Teşhis ve tedavide nükleer tıp önemli

Nükleer tıptaki gelişmeler, hastalıkların tanı ve tedavisinde radyasyonun kontrollü ve hedefe yönelik kullanımının önemini ortaya koyuyor.

Teşhis ve tedavide nükleer tıp önemli

Nükleer Tıp tanı ve tedavi uygulamaları ile hastalıkların erken tanısında başka hiçbir yöntemle sağlanamayacak bilgilerin elde edilmesinin yanı sıra, bir çok hastalıkta hasta için son derece kolay ve etkili tedavi olanağı  sunuluyor. 

Her yıl Ekim ayında kutlanan “Nükleer Tıp Haftası” nedeniyle Türkiye Nükleer Tıp Derneği tarafından yapılan kampanyada, 2009 yılında, ülkemizde 30.000’i aşkın hastanın tanı ve tedavi hizmetlerinden faydalandığı belirtildi.

Nükleer Tıp Derneği Başkanı Prof. Dr. Mustafa Ünlü, nükleer tıp hizmetlerinin karşı karşıya olduğu güncel sorunlara dikkat çekti.

MALİ TEDBİRLER HİZMETLERİ ETKİLİYOR
Ünlü, geçtiğimiz yıl Avrupa’da nükleer tıp alanında kullanılan radyoaktif elementlerin üretildiği nükleer reaktörlerin bir kısmının devre dışı kalması nedeniyle baş gösteren kriz nedeniyle onkoloji  ve kardiyoloji gibi toplum sağlığında hayati önem taşıyan tıp alanlarında tanı koydurucu nitelikteki bir çok sintigrafik tetkikin, talebe yanıt verecek ölçüde yapılamaması tehlikesi doğduğunu söyledi.

Ünla, Avrupa Birliği bünyesindeki otoritelerinin tehlikenin boyutlarına dikkat çekmesi ve hükümetler nezdindeki girişimlerin acil tedbirlerin devreye konmasını sağladığını belirtti.

Dr. Ünlü, “Ülkemizdeki Nükleer Tıp bölümlerinde kullanılan radyoaktif elementlerin büyük bir kısmının Avrupa dışı kaynaklardan ithal ediliyor olması nedeniyle ülkemizdeki etkileri sınırlı olan bu krize yol açan etkenler kısa dönemde gerekli tedbirlerin alınmaması durumunda, sağlık sektöründe önemli sorunlara neden olabilecektir” diye konuştu.

ÜCRETLENDİRMEDE SIKINTI YAŞANIYOR
Prof. Ünlü, ülkemizde son yıllarda hızla yaygınlaşan Nükleer Tıp uygulamalarının karşı karşıya olduğu önemli bir sorunun da Sosyal Güvenlik Kurumu’nun Nükleer Tıp’da kullanılan, pahalı teknolojik yatırım, özelleşmiş eğitimli insan gücü gerektiren ve birçoğu ithal kaynaklı radyofarmasötiklerin temini ile gerçekleşen tanı ve tedavileri ücretlendirme politikası olduğunu belirtti, şöyle devam etti:

“Yatırım maliyetlerinin tamamen göz ardı edildiği bu ücretlendirme politikası ve nükleer tıp tetkik ve tedavilerinin faturalandırılma koşullarındaki bürokratik engeller, birçok özel sağlık kuruluşunu SGK güvencesindeki hastalara nükleer tıp hizmeti veremez hale getirmiş olup, bu koşullar altında kamu sağlık kuruluşlarının da verdiği hizmeti tehdit eder boyuta ulaşmıştır.

“İthal teknoloji ve ürünlere ihtiyaç duyulması nedeniyle maliyetleri eşdeğer olmasına rağmen dünya koşullarının çok çok altında ücretlendirilen bu tetkik ve tedavilerin, sosyal güvenlik şemsiyesi altındaki hastalar için erişilebilirliği her geçen gün kısıtlanmaktadır.”

Sayfa Yükleniyor...