Caner Karamukluoğlu müziğe küçük yaşlarda rock müzik dinleyerek ve gitar çalarak başladı. Lisede kurdukları TNK grubuna uzun süre vokal aradılar ancak bir türlü bulamadılar. Caner’in heavy metal şarkıcılarını taklit etmesi ve onlar gibi şarkı söylemesi grubun dikkatini çekti. Böylece grubun hem kurucusu hem gitaristi hem de solisti oldu.
Programda, Melankoli albümünden “Olsun” adlı parçayı çaldık. “Olsun” parçasının Caner için özel bir yönü de var. Parçayla ilgili şunları söyledi; “Çok karanlık bir sabaha uyanmıştım. Kendimi hiç iyi hissetmiyordum.
Kendimi iyi hissetmek için meditasyon olsun diye yazdğım bir şarkıydı. Kuzey Işıkları’nı düşleyen bir şarkı... İçerisinde hem hayal var hem de aşk var. Beni çok rahatlatmıştı. Daha önce hiç böyle bir tecrübem olmamıştı; bana iyi gelsin diye şarkı yazmamıştım.
Denedim ve çok iyi geldi.” Bu parçanın yanında, “Hey Pardon”, “Aşkı Harcamanın 80 Yolu”, “Söyle Ruhum” ve “Yine Yazı Bekleriz” adlı parçaları da çaldık.
“HEAVY METALCİLERİ TAKLİTLE BAŞLAYAN ŞARKICILIK”
Liseden beri müzik yapan bir insanım. Müziğin her çeşidini, her halini yapmaya çalışıyorum. Olabildiğince birçok şeyi hayatta denyimlemeyi seviyorum. Ankara’da çekirdek bir ailede büyüdüm; anne, baba, abla... Ailemde müzisyen yok. İlk müzisyen benim. TNK’yi kurmadan önce lisede rock müzik yapan beş kişilik bir grubumuz vardı. Daha sert müzik yapıyorduk; metal heavy metal türlerini çalıyorduk. İyi bir gitarcıydım. Şarkıcımız yoktu. Uzun süre şarkıcı aradık. O zamanlar şarkıcı olmayı düşünmüyordum. O metalci zamanlarımızdaki James Hetfield ve yine heavy metal dünyasındaki bazı isimlere hayranlığım dolayısıyla onlar gibi şarkı söylemeye çalışarak kendimi geliştirmeye başladım. Sonra grup bana şarkıcı sen ol dedi. Ve ben şarkıcı oldum.
“GENÇ YETENEK TNK”
TNK lisede kurduğumuz bir gruptu. 2003 senesinde bir yarışmaya katıldık. Çok güzel bir yarışmaydı. Hatta şimdi bildiğimiz Manga, Emre Aydın gibi gruplar vardı. Emre Aydın birinci olmuştu. Biz de Genç Yetenek Özel Ödülü almıştık. Katıldığımız sene ben 18 yaşına henüz basmamıştım ve veli imzasıyla katıldım bu yarışmaya. O zamanki kadromuzda hala benimle beraber devam eden Basri Hayran var. Diğer arkadaşlar Söyle Ruhum’dan önce ayrıldılar.
“ROCK’I ROCK YAPAN...”
Rock müzik samimiyeti ile alakalı bir janra. İçinden ne geliyorsa söyleyebildiğin bir müzik. Bu sert bir söylem de olabilir çok iyi bir söylem de olabilir. Her şey olabilir. Bence rock’ı söylem olarak sınırlanmıyor olması rock yapıyor.
“HAYAL KURABİLDİĞİM MÜZİK, ROCK”
Hayal kurabildiğim bir müzik yapıyorum. Yaşadığım hayatı hep hayallerle harmanlayıp bir şeyler yazmayı seviyorum. Hem çok sevdiğim dünyaca ünlü sanatçılar hem de Bizim Rock’çılar olan insanların açıklamalarına baktığım zaman, onların daha çok yaşadıkları hayatı yazmayı sevdiklerini gördüm. Ben ise yaşadığım hayatı hayallerle harmanlayıp yazmayı seviyorum. Rock müzik benim için hayal gücü. O hayal gücü nasıl sınırsız bir şeyse yaptığım müzikte de öyle olaya çalışıyorum. İnsan bazı noktalarda kendini sınırlandırmak durumunda kalabiliyor ama ben bunu yapmamaya çalışıyorum.
