"Dil yarası, en acı yara imiş!"

Ülkece hatta dünyaca komplo teorisyeni olduk. Her şeyin kafamızda mantıklı bir nedeni var. Genelde Amerika, İsrail ve Rusya’ya çıkıyor kapılar. Zaman musluktan tazyikli bir şekilde akarken, topladığımız yarım yamalak bilgileri hemen sonuca ulaştırıyoruz.

"Dil yarası, en acı yara imiş!"
"Dil yarası, en acı yara imiş!" - 1

İzlediğimiz, duyduğumuz, okuduğumuz her şeyde bir bit yeniği arıyoruz. Ancak önce kendimize bakmamız gerektiğini unutuyoruz. Şaka gibi bir şeyler oluyor etrafta. Bitmeyen bir şaka gibi. Müge Anlı’nın hemen ertesinde, öğle saatlerinde başlayan ve akşam haberlerine kadar süren programlardan bahsediyorum. Beni oluşturan şeylerden biri de “dil”. Konuştuğum lisan. Çok uzaklardan gelip, türlü milletle iç içe geçip, dişlerime, boğazıma, yüzüme yerleşen lisanım. Uzaklarda aramayın, ne Rusya ne İsrail! Ülkemin genç insanları tamamen hür iradeleriyle dilimizi katlediyor.

"Dil yarası, en acı yara imiş!" - 2 Televizyon ekranında öğle kuşağında yer alan bazı programlar dilimizi katletmeye and içmiş gibi gözüküyor.

KISMETSE OLUR’DA “BEĞENTİ” RÜZGARLARI!

Kısmetse olur. Ne güzel söylemiş, ilk kim söylemişse. Kısmetin önüne geçilemiyor. Biz de geçemedik ve 2 sezondur haftada 7 gün yayınlanan programla müşerref olduk. Türkçe’nin bir sakız markası olmadığının farkında olduğuna inandığım eski haber spikeri Seda Akgül’ün sunumuyla biraz daha katlanılır hale gelen programda cinayet işleniyor. Birbirinden donanımlı 16 genç insan, evlenmek için yanıp tutuşuyor. O ateşle dil ve imla klavuzunu yaktığını bilmeden! Her insan hata yapar. Ben hep yaparım. Önemli olan hata yaptığının, en azından birkaç gün sonra farkına varmak. Şimdi uzun boylu, esmer, tertemiz kıyafetiyle salınan bir genç erkekle konuştuğunuzu düşünün. Evlilik bu, ciddi iş. Dolayısıyla beklentiler ve olmazsa olmazlar tartışılacak. Dibine kadar “maço” isteyen ama maçonun ne demek olduğunu bilmeyen gelin adayının taleplerini zevkle karşılayan damat adayı “Ben çok kısa giyilmesini tasnik etmiyorum” diyor. Tasnik edemezsin zaten güzel kardeşim. Sen etsen etsen tasvip edersin. Anlam kafada oturmuş ama dile yanlış yansımış. Başa dönelim, her insan hata yapar. Yok! Devam ediyor, tasnik diyor, bazen tasnif diyor. Tasnifin türkçede karşılığı var diyerek şükrediyorum ben de. Allah’ım diyorum bir nebze de olsa yok mu aralarında falsosuz konuşan? Cevap gecikmiyor. Gelin adaylarının evinde bir ses yükseliyor. Bir “nevze” de olsa anlar bence... Yumruk üstüne yumruk yiyen ben, evde yanlış söylediği kelimeleri düzelten tek kızın yabancı uyruklu çıkmasıyla nakavt oluyorum. “Hoşlantı” artık yerleşti dilimize. Hayırlı ve de uğurlu olsun. Bulantı gibi. Kalpteki heyecanın mideye vurması sanki. Ben de vazgeçtim duyduğum her an düzeltmekten. Zaten kim duyacak ezile ezile küçücük kalan zihnimden gayrı. Geçenlerde düzeltti Seda Akgül, hoşlantı diyen bir gelin adayını. Ama geçen gün iştahlı iştahlı bir itirafta bulunan genç kızımızın “yani onun da beğentisi varmış bana karşı” cümlesindeki beğentiye ne yapacak çok merak ediyorum.

"Dil yarası, en acı yara imiş!" - 3 Seda Akgül’ün sunduğu “Kısmetse Olur” 16 gelin ve damat adayının birbirlerini tanıma sürecini ekrana taşıyor.

İŞTE BENİM KATİLİM!

Leopara loopar, zinhara zinhal diyen bir modacı, türkçe konuşamamayı, Ajda Pekkan’ın dans edememesi gibi bir marka haline getirmeye çalışan bir moda ikonu jüri koltuğunda otururken, “Başka sorum yok hakim bey” diyesim geliyor. Ya da asın beni. Kırın kalemi. Belki yazan eller, söyleyen diller utanır. Sunucunun en öncelikli işi doğru konuşmaktır ya, öyle bir haldeler ki lütuf gibi geliyor Öykü Serter’in sunumu. Podyumda mankenlerle yarışan kızlar, ağız dalaşına girince Sulukule’ye bağlıyor. Deli olsunlar, delileri severiz. Dilde sorun var hakim bey, deliller ortada. Bunca sezondur sabreden Öykü artık otomatik düzeltme sekmesi gibi. İstediği kadar düzeltsin, kıyafete harcadığı parayla kitap okumaya harcadığı zamanın asla bir denkleme oturamayacağı ikon adayının “ay pardon ağzım sürçtü” şeklindeki cümlesinin neresini düzeltecek? Dilinin sürçtüğü kısmı mı, dilim sürçtü yerine ağzım sürçtü dediği kısmı mı?

Dil yarası, hakikaten en acı yaraymış. Hele bir de yanlış kullanıldığında evlat acısı gibiymiş. Benim acım bana yeter. Siz beni boşverin. Çocuğunuz, kardeşiniz varsa ve dil meyabaya, iste ben de öyle seyapmısstım gibi manasızlıklara dalıyorsa, internetten izlenen videolar Kerimcan’ın kaldığı otel odalarının oturma düzeniyle sınırlıysa kapsamlı bir ağız ve zihin temizliğinin vakti gelmiş demektir.

"Dil yarası, en acı yara imiş!" - 4 Öykü Serter’in sunduğu “İşte Benim Stilim”de şıklık yarışı zaman zaman ağız dalaşına dönüşüyor.
"Dil yarası, en acı yara imiş!" - 5

Sayfa Yükleniyor...