MS hastalığı hakkında merak ettikleriniz

En sık görülen MS belirtileri güçsüzlük, yorgunluk, hissi belirtiler (karıncalanma, uyuşukluk, ağrı), görme bozuklukları (bir gözde görme kaybı, bulanık veya çift görme), kas fonksiyon bozuklukları (katılık, titreme, idrar kaçırma, kabızlık, cinsel sorunlar) ve denge sorunlarıdır (dengesizlik, başdönmesi, yalpalama).

MS hastalığı hakkında merak ettikleriniz

ANKARA - Multipl Skleroz ya da kısaca “MS”, beyin ve omuriliğin oluşturduğu merkezi sinir sisteminin genç erişkin yaş grubunda en yaygın nörolojik hastalıklarından birisidir. Bu hastalıkta, beyin ve omurilikteki sinir telciklerinin etrafını saran miyelin tabakasının etkilendiği bilinmektedir. Miyelin tabakası, merkezi sinir sisteminin vücudun çeşitli organlarına gönderdiği elektriksel mesajların sinir telcikleri üzerinde iletilmesinde yardımcı olur. Miyelin tabakasının zarar görmesi, bu iletimde kesintilere, aksamalara neden olmaktadır.

MS’in atak devresinde sinir telciğinin kılıfını oluşturan miyelin tabakasında bir iltihaplanma olur ve o bölgede sinir üzerindeki normal elektriksel iletim aksar. Eğer iltihaplanma hafif atlatılırsa, iyileşme dönemlerinde miyelin kendi kendini tamir edebilir, fakat iltihaplanma şiddetli ise, miyelin fazla zarar görür ve burada sert bir tabaka ya da plak oluşur. Beyin ve omurilik yoluyla o sinirin ulaştığı organa gitmesi gereken mesajlar bu bölümde engellenir ve bu nedenle beyin ve organlar arasındaki gerekli haberleşme ve koordinasyon sağlanamaz.

En sık görülen MS belirtileri güçsüzlük, yorgunluk, hissi belirtiler (karıncalanma, uyuşukluk, ağrı), görme bozuklukları (bir gözde görme kaybı, bulanık veya çift görme), kas fonksiyon bozuklukları (katılık, titreme, idrar kaçırma, kabızlık, cinsel sorunlar) ve denge sorunlarıdır (dengesizlik, başdönmesi, yalpalama). Bu belirtilerin bir veya birkaçını hissedenlerin vakit geçirmeden tam teşekküllü bir hastanenin “Nöroloji” kliniğine başvurmasında yarar vardır.

HASTALIĞIN NEDENİ BİLİNİYOR MU?

Hastalığın nedeni bilinmemekle birlikte birçok varsayım mevcuttur. Genel olarak MS otoimmün hastalık (bağışıklık sistemi hastalığı) olarak kabul edilmektedir. Vücut kendi hücrelerini yabancı ajanlardan ayırt edemeyerek saldırmakta, parçalamaya başlamaktadır. MS hastasında sinirlerin myelin kılıfı hastanın kendi beyaz kan

MS SEYRİ HER HASTADA AYNI MIDIR?

Hayır. MS’in hafif ya da ağır olması, hastalardaki gelişmesi kişiden kişiye büyük değişiklikler gösterebilir. Bazı hastalarda bu durum, hastalığın zaman zaman yaptığı ataklar, ya da şiddetlenme dönemleri ve bu dönemler arasında kısmen veya tamamen iyileşmeler şeklinde görülür. Biz buna MS’in “ataklar-düzelmelerle” seyreden şekli diyoruz. Bazı hastalarda bir-iki ataktan sonra yaşamının geri kalan kısmında herhangi bir belirti görülmeyebilirken bir başka grup hastada ise giderek ilerleyen ve düzelme olmayan bir seyir izlenmektedir. En şanssız grubu da bu hastalarımız oluşturmaktadır ki tesellimiz bu grubun oranının küçük olmasıdır.

MS, şimdilik bilinmeyenleri ve soru işaretleri hayli fazla bir hastalık olduğu için, hastanın yukarıdaki gruplardan hangisine girebileceği veya hastalığının gelecekte ne gibi gelişmeler gösterebileceği konusunda önceden birşey söylenememektedir.

HASTALIK KİMLERDE GÖRÜLÜR, YAŞLA VEYA CİNSİYET AYRIMIYLA İLGİLİ MİDİR?

Dünyada 3 milyon, ülkemizde ise 35 - 40 bin MS hastası olduğu tahmin edilmektedir. Gençler arasında en sık görülen nörolojik hastalıklardan biridir. MS hastalarının büyük bir bölümü ilk ataklarını 20 - 40 yaşları arasında geçirmekle birlikte nadiren çocukluk veya ileri yaş gruplarında da ortaya çıkabilmektedir. Genel olarak toplumda MS gelişme riski yaklaşık 1/1000 olarak tahmin edilmektedir. Hastalık kadınları 2 kat daha fazla etkilemektedir.