“HER ŞEYDEN BİRAZ BİRAZ”
Bir tarzın insanın hayatına bir yansıması mı vardır, insanın hayatının tarzına bir yansıması mı vardır? Ben her şeyden biraz alan, her şeyi öğrenmeyi çalışan ve belli alanlar içinde kalamayan bir insan olduğumdan dışa yansımam tarzsız. Bu tarzsızlık aslında bir şeyi tam olarak kabullanemeyişin de göstergesi. Bu “insanların bir ideali, fikri, yolu olamalı” düşüncesine ters düşüyor. Bence bir rockçı profili bence olmalı, evet. Ama ben o profili sağlayamıyorum. Ve bu yüzden mi rockçıyım? Bunlar kendi içerisinde çelişen ironik şeyler...
“SAHNE, BİR ÇEŞİT BAĞIMLILIK...”
Sahnede olmak... Sahnede olma hissi acayip çekici bir şey. Kanınıza bir şey vermişler gibi... Bir çeşit bağımlılık. bundan da kimse kolay kolay kurtulamıyor. Hem tehlikeli hem de o tehlikeli şeyin çekiciliği var. Orada olamadığınızda özgüven kaybına neden oluyor. Büyük ya da küçük sahne hiç farketmiyor.
“AŞK TESADÜFLERİ SEVER’LE GELEN BÜYÜK SAHNELER”
İlk albümümüz 2005 yılında çıktı. Bu albümden “Kalpsiz” ve “Elveda De” parçalarını kliplendirdik. 2010’a kadar albüm yapmaya çalıştık ama Ankara’da olmanın dezavantajlarını yaşadık. Plak şirketlerine ulaşmak zor oldu. “Söyle Ruhum” albümü 2010 yılında çıktı. Bu arada grupta ayrılmalar oldu. Bu albümün bir şarkısı Aşk Tesadüfleri Sever filminde çıktı ve bu filmle beraber TNK daha büyük sahnelerde yer almaya başladı. Bu bizi bazen tedirgin de etti. Çünkü pop müzik katagorisine çok yakın bir yerde yer aldı.
“EN ZOR YAPILAN ŞEY; HAYALLERİNİN PEŞİNDEN KOŞMAK”
Liseden sonra müzikle tam anlamıyla tanıştım ve müzik beni gerçekten iyileştirdi. Hiç hastalanmadım gibi. Başka bir bağışıklık kazandırdı bana. Duygusal olarak kendimi hep taze hissediyorum. Hatta öyle hissetmediğim zamanlarda kendimi çok kötü hissediyorum ve bu zamanı oldukça kısa tutmaya çalışıyorum. Hani içinizdeki çocuk derler ya, orada anlatılmak istenen o şeyi kaybetmediğimi hissediyorum. En çok denediğim şey hayal ettiğim şeyi yapmaya çalışmak. Ama en zor yapılan şey bu hayatta hayal ettiğin şeyi yapmak. En çok sorun çıkan dava da bu olabilir.
“BU YOLCULUKTA SEVDİĞİM BİRÇOK ŞEYİ KAYBETTİM”
Hayallerinin peşinde koşmak da birçok şeyden vazgeçmek ve kaybetmek demek oluyor. Şuan geldiğim noktada birçok başka iş yapıyorum ama hala müzik içinde kalabildiğim için gururluyum. Hayallerim için birçok şeyi göze aldım. Çünkü bu hayatta en çok hayallerimin peşinden koştum ve en çok hayallerimin peşinden koştuğumda başardığım o şeyi sevdim... Peki ne kaybettim? Tek tip bir toplum var ve ben topluma adaptasyonu kaybettim. Mesela, Bilkent Üniversitesi’nde Bilgisayar ve Bilişim diye bir bölüm okudum. İlk tercihimdi. Oraya da ilgilim vardı. Başka bir idealim için o idealimden kendimce vazgeçmek zorunda kaldım.
- Etiketler :
- Haberler -
- Müzik
- Sanat
- konser
