Sedef hastalarına keselenmek yasak!

“Şehir efsanesi” şeklinde ortada dolaşan birçok bilginin, sedef hastalığını iyileştirmekten öte şiddetlendirdiğini belirten Dermatolog Deniz Yardımcı, “Örneğin kese yapmanın sedef hastalığına iyi geldiği bilgisi etrafta dolaşsa da fiziksel travmalar, kaşıma, ovalama ya da yolma gibi işlemler, banyoda liflenme veya keselenme sedef ataklarına yol açıyor” dedi.

Sedef hastalarına keselenmek yasak!

Sedef hastalığının, ölü cilt hücrelerinin cilt yüzeyinde hızlı bir şekilde birikmesiyle ortaya çıkan bir problem olduğunu belirten Dermatoloji Uzmanı Dr. Deniz Yardımcı, sedef hastalığının hayatın herhangi bir zamanında ortaya çıkabildiğini söyledi. Çocuklukta nispeten daha az görülen sedef hastalığının en yaygın semptomu olan beyaz kabuklu plakların vücudun her yerinde olabildiğini, saçlı deri ve tırnak tutulumunun gözlenebildiğini aktaran Dr. Yardımcı, bazen mantar ve egzama ile karıştırılabilen sedef hastalığının nedenleri hakkında şu bilgileri verdi:

“Sedef hastalığının belli bir nedeni yoktur. Ancak genetik yatkınlığın etkili olduğu kabul edilen bir gerçektir. Genellikle hastalarda psöriozis ortaya çıkacak bir psikolojik zemin vardır. Mükemmeliyetçi kişilerde daha çok görüldüğü gözlemlenmiştir.

Sebepleri arasında özellikle boğaz, idrar yolu enfeksiyonu, yorgunluk, stres ve ani gelişen cilt travmaları (güneş yanığı gibi) gösterilebilir.

SEDEF HASTALIĞI NASIL TEDAVİ EDİLİR?

Genellikle hastalar, ‘Sedef hastalığının iç organlarla ilgisi var mı’ diye sorarlar. Hastalığın herhangi bir böbrek ve karaciğer hasatlığı ile ilgisi yoktur. Hastalığın tedavisi sonrasında özel bir diyet uygulanması gerekmez. Sadece yediklerinde kaşıntı yapan bir gıda varsa (acılı gıdalar, salçalı gıdalar vs.) onu az tüketilmesi uygundur. Bazı çalışmalarda kilo alımının hastalığı tetiklediği belirtilmiştir. Bu yüzden sağlıklı beslenme önerilir. Tedavisinde neden belli olmadığı için halen köklü bir çözüm getirecek bir yöntem ya da ilaç yoktur. Zaman zaman gazetelerde ‘Sedefin tedavisi bulundu’ gibi haberler çıkmasına rağmen maalesef bunlar doğru olmadığı gibi hastalar için hayal kırıklığıdır.

"TEDAVİ KİŞİYE ÖZELDİR"

Günümüzde, lokal tedavi (pomad, losyon vs.)  ve ağız yoluyla çeşitli ilaçlar verilmektedir. Tedavide amaç belirtileri düzeltmek tekrarlanmasını engellemektir. Bu yüzden hekim ve hastanın uzun süre bıkmadan bir arada çalışması gerekir. Hastalıkta her hastaya genellikle tedavi farklıdır. Birlikte uyum içinde çalışmalıdır. Hafif hastalıkta krem ve losyonlarla tedavi yeterli gelir. Tüm vücudu tutanlarda tırnak tutulumunda UV ışın tedavisi uygulanır. Ağır vakalarında yan etkiler takip ederek ağızdan veya iğne şeklinde tedaviler yapılabilir.

BU KURALLARA DİKKAT!

Psikolojinin iyi tutulması çok önemlidir. Gerekirse psikiyatrist ile ortak çalışılır. Cildin kuruluğunun önlenmesi devamlı nemlendirici kullanımı önemlidir. Banyoda cildi tahriş edici uygulamalardan uzak durulmalıdır. Banyo sonrası mutlaka nemlendirici sürülmelidir. Tedavide olan pomad, losyonlar uygulanmalıdır.”

Sayfa Yükleniyor...