Türkiye'nin tansiyonu neden yükseliyor?

Araştırmalar, Türkiye'de hipertansiyon oranının 2003’te yüzde 35,8 iken, 2009'da yüzde 41,1’e çıktığını gösteriyor. Peki Türkiye'nin tansiyonu neden yükseliyor? İşte nedenler...

Türkiye'nin tansiyonu neden yükseliyor?

Türk Hipertansiyon ve Böbrek Hastalıkları Derneği'nin 2003’te yaptığı, “Türk Hipertansiyon Prevalans çalışmasında” yüzde 35,8 olan yüksek tansiyon oranı, 2009'daki çalışmada yüzde 41,1’e yükseldi.

Rakamlar, 'Türkiye'nin tansiyonu neden yükseliyor?' sorusunu da beraberinde getiriyor. "Türk halkının ekonomik, sosyal ve siyasi nedenleri var" diyen Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Kardiyoloji Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Hakan Karpuz, tansiyonumuzu yükselten nedenleri ntvmsnbc'ye anlattı.

ŞİŞMANLAYIP TEMBELLEŞİYORUZ
Her üç erişkinden birinin hipertansiyon hastası olduğunu belirten Prof. Karpuz'a göre, Türk halkı olarak gittikçe şişmanlayıp tembelleşiyoruz.

"Bu tablonun birinci nedeni obezite ve hareketsiz yaşam tarzı. Şişmanladığımızı gösteren en önemli gösterge bel çevresi. Bir insanın bel çevresi genişse, hipertansif olma potansiyeli çok yükseliyor. Teknolojik gelişmeler sayesinde daha az hareket eder olduk, yani hareketsiz yaşam biçimi ve beslenme şekli obeziteye yol açıyor. Bunlar hipertansiyonun da en önemli nedenleri."

UCUZ BESLENME İSTEĞİ ETKİLİ
Aynı zamanda Türk Kardiyoloji Derneği üyesi olan Prof. Hakan Karpuz, hipertansiyon oranının yüzde 35'lerden yüzde 40'lara çıkmasında sosyo ekonomik faktörlerin etkisini şöyle özetledi:

"Sosya ekonomik düzeyin yüksek olmaması beslenme şeklini de etkiliyor. Ekonomik beslenme şekli ekmek ve tuz tüketiminin artmasına yol açıyor. Bu sene Dünya Hipertansiyon Günü'nün ana teması tuz tüketimi idi. Türk halkı olarak gittikçe tuzlu yiyoruz. Ekonomik sıkıntı nedeniyle beslenme şeklimiz değişti, artık daha fazla ekmek tüketiliyor. Bu ekonomik zorlukta daha ucuz doyabilmek için ortalama 400 gram ekmek yiyoruz. Ekmekte de tuz var. Ekmek tüketiminden günde ortalama 6 gram tuz alıyoruz ki bu yüksek bir rakam."

ASIL TEHLİKE ÇOCUKLARDA
Beslenme tarzı ve hareketsizliğin çocukları da olumsuz etkilediğini vurgulayan Prof. Karpuz, hipertansiyonda yaş faktörünün önemine değindi ve çocukların sandığımızdan çok daha tehlikeli durumda olduğuna dikkat çekti:
"Fast food ve internet dolayısıyla hareketsizliği yaşam biçimi haline getiren çocuklarımızda hipertansiyon şaşırtıcı boyutlarda. Eskiden çocukların tansiyonu bu kadar önem arzetmiyordu ama yapılan çalışmalar, hipertansiyonun çocukları da tehdit ettiğini gösteriyor. Araştırmalar, çocukluk çağında hipertansiyonu olan bireylerin ileride koroner arter hastası olma potansiyeli taşıdığını gösteriyor. Bir diğer önemli nokta ise çocuklar arasında sigara yaşı da bir hayli düştü. Çocukların sigara alışkanlığı hipertansiyon ve kalp hastalıkları açısından ciddi risk oluşturuyor."

SİYASİ TANSİYON YA YÜKSEK REEL TANSİYON DA
Türkiye'nin yükselen tansiyonunu, sosyal ve siyasal yaşamın dinamikleriyle da ilişkilendiren Prof. Hakan Karpuz'a göre siyasetin yüksek tansiyonu reel tansiyona da yansıyor:

"Yapılan araştırmalar, miyokart enfartüs nedenleri arasında stres ve psikososyal faktörlerin ön planda olduğunu gösteriyor. Yine araştırmalara göre, siyasi tansiyonun çıkması insanların da tansiyonunu yükseltiyor. Siyasi gerginlikler ve belirsizlikler ile özellikle de ekonomik sorunlar insanlarda psikosomatik olarak tansiyonu etkiliyor."

Beslenme şeklini değiştirmek, Akdeniz tarzı beslenmeye yönelmek, çocukları fast food beslenmeden uzak tutmak, hareketsizliğin önüne geçmek ise tansiyonun normal sınırlarda tutulması için alınabilecek önlemler arasında bulunuyor.

Sayfa Yükleniyor...