan ve yüksek risk grubuna giren kadınların estetik operasyon öncesinde çok dikkatli şekilde taranması şart. Ailesinde meme kanseri bulunması, kadının meme silikonu veya diğer estetik yöntemleri yaptırmasını kesin olarak engellemiyor. Ancak kanser taramaları çok iyi yapılıp garantiye alındıktan sonra estetik yapılabilir. Ama meme estetiği yapmamak da bir seçenek."

KOZMETİK DEĞİL, ONARIM
Kanser veya başka bir cerrahi müdahale nedeniyle meme kaybına uğramış kadınlar için yapılan ameliyatlar kozmetik olmaktan çok, bir onarım (rekonstrüksiyon), yani hastalık nedeniyle kaybedilen uzvun yerine konulması olarak kabul ediliyor.

Meme kanseri hastalarında kabul gören iki estetik yöntem bulunuyor. Bunlardan biri otolog rekonstrüksiyon, yani hastanın kendi dokusundan yapılan onarım, diğeri ise silikon konarak yapılan rekonstürüksiyon. Doç. Tezel, yapılan bu ameliyatları şöyle özetliyor:

YETERLİ MEME DOKUSU YOKSA...
"Silikonla yapılan yöntemde, meme içine önce bir balon koyup dokuyu şişiriyoruz, sonra kalıcı silikon koyuyoruz ya da kendiliğinden zamanla şişebilen protezler de konulabiliyor. Ancak bunun için hastanın uygun olması, yeterli meme dokusunun bulunması lazım. Meme kaybına uğramış kadınlarda en çok kendi karın ya da sırt yağlarını kullanıyoruz. Yani hastanın karnından ya da sırtından aldığımız yağ dokusu ile meme rekonstürüksiyonu yapıyoruz."

Doç. Teçel, meme kanseri nedeniyle tedavi görmüş bir hastaya yapılacak rekonstürüksiyonun olası nüksün tespitini zorlaştırıp zorlaştırmadığı yönündeki soruya ise şöyle cevap veriyor:

TAKİP AÇISINDAN SORUN YAŞANMIYOR
"Hastalığın tedavisi tamamen bittikten sonra rekonstürüksiyon yapılan hastalarda böyle bir risk yok. Ancak bazen kanserli dokunun çıkarıldığı ameliyatta, yani anında rekonstüksiyon yapılıyor. Bu hastalarda da takip açısından herhangi bir sorun yaşanmıyor, çünkü artık çok gelişmiş takip yöntemleri var. Mesela, MR ile en ufak bir doku değişikliğini kolayca görebiliyoruz."

Sayfa Yükleniyor...