Haftanın filmleri (19 Şubat 2016)

Bu hafta sonu 1'i yerli, 4 yeni film beyazperdede izleyiciyle buluşacak.

Haftanın filmleri (19 Şubat 2016)

DÜNYALAR ARASI YOLCULUK..
“GİZLİ DÜNYA”

Genç bir kadın ve oğlunun tek bir odada geçen 5 yılının hikayesi ne kadar etkileyici olabilir ki? Hem de öyle olur ki!

Kutu gibi bir dünyada sadece annesinin öğrettikleriyle ve bir de eşsiz hayal gücüyle büyüyen Jack, dışarıya ilk adımını attığında yeni bir gezegene ayak basan bir bebekten farksıztır. Öğrendiği her şey o odada kalmıştır. Annesinin durumu da farklı değildir. Hayatına ara verdiği 5 koca seneden sonra Ma için de her şey zorlaşır. Kim kaçırıp onları bu kafese sokmuştur? Yeni hayatları, eskisi gibi olacak mıdır?

Emma Donghue’nun çoksatan romanından uyarlanan “Gizli Dünya” için spoiler vermeden daha fazlasını anlatmak zor. Ama anlattıklarımızın, buzdağının sadece görünen kısmı olduğunu söylemekle yetinelim.

Başrolde Oscar adayı Brie Larson tek kelimeyle mükemmel. Jack’te küçük oyuncu Jacop Tremblay yılın en şaşırtıcı keşiflerinden biri. Oscar adayı yönetmen Lenny Abrahamson’ın kurduğu sahneler müthiş. Toplamda 4 Oscar adaylığı bulunan bu harika yolculuğu sakın kaçırmayın. (5 üzerinden 4,5 puan)

İNSANLIK ADINA..
“SAUL’UN OĞLU”

1944 yılında Nazilerin ünlü toplama kampı Auschwitz’de insanlar ikiye ayrılır: insanlar ve naziler. O insanlardan biri Saul. Yahudi. Ölmemek için, inadına yaşamak için Nazilerin kamp görevlisi olarak çalışıyor. Katledilenlerin yakıldığı krematoryumda görevli. Bir gün küçük bir çocuğun cesediyle karşılaşıyor. Onu, hiç değilse sembolik de olsa tek bir yahudiyi dini geleneklere uygun biçimde gömmeye ant içiyor. Çevresinde olup bitenlere aldırmadan sadece bunun için yaşıyor. Çocuğun cesedini saklaması yetmiyor, bir de haham bulması gerekiyor. Dahası kampta bir isyan dalgası filizleniyor.

Macar yönetmen Laszlo Nemes’in ilk uzun metrajı, Cannes’da ayakta alkışlandığından bu yana festivallerin gözdesi, Macaristan’a da bu seneki yabancı dilde en iyi film Oscarı’nı kazandırması çok güçlü ihtimal. Nemes’in düşük bütçesine rağmen atmosfer yaratma bakımından “The Pianist”le karşılaştırılan filmi, sadece Nazi döneminde yaşanan insanlık dramıyla ilgilenenleri değil, sinemada insan hikayeleri izlemek isteyen herkesi büyüleyecek türden bir başyapıt. İlk başrolünde Geza Röhrig gayet inandırıcı. (5 üzerinden 4,5 puan)

RECEP İVEDİK KILIK DEĞİŞTİRİRSE..
“OSMAN PAZARLAMA”

Şahan Gökbakar’ın Recep İvedik’ten çok daha fazlası olduğunu, kendisini üne kavuşturan televizyon şovundaki eğlenceli skeçlerden biliyorduk. Tip yaratma konusunda asla sıkıntısı olmayan yetenekli komedyenin Recep İvedik karakterinde fazla takıldığını düşünüyorduk ki “Osman Pazarlama” ile karşımıza çıktı.

Doğrusu tipleme görünürde ne kadar farklı olursa olsun Gökbakar’ın yine İvedik stili diyebileceğimiz kaba komediye bel bağladığını görüyoruz. Yani filmde Recep İvedik’i pazarlamacı Osman oynuyor. Oysa farklı bir metinle bir pazarlamacının geçim sıkıntısını, sevdasını, trajikomik hallerini izleyeceğimizi düşünmüştük. Olmadı.

(5 üzerinden 2 puan) 

ÇOCUĞUNUZA BUNU YAPMAYIN..
“AYI KARDEŞLER: KURTARMA OPERASYONU”

 Televizyon aslında faydalı bir aygıt. Animasyonlar ise devasa bir dünya. Eğer küçük bir çocuğunuz varsa açıp seyretmesini sağlayabileceğiniz sayısız çizgi film kanalı mevcut. Yani bilet parasından da, çocuğunuzla birlikte gideceğiniz sinema salonunda uyuyakalmaktan da kurtulabilirsiniz. 

ABD/Çin ortak yapımı -ki bu tür ortaklıkların sayısı giderek artıyor- “Ayı Kardeşler”; ormanda buldukları küçük kız çocuğunu sağ salim ailesine götürmeye çalışan iki ayı kardeşin macerasını anlatıyor. İnanın, çocuğunuz çok daha iyisini hak ediyor..(5 üzerinden 1,5 puan)

Sayfa Yükleniyor...