Sofradaki gizli tehlike

Avrupa'daki zehirli yumurta skandalı tüketiciler arasında büyük endişe yarattı. Peki, fipronil gibi zehirli maddeler gıdalara nasıl bulaşıyor. Hangi maddeler sağlığımızı tehdit ediyor?

Sofradaki gizli tehlike

Avrupa'yı karıştıran zehirli yumurta skandalının merkezinde, çiftlik hayvanlarında kullanımı yasak olan fipronili, Dega-16 adlı dezenfektan maddeye karıştırdığından şüphelenilen Belçikalı bir şirket bulunuyor. Deri üzerinden emilebilen fipronil, Dega-16 adlı dezenfektan maddeyi kullanan işletmelerdeki tavuklara, onlardan da yumurtladıkları yumurtalara bulaştı. Fipronil kedi, köpek gibi ürünlerinden faydalanılmayan hayvanlara pire, kene, bit gibi parazitlerin bulaşmasını engellemek için kullanılıyor.

Peki bu olay gerçekten bir ilk mi? İnsektisit yani böcek ilaçları gibi kimyasallar ne sıklıkla tükettiğimiz gıdalara karışıyor?

Avrupa Gıda Güvenliği Otoritesi'nin (EFSA) verdiği bilgilere göre, Avrupalıların tükettiği gıda maddelerinin yaklaşık yarısı pestisit yani zararlı organizmaları engellemek için kullanılan madde ya da karışımları içeriyor. Ancak bunların sadece yüzde üçten azı insan sağlığı için tehlike oluşturabilecek oranda. Avrupa'ya ithal edilen gıdalarda ise bu oran yüzde yediye ulaşıyor.

Bu maddelerin çoğunun renksiz ve kokusuz olması ise tüketicilerin gıdaların sağlığa zararlı maddeleri içerip içermediğini tespit etmelerini neredeyse imkansız kılıyor.
Sadece pestisitler değil yanma işlemi sırasında oluşan kanserojen dioksin ve bir tür küf mantarının (Aspergillusflavus) ürettiği toksin olan aflatoksine de gıdalarda rastlanabiliyor.

BU MADDELER GIDALARA NASIL BULAŞIYOR?
Federal Tüketiciyi Koruma ve Gıda Güvenliği Dairesi'nin verdiği bilgilere göre, bu tip maddelerin gıdalara bulaşmasının başlıca yolu gıda üreticilerinin hijyen standartlarına uymaması. Ayrıca hayvanlarda kullanılmasına izin verilen ilaçların yanlış kullanımı ya da yasaklı ilaç ve maddelerin kullanımı da diğer faktörler.

"Zehirli maddeler üretim zincirinin herhangi bir aşamasında gıdalarımıza bulaşabilir" diyen Berlin Tüketici Merkezi Derneği'nden Britta Schautz "kullanılması yasaklı maddelerin kimi zaman gıdaların daha güzel görünmesini sağlamak için de bilinçli olarak gıdalara eklenebildiğini" söylüyor.

RİSK NASIL AZALTILABİLİR?
Dünya Örgütü'nün verilerine göre düşük ve orta gelirli ülkelerde zehirlenme vakalarının başlıca nedeni zararlı organizmaları engellemek için kullanılan pestisitler.
Avrupa Birliği insan ve hayvanlar için son derece zehirli olan ve bal arılarının ölümünden sorumlu tutulan neonikotinoitler gibi pestisitlerin kullanımına yasak getirdi. Ayrıca gıda maddeleri ve suda bulunmasına izin verilen pestisit oranları için de sıkı sınırlar getirdi. Ancak uzamanlar tüm bu düzenlemelere rağmen yasadışı ya da taklit ürünlerin AB'ye girişinin engellenemediğine ve buna bağlı vakaların arttığına dikkat çekiyor.

Avrupa Birliği Fikri Mülkiyet Ofisi'nin (EUIPO) verilerine göre bu alandaki yasadışı ticaretin AB üyesi ülkelere yıllık maliyeti 1,3 milyar euroya ulaşıyor. Geçen hafta Yunan makamları Türkiye üzerinden AB'ye sokulan 700 kilo yasadışı pestisit ele geçirmişti.

"UZUN SÜREDİR TÜKETİMDE OLABİLİR"
AB'deki pestisit kontrolleri çerçevesinde uzmanlar gıda maddelerini 770 farklı pestisit için test ediyor. Berlin Tüketici Merkezi Derneği'nden Britta Schautz yerel makamların da her ürünü satışa sürülmesi öncesinde düzenli olarak detaylı testlerden geçirdiğini belirtiyor.

Ancak Greenpeace'den pestisit uzmanı Christiane Huxdorff, uzmanların sadece belli bir maddeyi aramaları halinde bunu tespit edebildiklerine dikkat çekiyor. Dolayısıyla fipronil skandalı konusunda yetkililerin nereden istihbarat altığı henüz merak edilen detaylardan biri. Huxdorff bu nedenle zehirli yumurtaların aslında uzun süreden beri tüketimde olabileceğini kaydediyor.

Sayfa Yükleniyor...