Türkiye'de meyve ve sebze tüketimi yetersiz

Dünya Sağlık Örgütü (WHO) raporları ve Türkiye'ye özgü beslenme rehberinde belirtilen yeterli ve dengeli beslenme için gerekli olan günde en az 5 porsiyon meyve ve sebze tüketilmesi önerisi dikkate alındığında, Türkiye'de meyve ve sebze tüketiminin yetersiz olduğu bildirildi.

Türkiye'de meyve ve sebze tüketimi yetersiz

Amerikan Diyetetik Derneğinin Denizaşırı Ülkeler Türkiye Temsilcisi Diyetisyen Selahattin Dönmez,  Türkiye'de beslenme bakımından hem gelişmekte olan hem de gelişmiş ülkelerin sorunlarının yaşandığını söyledi.

Selahattin Dönmez, Türkiye'de halkın beslenme durumunun bölgelere, mevsimlere, sosyoekonomik düzeye ve kentsel, kırsal yerleşim yerlerine göre önemli farklılıklar gösterdiğini belirterek, şöyle konuştu:
''Bunun temel nedenlerinin başında gelir dağılımındaki dengesizlik gelmektedir. Bu durum beslenme sorunlarının niteliği ve görülme sıklığı üzerinde etkili olmaktadır. Ayrıca beslenme konusundaki bilgisizlik hatalı besin seçimine, yanlış hazırlama, pişirme ve saklama yöntemlerinin uygulanmasına neden olmakta ve beslenme sorunlarının boyutlarının büyümesine yol açmaktadır.''

Türk halkının beslenme durumuna bakıldığında temel besinin ekmek ve diğer tahıl ürünleri olduğunu ifade eden Dönmez, şunları kaydetti:
''Günlük enerjinin ortalama yüzde 44'ü sadece ekmekten, yüzde 58'i ise ekmek ve diğer tahıl ürünlerinden sağlanmaktadır. Yıllar içerisinde besin tüketim eğilimi incelendiğinde ekmek, süt, yoğurt, et ve ürünleri, taze sebze ve meyve tüketiminin azaldığı, kuru baklagil, yumurta ve şeker tüketiminin ise arttığı söylenebilir. Genelde toplam yağ tüketim miktarında önemli farklılık olmamasına karşın bitkisel sıvı yağ tüketim miktarının katı yağa oranla arttığı gözlenmektedir.''

Dönmez, Türkiye'de yapılan bir araştırmaya göre, 18 yaş üstü bireylerin ortalama günde yaklaşık 2'şer porsiyon meyve ve sebze tükettiğini, bu oranın bölgelere ve kırsal, kentsel yerleşim yerlerine göre farklılıklar gösterdiğinin tespit edildiğini belirterek, şunları söyledi:
''WHO raporları ve Türkiye'ye özgü beslenme rehberinde belirtildiği üzere vücut ağırlığının denetimi ve yeterli ve dengeli beslenme için günde en az 5 porsiyon meyve ve sebze tüketilmesi önerilmektedir. Bu önerilere göre ülkemizde meyve ve sebze tüketiminin yetersiz olduğu görülmektedir. Son yıllarda ülkemizde özellikle kentsel bölgelerdeki çocuk ve gençler arasında ayaküstü beslenme sıklıkla tercih edilen bir beslenme şeklidir. Bu şekilde beslenme doymuş yağ asitleri yönünden zengin, posa içeriği, A ve C vitaminleri yönünden yetersizdir. Bu tür yiyecekler yetersiz ve dengesiz beslenmeye neden olmakta, obezite, kalp ve damar hastalıkları, diyabet gibi kronik hastalıkların oluşma riskini artırmaktadır.''

''DÜZENLİ OLARAK FİZİKSEL AKTİVİTE YAPILMALI''

Türkiye'de obezitenin artmasına neden olan faktörlerden birinin de hareketsiz yaşam tarzının yaygınlaşması olduğuna dikkati çeken Dönmez, şunları ifade etti:
''Düzenli fiziksel aktivite sağlıklı yaşam tarzının temel unsurudur. Fiziksel aktivitesi artmış bir toplumun sağlık harcamalarının çok ciddi düzeyde azaldığı ve ülke ekonomisine çok büyük katkısının olacağı kabul edilmektedir. Fiziksel hareket alışkanlığının yeterli olması durumunda iskemik kalp hastalığına bağlı 31 bin 519, iskemik inmeye bağlı 10 bin 269 ölümün önlenebileceği hesaplanmaktadır. Önlenebilen hastalıklar açısından bakıldığında, fiziksel aktiviteler aracılığıyla tüm hastalık yükünün yüzde 4.3'ü önlenebilecektir.''

Diyetisyen Dönmez, Bakanlığınca 7 coğrafi bölgede, 7 ilde 30 yaş üstü 15 bin 468 kişinin katılımıyla yapılan ''Sağlıklı Beslenelim, Kalbimizi Koruyalım'' çalışmasına göre Türkiye'de bireylerin sadece yüzde 3.5'inin düzenli olarak fiziksel aktivite yaptığının tespit edildiğini kaydederek, şöyle konuştu:
''Ulusal Hane Halkı Araştırması'na göre ise ülkemizde 18 yaş üzeri bireylerin yüzde 20.32'sinin hareketsiz yaşadığı, yüzde 15.99'unun yetersiz düzeyde fiziksel aktivite yaptığı saptanmıştır. 18 yaş ve yukarısında fiziksel hareketliliği haftada 150 dakika ve üzerinde olan birey oranı erkeklerde yüzde 71.12, kadınlarda yüzde 58.12 olmak üzere toplamda yüzde 63.69'dur.''

Dönmez, fiziksel aktivitenin yetişkinlerde cinsiyetle ilişkisinin incelendiği bir çalışmada 20-29 yaş kadınların fiziksel aktivite düzeyinin kadınların yüzde 50'sinde çok hafif ve hafif, yüzde 45'inde orta, yüzde 5'inde ise orta üstü düzeyde olduğunu ifade ederek, erkeklerin fiziksel aktivite düzeyinin kadınlardan daha fazla olduğunun ve aktivite düzeyinin yaş ilerledikçe azaldığının rapor edildiğini sözlerine ekledi.

Sayfa Yükleniyor...