Parıltılı şehla bakış hastalık belirtisi olabilir

Çocukların gözlerindeki parıltı ve kaymalar her zaman masum olmayabilir. Çünkü bu belirtiler, her iki gözün de kaybedilmesine neden olan ‘Retinoblastom’ yani göz kanserinin habercisi olabilir.

Parıltılı şehla bakış hastalık belirtisi olabilir

Göz tümörleri nadir görülüyor, fazla önemsenmiyor. Ancak ortaya çıktığında yıkıcı sonuçlar doğuruyor. İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Halit Pazarlı, özellikle çocuklarda daha riskli olduğunu vurguluyor. Hastalık küçük çocuklarda görülüyor, retina tabakasını tutuyor. Çocuk şikayetlerini dile getiremediği için tümör gelişme fırsatı buluyor, aileler ve doktorlar hastalığı fark edemiyor. Prof. Dr. Halit Pazarlı, “Bana kalırsa, göz hastalıklarının en korkuncu bu tümörlerdir. Çünkü çocuk daha hayatının başında her iki gözünü de kaybedebilir. Onun için ailenin çok uyanık olması, göz kaymaları ve göz bebeğindeki parıldamaları dikkate alıp, hazırola geçmesi lazım” diyor. İkinci ve önemli bir göz tümörü de cilt kanseri malign melanomun gözün içinde olması. Göze en çok metastazın olduğu tür ise meme kanseri. Prof. Pazarlı, görülme oranı düşük olduğu için fazla gündeme gelmeyen ancak geç kalındığında, insanın dünyasını karartan, hatta ölüme götüren göz tümörlerini NTVMSNBC’ye anlattı.

Göz tümörlerinin oküler düzey, gözün arka bölümü ve göz içi olmak üzere üç bölgede incelendiğini belirten Prof. Dr. Halit Pazarlı, göz tümörlerinin yaşa bağlı olarak değiştiğini söyledi:

GÖZ KAPAĞINDA ŞİŞLİK, GÖZ AKINDA SİYAHLIK
“Bazıları yaşla birlikte artar. Mesela 40 yaşından sonra gözün içinde ortaya çıkan melanom dediğimiz ve benlerden köken alan tümörleri görürüz. Bunların görülme sıklığı 20 bin kişide bir denebilir. Göz içinden kaynaklanan, küçük çocuklarda görülen retinoblastom ise ortalama 15 bin canlı doğumda bir görülür. Güneşe maruz kalan ve tarımsal alanlarda yaşayanlarda kapak tümörleri daha sıktır. ”

GÖZ KAYMASINI CİDDİYE ALIN
Gözün yüzeyinden çıkan tümörler, göz kapağında şişlik, göz akında siyahlık ya da pembelik, göz kapağında geçmeyen yara gibi bariz belirtiler verebiliyor. Ancak gözün içinde ve arkasında çıkan tümörler çok fazla belirti vermeyebilir. Bu alanda çıkan iki önemli tümörden birinin küçük çocuklarda görülen retinoblastom olduğunu söyleyen Prof. Pazarlı, bu tümördeki büyük tehlikeyi şöyle anlattı:

“Çocuk şikayetini dile getiremediği için tümör gelişme fırsatı bulur. Aileler ve doktorlar tümörü görmezler. Ayrıca retina tabakası ağrısız bir tabakadır, burada ağrı siniri değil görme siniri vardır. Mesela bir iğneyi retina tabakasına saplarsanız ağrı duymazsınız, sadece ışıklar çakar. Hasta ufacık bir çocuk olduğu için de gözünün görmediğini ve ışık çaktığını söyleyemez. Aileler çocuğun gözünde bir parıltı görür, genellikle göz bebeğinde sarı ve beyaz renkli bir parıldama olur, aileyi doktora yönlendiren belirti de budur. Bazen de çocuğun gözü kayar. Bu kayma, bir çok aile tarafından şaşılık gibi algılanır ve önemsenmez. Ancak incelendiğinde çoğu zaman karşımıza korkunç manzara çıkar. O nedenle her göz kaymasını masum sanmamak ve üzerine gitmek şart.”

İLERİ EVREDE GÖZ ALINIYOR
Hastalığın her iki gözü tutmasına genetik retinoblastom denir. Genetik olursa çocuğun genlerindeki bozuk hücre, kendisinden sonraki nesle, yani çocuklarına da geçer. İlerlemiş vakalarda fazla seçeneğin olmadığını söyleyen Pazarlı, “Böyle durumlarda gözü alıyoruz, iki taraflı olduğunda her iki gözü almak zorunda kalıyoruz, ne yazık ki çocuk karanlığa mahkum oluyor” diye konuştu.

“Çocukluk çağı kanserleri denince sadece lösemi anlaşılmamalı” diyen Prof. Pazarlı, retinoblastomda multidisipliner bir çalışma ile gözü kurtarmak için uğraştıklarını, kemoterapi, radyoterapi, plak brakiterapi ya da lazer tedavisi uygulandığını söyledi.

CİLT KANSERİ GÖZDE DE ÇIKAR
İkinci ve önemli bir göz tümörü de ciltte görülen malign melonomun gözün içinde olmasıyla gelişiyor. Hastalık daha çok 40 yaş üstü erişkinlerde görülüyor, az görme, bulanık görme, kırılma, çarpık görme ve nadiren ağrı ile ortaya çıkıyor. Prof. Pazarlı, bu tümörlerdeki tedavi seçeneklerini şöyle özetliyor:

“Ufak tümörler radyoterapi, brakiterapi yöntemleriyle tedavi ediliyor. Ama tümör büyükse ve ileri evrelerde ise gözü almak ve protez takmak zorunda kalıyoruz. Beş yıl süreyle hastayı kontrol altında tutuyoruz. Kemoterapiye direnç gösteren maling melanom çok sürprizli bir tümördür, o yüzden çok sıkı takip edilmesi gerekir. Tümörün çapı 1 cm’nin altındaysa yaşam şansı yüzde 80-90’dır. 2 cm’yi geçmişse oran yüzde 50’nin altına düşer. Tümör görme merkezine yakınsa erken evrede yakalanır ama gözün arka tarafındaysa tehlikeli olur, çünkü hastada şikayet olmadığı için geç fark edilir.”

EN ÇOK METASTAZ MEME KANSERİNDEN OLUR
Göz tümörleri arasında bir de metastazlar var. Göze en çok metastazın olduğu tür, meme kanseri. Akciğer, kan, mide bağırsak ve pankreas kanserleri göze metastaz yapan türler arasında. Prof. Dr. Halit Pazarlı metastatik göz kanserlerinde de tedavi yaklaşımının aynı olduğunu söyledi:

“Göze metastazda kemoterapi ve radyoterapi yapılır. Tedavi edilse bile görme yeteneği azalır, bazen de tamamen kaybedilir. Ama en azından hastalık kontrol altına alınabilir. Göze metastaz olduğu zaman komşu organları da çok iyi taramak lazım. Çünkü kanser tek bir organla sınırlı kalmayan sistemik bir hastalıktır.”

Sayfa Yükleniyor...