Türkiye’de çocukların yüzde 32’si fazla kilolu

Obezite tüm dünyada hızla artıyor, çocukluklardaki obezite ise endişe verici boyutlara ulaşıyor. Çocuk Endokrinoloji Uzmanı Prof. Mungan, Dünya Sağlık Örgütü verilerine göre, Türkiye'de 2-18 yaş arasındaki çocukların yüzde 32'sinin ya fazla kilolu ya da obezite sınırında olduğunu söylüyor.

Türkiye’de çocukların yüzde 32’si fazla kilolu

Obezite her ne kadar tüm dünyayı etkileyen bir problem olsa da, aşırı kilolu veya obez çocukların çok büyük çoğunluğu gelişmekte olan ülkelerde yaşıyor. Sorunun bu denli ciddi boyuta ulaşmasının altındaki temel neden, değişen beslenme alışkanlıkları ve hareketten uzak yaşam tarzları olarak gösteriliyor. 

Çocukların öğünlerinde şekerli, yağlı ve enerjisi yüksek gıdalar çok daha fazla yer bulurken, vitamin ve mineraller açısından zengin, enerji seviyesi düşük gıdalar daha az tercih ediliyor.

Çocuk Endokrinoloji ve Metabolizma Uzmanı Prof. Dr. Neslihan Önenli Mungan, bu eğilimin devam etmesi durumunda rakamların önümüzdeki yıllarda artmasının kaçınılmaz olduğuna dikkat çekiyor. Özellikle sosyoekonomik ve sosyokültürel düzeyi yüksek ailelerde, ebeveynlerdeki ve çocuklardaki kilo sorunları paralellik gösteriyor.

Prof. Mungan, çocukların bilinçli gıda seçim yapma yetkinliğine ulaşıncaya dek yaşadıkları kilo fazlalığı sorununun temelinde yatan en önemli etkenin genetik veya hormonal faktörler olduğuna yönelik genel kanının aksine, anne ve babanın beslenme alışkanlıkları olduğunu söylüyor.

TEKNOLOJİK OYUNCAKLAR OBEZİTEYE ZEMİN HAZIRLIYOR

Durağan hayat, bilgisayar, tablet, cep telefonu, TV gibi teknolojinin masa başı dayatmaları gibi yaşam alışkanlıklarının da çocuklarda obeziteye zemin hazırladığını belirten Mungan sözlerine şöyle devam ediyor:

Türkiye’de çocukların yüzde 32’si fazla kilolu - 1

“Telefonla sipariş imkanları, fast-food zincirleri, hazır ve rafine gıdalara kolay ulaşma olanakları sağlıklı beslenmeyi engelliyor.  Bunun yanı sıra, bitmeyen sınav maratonları, yeşil alanların yani oyun olanaklarının azalması, yüksek katlı binalarda yaşama, güvenlik kaygıları gibi çevresel faktörlere bağlı çocukların hareket imkanlarının sınırlanması da artan kilo grafiklerinin en önemli sorumluları arasında yer alıyor. Ayrıca, gebelikte alınan fazla kilo, bebeğin çok düşük veya fazla doğum kilosu ile doğması, annenin sigara içmesi de çocukluk çağı obezitesi için risk faktörü olarak kabul ediliyor.”

TEDAVİ EDİLMEZSE CİDDİ SORUNLARA YAŞANABİLİYOR

Çocukluk çağındaki obezite, yetişkinlik hastalıkları olarak bilinen tip 2 diyabet, hipertansiyon ve kardiyovasküler hastalıkların erken yaşlarda görülmesi açısından da risk oluşturuyor. Aynı zamanda kız çocuklarında polikistik overe de neden olabiliyor.

Mungan, bu sorunların önüne geçilebilmesi için çocuklarda mutlaka düzenli ağırlık, boy ve vücut kitle indeksi takibinin gerekliği olduğuna işaret ediyor. Ancak, ailelerdeki “büyüdükçe fazla kilosunu atar” şeklindeki geleneksel görüş sebebiyle çocukların tanı ve tedavilerinin geciktiğini belirtiyor:

“Kilo fazlalığı olduğu düşünülen veya hekim tarafından bu durum tespit edilen her çocuğun mutlaka çocuk endokrin-metabolizma uzmanı tarafından değerlendirilmesi, acil sorunların saptanarak tedavi ve yaşam biçimi değiştirme programlarının yapılması zorunludur.”

ÇOCUKLARA BİLİNÇSİZ DİYETLER UYGULAMAYIN

Yanlış yaklaşımlar veya çocuk endokrin-metabolizma uzmanı tarafından önerilmeyen diyetlerin çocukların gelişmesini olumsuz yönde etkilediğine dikkat çeken Prof. Dr. Neslihan Önenli Mungan, bu durumda çocukların boy uzamasının durabildiğini, vitamin ve mineral eksikliklerinin ortaya çıkabileceğini de söylüyor.

  • Etiketler :
  • Haberler -
  • Bebek ve Çocuk Sağlığı
  • Obezite
  • Beslenme

Sayfa Yükleniyor...