Pembeden maviye yolculuk...

Cinsiyet değiştirme ameliyatlarında daha çok erkeklikten kadınlığa geçiş bilinmesine rağmen, yaşamına erkek olarak devam etmek için bıçak altına yatan kadınların sayısı da az değil.

Bugüne kadar daha çok ''içinde kadın yaşayan'' erkeklerden söz edilmesine, bunlarla ilgili filmler çekilmesine, romanlar yazılmasına rağmen, ''kendisini erkek gibi hisseden'' kadınlar fazla bilinmiyor. Oysa yaşamına erkek olarak devam etmek için ameliyat olan kadınların sayısı da bir hayli fazla.

Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Plastik Rekonsrüktif Cerrahi Ana Bilim Dalı, erkekliğe geçiş yapmak isteyenlerin başvurduğu merkezlerin başında geliyor. Bu bölümde ameliyat olan bireylerin tümü, diğer kadınlardan farklarını, ''Çok küçük yaşlardan beri, kendimi erkek gibi hissediyordum. Hiç bebeklerle oynamadım, etek ve elbise giymedim, pantolonu tercih ettim'' diye anlatıyor.

Okul yaşamlarında etek giymek zorunda kaldıkları için büyük sıkıntılar yaşadıklarını dile getiren kişiler, ''İlk başlarda ailelerinden ve diğer yakınlarından tepki gördüklerini, ancak zamanla durumlarının kabullenildiğini'' ifade ediyor.

20'li ve 30'lu yaşlarını süren bu kişiler, ''unisex'' bile olsa pembe kimliklerindeki isimlerini kullanmıyor, ''erkek'' isimleriyle tanınıyor. Ameliyat olur olmaz da mavi renkte nüfus cüzdanı almak için başvuruda bulunuyor. Ameliyat öncesindeki yaşamlarında, kadın bedenlerindeki izleri örtmek için farklı metotlar kullandıklarını anlatan kişiler, bu durumlarının iş yaşamlarında ''çok garip karşılanmadığını, genelde kabul gördüklerini'' söylüyor.

Uzun bir süreç sonunda ameliyat onayı alanlar, bir dizi operasyon geçirmek zorunda oldukları için iş yaşamlarına ''şimdilik'' ara vermiş. Kullandıkları testosteron hormonu sayesinde yüzlerinde ve vücutlarında tüyler çıkmış. ''Mavi kimliklerine kavuştuktan sonra iş bulmakta sorun çekmeyeceklerini'' tahmin ediyorlar.

Aralarında ameliyat sonrası iyileşme sürecini atlatıp evlilik hazırlığı yapanlar olduğu gibi, kız arkadaşı bulunanlar da var. Kız arkadaşının durumu öğrendiğinde önce ''üzüntü'' sonra da ''şaşkınlık'' yaşadığını belirtiyorlar.

KOMİSYON KARARI ŞART
Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Plastik Rekonsrüktif Cerrahi Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Doç. Dr. Serdar Nazif Nasır, son birkaç ay içinde 7-8 kişiye kadınlıktan erkekliğe geçiş ameliyatı yaptıklarını söyledi, şu bilgileri verdi:

''Cinsiyet değiştirme ameliyatı olmak isteyenlerin öncelikle endokrinoloji, genetik, kadın-doğum, psikiyatri ve plastik cerrahi uzmanlarından oluşan bir komisyon tarafından takip edilmesi gerekiyor. Uygun bulunursa cinsel kimliğini değiştirmesi için onay çıkıyor. Daha sonra kişinin göğüsleri ve genital organları, yumurtalıkları ve cinsel organı alınıyor. Endokrinoloji uzmanı tarafından hormon tedavisine başlanıyor. Son olarak da bizim bölümde yapılan ameliyatla erkek cinsel organı takılıyor. Bu operasyonlar SGK tarafından da ödeniyor.''

KOL DERİSİNDEN CİNSEL ORGAN YAPILIYOR
Cinsel organın, ya kolun ön derisinden ya da bacak dış yüzündeki deri ve kaval kemiğinden yapıldığını kaydeden Nasır, tercih edilen yöntemin, cinsel organın, ''altın standart'' denilen kolun ön derisi alınarak yapılması olduğunu bildirdi.

Koldan alınan deriyle cinsel organ yapılması halinde, iktidarsızlık yaşayan erkeklerde kullanılan, ''mutluluk çubuğu'' denilen implantın yerleştirildiğini ifade eden Nasır, ''Hangi yöntemi uygulayacağımıza hastayla konuşarak karar veriyoruz. Ancak daha çok koldan alınan deriyle yapılan yöntem tercih ediliyor'' dedi.

Bugüne kadar çok olumlu geri dönüşler aldıklarını bildiren Nasır, ''Bizim için en önemli şey, işlevini en iyi şekilde yerine getiren cinsel organ oluşturmak'' şeklinde konuştu.

Merkeze erkeklikten kadınlığa geçiş için de başvurular yapıldığını, bunlar için de aynı sürecin izlendiğini anlatan Nasır, bu kişilerin ameliyatının diğerlerine göre daha kolay olduğunu belirtti. Doç. Dr. Serdar Nazif Nasır, kadın cinsel organı yapmak için ince bağırsaktan alınan parçanın kullanıldığını kaydederek, ''İnce bağırsağın yapısı kadın cinsel organının yapısına çok benzediği için bunu tercih ediyoruz. Bu kişiler ameliyat sonrası normal bir cinsel yaşam sürebiliyor'' dedi.

ABD'Lİ UZMAN İLGİSİ
Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Plastik Cerrahi Ana Bilim Dalı ile Yale Üniversitesi Tıp Fakültesi Plastik Cerrahi bölümü arasında imzalanan protokol çerçevesinde, bölümde eğitim gören ABD'li uzmanlar, cinsiyet değiştirme ameliyatlarına büyük ilgi gösteriyor.

Yale Üniversitesi Tıp Fakültesi Plastik Cerrahi bölümünden Dr. Salem Samra, cinsiyet değiştirme ameliyatlarıyla ilk kez burada karşılaştığını belirterek, ''Bu tür ameliyatları eğitimim sırasında sadece okumuştum. İlk kez burada tanık oldum. Bu benim açımdan çok ilginç bir deneyim oldu. Çok zor bir cerrahi işlem, son derece dikkatli olunması gerekiyor'' diye konuştu.

"TANIMLANMIŞ BİR HASTALIKTIR"
Cinsiyet değiştirme isteğinin, birey açısından tanımlanmış bir rahatsızlık olması dolayısıyla yapılması gerektiğini ifade eden Samra, ''Biz buna ABD'de 'cinsiyet kimlik bozukluğu' diyoruz. Tanı konulunca hasta izleniyor ve yaklaşık 1 yıllık süre sonunda karar veriliyor. Tanımlanmış bir hastalıktır ve hastanın beklentisi doğrultusunda operasyon yapılmalıdır'' dedi. 

Samra, sigortanın bu tür ameliyatları geri ödemesinde ABD'de daha büyük zorluklarla karşılaşıldığını söyledi.

Sayfa Yükleniyor...