MS ÖLDÜRÜCÜ, BULAŞICI YA DA MİKROBİK BİR HASTALIK MIDIR?

Hayır. MS öldürücü, bulaşıcı ya da mikrobik bir hastalık değildir. Buna, akıl hastalığı olmadığını ve kalıtsal olmadığını da ekleyebiliriz. Ancak hastaların ailelerinde ve özellikle ikizlerinde daha sık görülmesi bazı kişilerin genetik olarak hastalığa yatkın olduklarını göstermektedir.

MS TANISI NASIL KONULMAKTADIR?

İlk belirtileri çok hafif olduğu için kişi doktora gitme ihtiyacı duymaz bu nedenle kesin tanın konulması yılları bulur. Ayrıca sinir sisteminin diğer hastalıkları da aynı uyarıcı belirtilerin bazılarını gösterirler. Öncelikli olarak hasta yakınmalarının MS düşündürdüğü hastalarda inceleme yapılmalıdır. MS tanısında Manyetik Rezonans Görüntüleme (MRG), Beyin Omurilik Sıvısı (BOS) analizi ve Uyarılmış Potansiyel (UP) incelemelerinden yararlanılmaktadır. MRG ilk belirti görüldüğünde normal olabilmesine karşın kesin MS hastalarında %90 oranında anormallik saptanmaktadır. Kesin MS’li hastaların %95’inin MRG, BOS ve UP incelemelerinde anormallik bulunmaktadır.

MS NASIL TEDAVİ EDİLİYOR?

MS’in bugün için bilinen kesin bir tedavisi yok. Ama, MS’in belirtilerini giderebilmek ve insanların MS’le birlikte daha rahat bir yaşam sürmelerini sağlamak amacıyla birçok semptomatik (belirtilere yönelik) tedavi uygulanmaktadır. Öte yandan atak belirtilerin giderilmesinde kortikosteroidler, atak sıklığının azaltılmasında interferonlar kullanılmaktadır. MS patolojisinde ve nöroimmünolojideki gelişmeler sonucunda bugün farklı tedavi seçenekleri bulunmaktadır. Hatta birçok uluslararası çalışma da artık ülkemizden bazı merkezler de birer çalışma – araştırma merkezleri olmaya başlamışlardır ki bu ülkemiz tıbbının ulaştığı düzey hakkında iyi bir göstergedir.

Fizyoterapi yöntemleriyle hastaların atak dönemlerinin izleri silinmeye ve spazmlarının giderilmesine yardımcı olunmakta; kişisel ve grup terapileri ile hastalara ve ailelerine depresyon, korku ve MS’in yol açtığı sınırlamalarla mücadelede yardımcı olunmaya çalışılmaktadır.

MS TEDAVİSİNDEKİ SON GELİŞMELER NELERDİR ?

1990’larda MS ile ilgili çalışmalar hastalığın doğal seyrini olumlu anlamda etkileyebilecek yönde ilk meyvelerini vermişti. Bu çalışmalar ile hastalarımız için atak sıklığını azaltabilecek, atakların şiddetini düşürebilecek ve bilişsel yönden de koruyucu olma umudu veren ilaçlar gündeme girdi. Bunlar immün-modulatuar dediğimiz, hastalığı tetikleyici ve sürdürücü mekanizmaları olumlu yöne kaydırma potansiyeli taşıyan ilaçlardır. Erken dönemde sık atak geçiren ve özürlülük riski taşıyan hastalarımız için bu ilaçlar (Beta grubu interferonlar: Betaferon, Avonex ve Rebif ile Glatiramer asetat: Copaxone) kayda değer bir koruma adımı oluşturdu. Öte yandan MS alanında yürütülen araştırma çalışmaları da bu adımla hız kazandı. Altta yatan mekanizmaları daha iyi anlamaya başlandı.

Özellikle ilk yıllarda gidişi belirsizlikler taşıyan bir hastalık olması nedeniyle MS tedavisine yönelik çalışmalarda zaman çok önemlidir. MS ile mücadele hem kişisel düzeyde hem de toplumsal alanda sonucu alınacak bir mücadeledir.

Biyoteknolojideki ve MS immünolojisindeki gelişmeler, hastalığın altta yatan nedenlerine yönelik bilgilerimizin giderek artması MS’te tedavide birçok yeni hedefin gerçekleşebileceğini gösteriyor. Gerçi hayvan deneylerinin sonuçlarını her zaman birebir insanlara taşıyamıyoruz ancak bütün bu çalışmalar tıbbın ve nöro-immünolojinin bu gerçekten çok karmaşık hastalığını yakın bir sürede çözebileceğimize dair umutlarımızı daha çok artırıyor.

  • Etiketler :
  • Haberler -
  • Tıptaki Gelişmeler
  • Genel Sağlık
  • Sağlık

Sayfa Yükleniyor...